Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın, narenciyede yaşanan sorunları dile getirerek, narenciye hasadının sona erdiğini, yeni sezonun gelmek üzere olduğunu ancak üreticilerin ürün bedellerinin tamamının ödenemediğini, bazı üreticilerin ise hala ürününü hasat edemediğini belirtti.
Yazılı açıklama yapan Akçın, bin ton civarında ürünün dalında veya Akdeniz meyve sineği vurgunu nedeni ile ağaçların altına dökülmüş vaziyette olduğunu söyleyerek, kuraklık ödemeleri yapılırken kesilemeyen ve dalında kalan narenciyenin ödenmesi için çalışma yapılmasını istedi.
Üreticinin mağdur edilmemesi gerektiğini belirten Akçın, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının bir fondan ödeme yapmasını talep etti.
“Tüm devlet kurumlarının borçları ödenir veya silinirken Cypfruvex’in bu kurumlardan ayrı tutulması anlaşılır gibi değil” diyen Akçın, şunları kaydetti:
“Narenciye sezonu başladığında dolar 16-17 TL ’idi, bugün 30 TL’ye yükseldi, yani TL de yüzde 100 civarında bir kayıpla devam ediyor. Tüm ürün ödenene kadar üretici maddi kayıplara devam edecek. Aldığı gübre ve ilaçlarda döviz bazında yüzde 100’ün üzerinde bir artış olmaktadır. Ümit ederim bazı üreticiler su fiyatı artışlarından, aşırı sıcaklardan ve verim düşüklüğü nedeni ile bahçelerini kurutma yönüne gitmesinler. Ancak suların aşırı tuzlanması nedeni ile birçok köyde özellikle Aydınköy, Güneşköy, Yayla ve Güzelyurt’un birçok bölgesi tuzlanma ve tuzlu su yani 5-6 bin P.P m su ile uzun zaman sulama nedeni ile bir çok bahçenin kötü duruma düştüğü görülmektedir. Yaprak dökümlerinin birçok bahçede başladığı görülmektedir.” Anavatan Türkiye’den gelen suyun sezonun bitmesine çok az bir zaman kalmasına rağmen bahçelere verilmemesinin “düşündürücü” olduğunu savunan Akçın, “Memlekete en çok dövizi getiren bir ihraç ürünümüzü tuzlu su ile sulamaktan hem toprağı hem de bahçeleri kaybetmekle karşı karşıya kalıyoruz. Bu sulama projesini Su İşleri Dairesinin yürütemeyeceği aşikardır. Mart ayından beri Türkiye’den gelen suyun hazır olduğu ancak Su İşleri Daires hem mali hem ekipman ve altyapı yetersizliğinden dolayı bir türlü sulama sistemini rayına oturmadı” ifadelerini kullandı.
Narenciye politikası olmamasını eleştiren Akçın, bu nedenle limona ithal izni verildiğini ayrıca limon ve greyfurt plantasyonlarının kesilip hepsinin mandora (king) aşılandığını belirtti.
Akçın, şöyle devam etti:
“Üretici bin 200TL ton yani 12 kr. kilosu limon, 16kr. greyfurt ürünü satacak da limon ve greyfurt üretecek, dolayısı ile geçmişte ve içinde bulunduğumuz sezon para kazanamadığı için tüm limon ve greyfurt kesilip mandoraya aşılandı. O nedenle limon eksikliği olmuştur; bundan sonra hep limon ve greyfurt eksikliği olacaktır.
Narenciye ve bağ ekim ve dikimlerine değinen Akçın, “Tarımda serbest ekonomi olmaz. Herkes dilediğini eker ancak sonucun ne olacağını düşünemez. İlgililer, yani hükümet edenlerin de yol göstermek ve önlem almak için hiçbir tedbir almadıkları görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Akçın, şu ifadeleri kullandı:
“Devletin tahıl ekimi için kiraladığı araziler bile birkaç bin dönümün iki sene içerisinde hepsine mandora ekilmiştir. Bölgede yüzlerce kişiye gelişi güzel artezyen kuyusu açma izni verildi. Bu da suların azalması ve bazı bölgelerde ise kısa zamanda kuyuların tuzlanmasına vesile olmuştur.
İyilik ettiklerini sananların ülkeye büyük zararlar verdikleri görülüyor. Bundan sonra bu işleri düzeltebilirler mi, sanmıyorum çok zor. Yarattıkları eserleri görüp de sevinsinler.”
Doğrudan Gelir Desteğinin ödenmediğini söyleyen Akçın, birinci taksit mayıs ayında ödenmesi gerekirken ikinci taksitin de ödemesi geldiği halde ödeme yapılamadığını belirtti.
Üreticinin zor günler geçirdiğini, üretimden koptuklarını kaydeden Akçın, bir an önce ödemelerin yapılmasını talep etti.