Mimarlar Odası Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı’yla ilgili gelinen noktada yayınlanmak istenen imar planının hukuksuz bir şekilde ilgili kurumlarla paylaşma ihtiyacı bile duyulmadan, akıllarda onlarca soruyla yürürlüğe sokulmak istendiği ileri sürüldü.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“Yapılan değişiklikler varsa, planı hayata geçirmeden, ilgililer, kamuyu detaylı bir şekilde bilgilendirmekle ve görüşlerini almakla yükümlüdürler. Etik anlayış bunu gerektirir. Şüphesiz, bu kaotik durumu topluma yaşatan ve 1989 yılından bu yana revizyonunu talep ettiğimiz 55/89 İmar Yasası’nda siyasilere tanınan yetkilerdir. Bu yasa son sözü siyasilere vermektedir. İmar Yasaları, çok disiplinli, uzun soluklu, özverili çalışma gerektiren, bilimsel verilere dayalı, toplumun ve doğal çevrenin çıkarlarını ön plana alacak şekilde yapılandırılırlar.”
Açıklamada, yapının korunması için etkin yasal zemine ihtiyaç olduğu vurgulanarak, “Dolayısıyla, imar planlarında son söz siyasi erkin elinden alınıp özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. 55/89 İmar Yasası’nın revize edilerek çok daha kapsamlı çağdaş mimari politikaları da içerecek şekilde hazırlanması şarttır.” denildi.
Son 20 yıla bakıldığında hükümetlerde görev almayan siyasi parti kalmadığı, ancak bunların hiçbirinin 55/89 İmar Yasası’nın adaletli bir yapıya oturması için adım atmadığı ifade edilerek, “Yaşanan kriz yeni bir kriz değildir. Bu konuda köklü bir değişikliğe gidilmezse ülke olarak daha çok imar planı veya emirname krizleri yaşayacağımız ortadadır.” denildi.
Her değişen hükümet döneminde üzerine 55/89 Sayılı İmar Yasası’nın içeriğinde bulunan yetkilerin Şehir Planlama Dairesi ve bağlı olduğu bakanlığın iki dudağının arasında yapılan yasalarla, tüm ülkenin kaosa sürüklenmesine sebep olduğu ve “oluşan çarpık düzenin” sürdürülemez olduğu ifade edildi.
Açıklamada imar planı çalışmalarının bugün gelinen noktada süresi zaten uzatılmış ve hayata geçirilirken de yangından mal kaçırırcasına, paylaşma ihtiyacı dahi duyulmadan, sanki belirli bir zümrenin isteklerine göre şekillendirildiği hissini uyandırdığı ileri sürüldü.
Açıklamada, “Ülkenin geleceğinin şekillenmesi ve planlaması siyasi ve bireysel çıkar korkularıyla yapılamaz. İlgili imar planının hayata geçmeden varsa değişikliklerin kamuyla paylaşılmasını aksi takdirde bu duruma karşı duracağımızı bildiririz. Mimarlar Odası olarak görüşümüz, önceliğin kamu yararının gözetilmesi olduğudur. Ülkenin demokratik vizyonlarla yönetilmesi, topal ve çarpık yapılaşmanın, tüm topluma yapılan adaletsizliğin ortadan kaldırılması talebimizdir.” ifadelerine yer verildi.