NE OLACAK BU YOLSUZLUKLARIN HALİ?

POLİS ÖRGÜTÜNÜN YOLSUZLUK İDDİLARINI UYGUN VE ETKİLİ ŞEKİLDE SORUŞTURAMADIĞI ORTAYA ÇIKTI. SONUÇTA YURTTAŞLAR MAĞDUR OLURKEN YOLSUZLUK ALGISI DA GÜÇLENİYOR.

0
blank

Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ilaç ödemeleri ile ilgili soruşturma Eylül 2023’te başlamıştı. Altı ay geride kaldı. Kimi doktor ve eczacılar tutuklandı ve elleri kelepçeli olarak mahkemeye çıkarıldı. Sonrasında duyarlılık artmış olsa da ilk aşamada fotoğrafları çekildi ve yayınladı. Eczanelerin ve doktorların banka hesapları bloke edilerek çalışmaz hale getirildi. Bunların kaçı hesaplarını açtırabildi bilmiyorum ama kredi kartı ile satışların yoğunlaştığı günümüz koşullarında banka hesaplarınız bloke edilmişse dükkanınızı çevirmeniz mümkün değildir.

İlaç ödemeleri soruşturması nedeniyle sigortalılara yapılan ödemeler de durduruldu. İnsanlar, erişebilecekleri mesafede bu ödemeleri almalarını sağlayacak doktor ve eczane bulamamaktadır. Hakları gasp edilmiştir!

Üniversitenin birinde ortaya çıkan “diploma skandalı” polis tarafından soruşturuluyor. Kimisi aldığı diplomayı tedavüle sürmüş ve haksız çıkar elde etmiştir; kimisi duvara asarak itibar kazandığını düşünmüştür. Ortada bir yolsuzluk olduğu aşikardır ama bu soruşturmanın akıbetinin ne olacağı da belirsizliğe itilmiş bulunmaktadır.

Sağ olsun polisimiz, istediği zaman sanal kumar operasyonu yapmakta, istediği zaman yapmamaktadır. Şans oyunları işine kalkışmış insanların kimileri tutuklanarak aynen doktor ve eczacılar gibi teşhir edilmekte; tutuklanıp da teminata bağlananlar bir köşede unutularak yurtdışına çıkışları gereksiz yere engellenmektedir.

Soruşturma dediğimiz şeylerin nasıl yürütüldüğünü bilmiyorum. Bu sürecin hem insan hakları hem de suçun önlenmesi bakımından titizlik gerektirdiği açıktır. Bu işi üstlenenler, şimdiye kadar sağlanmış olan birikimi eğitim ve deneyim yoluyla edinmiş olmalıydılar. Polis teşkilatı bu birikimi kurumsal olarak da içselleştirmiş olmalıdır diye düşünmekteyim. Hassas bir işle karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bilgili, sağlam karakterli, insan haklarına duyarlı ekipler gerektiren bir iş olmalıdır.

blank
SORUŞTURMA YAPAR GİBİ YAPMAKLA SORUŞTURMA YAPMAK AYNI ŞEY DEĞİL GALİBA… HERKESİ SORGUYA ÇEKMEK DE SORUŞTURMA OLMUYOR. SUÇ DELİLLERİNİ BAŞARI İLE TOPLAMAK KENDİNE ÖZGÜ VE ZOR BİR MESLEK HALİNE GELDİ. BU MESLEĞİ LAYIKI İLE YAPABİLECEK POLİSLERE İHTİYACIMIZ VAR.
……………………………………………………………………..

Son günlerde mahkemelerimizde alınan iki sonuç, bu titizliği hayata geçirecek birikime sahip olmadığımızı gösteriyor ama. Zihinsel engelli bir çocuğa tecavüz ettiği iddiası ile tutuklu yargılanan bir yurttaşımız 35 ay sonra beraat etti. “Bir kişinin özgürlüğünden gereksiz yere bir dakika bile mahrum edilmemesi gerektiğinin” sıklıkla vurgulandığı günümüzde bu prensibe göre şekillenmesi gereken soruşturma ve yargılama süreci, bu yurttaşımızın 35 ay hapiste kalması ve tecavüzcü diye teşhir edilmesi sonucunu doğuracak kadar verimsiz ve kötü çalışmıştır.

Serdinç Maypa, benim yapamayacağım ve yapmayacağım şekilde yayınlar yapıyor. Hakkında bazı şikayetler de yapıldı ve soruşturma amacıyla tutuklandı. Polisin, “alınacak çok ifade var; tutuklu kalsın” zihniyetiyle hiç bitmeyecek bir soruşturma süreci tasarladığı mahkemede açığa çıktı. Mahkeme titizlik göstermese Maypa da yıllarca tutuklu kaldıktan sonra beraat edebilirdi. Mahkeme, soruşturmanın kalitesizliğini polisin yüzüne vurdu, kamuoyuna duyurdu ve Maypa’yı teminatla serbest bıraktı.

Bulgularla yüklü Sayıştay raporları bekliyor… Başbakan’ın polise ilettiği Kıb-Tek dosyalarının akıbeti ise bilinmiyor. Polis bu soruşturma kapasitesiyle ne yolsuzlukları açığa çıkarabilir ne de yurttaşların insan haklarını koruyan bir yargılama süreci oluşturabilir.

1994-1995 yıllarındaki DP-CTP hükümetlerinin programında “yolsuzluk dosyalarının açılması” hükmüne yer verilmiş, bu konunun CTP Genel Başkanı Özker Özgür tarafından üstlenilen Başbakan Yardımcılığı’nın çalışma alanı içinde olması kararlaştırılmıştı. Herkes dosyaların raftan indirilmesini, savcılığa gönderilmesini ve hakkında söylenti çıkanların mahkum edilmesini beklemeye başlamıştı. Olmadı! Raflarda yolsuzluk dosyası olmadığı gibi böyle dosyalar oluşturmak da mümkün olamadı!

“Yolsuzluk algısı” başka, yolsuzlukları kanıtlanmış insanların mahkum edilmesi başka şeydir. Yolsuzluk yapanların yakalanıp mahkum edilmesi, bu mahkumiyetlerin caydırıcı etkileri nedeni ile yolsuzlukların gerçekten azaltılması ve toplumdaki yolsuzluk algısının geriletilmesi zor, zahmetli ve bilgi gerektiren bir süreç olmalıdır. Bunun için etkili ama insan haklarını koruyan soruşturmalar sonucunda suç delilleri ile tanıkların mahkeme huzuruna taşınabilmesine ihtiyaç vardır. Bunun arabaları çevirerek ceza yazmaktan biraz daha karmaşık olduğu aşikardır.

Polis örgütümüz bunu başarabilecek durumda mı?

Bu işten anladığını ileri sürenler varsa seslerini çıkarsınlar ve bizi de aydınlatsınlar…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz