BRT’de Baykan Gürses Özerdağ’ın sorularını yanıtlayan Polis Genel Müdrülüğü Narkotik Şübe Müdür Muavini Tarkan Kızıltuğ, “narkotik kaçakçılığı” konusunda önemli bilgiler verdi. Polis Haftası dolayısı ile düzenlenen programa katılan Başmüfettiş Kızıltuğ, şunları söyledi:
“24 – 30 Haziran ‘polis haftası’ olarak kutlanıyor. 30 Haziran ise ‘polis günü’ olarak kutlanıyor. Bir takım etkinlikler düzenleniyor. Basın-yayın organlarına katılmak da bunlardan birisi. Polis teşkilatı 1964 yılında kurulmuştur.”
“Ganimetçilere karşı kurulan bir şube vardı. Daha sonra diğer suç önleme faaliyetleri arasına alındı. Kapsam biraz genişletildi. Dünyada uyuşturucu madde bağımlılığı arttığından dolayı; ülkemizde de madde kullanımının yaygınlaşmasının sonucu 2005 yılından itibaren Polis Genel Müdürlüğüne doğrudan bağlı bir şekilde ‘Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü’ de 40 polis memurumuz ile kadroda yerini aldı.”
“7 gün, 24 saat saat dilimi içerisinde ve canla başla mücadele ediyoruz. Çocuklarımızın sağlığı, halkımızın sağlığı, toplumumuzun sağlık ve güvenliği konusunda bizlere ciddi anlamda bir görev yüklenmiş durumda, biz de en iyi şekilde görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Yeterli personelimiz yoktur. Kadro istihdamı olursa halkımıza daha da iyi hizmet verebileceğiz. Bu da siyasi bir iradedir.”
“En alttaki satıcıların çökertilmesinde Polisin eli güçlü olursa , teknik olarak ve teşkilat olarak güçlendirilirse yasalarla çağın getirdikleri ile teşkilatın güncellenmesi için bir imkan verilmelidir. Ciddi anlamda eksiklikler vardır.
Örnek verecek olusak; Her isteyen telefon dinleyememesi lazım bu çok büyük bir suçtur. Bir suç örgütü ile ilgili bilgi almak istiyorsanız; gizli bir şekilde dinlenmesi lazımdır. Telefonunu, bulunduğu yerdeki konuşmalarını dinlersiniz. Bunları delil olarak bir yerde tutarsınız. Günü geldiğinde de mahkemeye götürürsünüz. Maşaları, tepedeki adamları ortaya çıkarmak için yasalarla bunun önünün açılması gerekmektedir.”
“Yurt dışındaki kişiler telefon üzerinden, internet üzerinden bağlantıları yardımı ile patron konumuna gelmiş bazı kişiler, Güney Kıbrıs’ta çöreklenmiş durumda. Oradan buraya uyuşturucu faaliyetlerini yürütüyorlar. Ülkemizin tanınmamışlığı nedeniyle Interpol üzerinden dünyaya açılamıyoruz. Polise sapan verilmiş durumda. Bu sapanla bu gergedanı vurup öldürün şeklinde bir beklenti var. Bu imkanların önce polise sağlanması gerekir. Organize Suç Örgütü yasasını geçirmezseniz, telefon dinleme, tespit, teknik takip, gizli soruşturmayı geçirmezseniz; polisten bu kadar büyük beklenti içine girmeniz belki yanlış olur.”
“Ama polisin kendinden bu beklentisi var ve bu amaç için zaten uğraşıyor. Ancak ülkemizdeki yasalar var. Mahkeme bize, birisinin üzerinde bir şey bulmadıysanız bize getirmeyin diyor. ÜZERİNDE VARSA MAHKUM OLUR, YOKSA AZMETTİREN BUDUR DERSE HİÇ BİR İLERİ İŞLEME DE GİDİLEMİYOR. ELE GEÇEN MİKTARLA CEZALANDIRMANIN DA YANLIŞ OLACAĞI KANAATİNDEYİM. BU BİZİ YANLIŞA GÖRÜTÜR. MADDENİN MİKTARI DEĞİL ÜZERİNDE BULUNMASI ÖNEMLİDİR.”