Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu bugün Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Bütçesini ele alıyor.
Bütçe görüşmesine geçmeden önce genel kurula sunuşlar bölümünde, Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın komitede ivedilikle görüşülmesi oybirliğiyle kabul edildi.
Genel kurul daha sonra 1 milyar 19 milyon 682 bin 400 TL’lik Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bütçesini görüşmeye başladı.
ARIKLI
Bu bölümde ilk sözü YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı aldı. Bütçe görüşmelerindeki konuşmaların gündem maddesiyle alakasız olması konusuyla ilgili, “Bu görüşmelerde sadece rakamlar konuşulmaz, öyle olsa o rakamlar konuşulur biterdi. Burada yapılan şey o yıl içerisinde hükümet programı ve bütçe doğrultusunda neler yapıldığının konuşulmasıdır” dedi.
Arıklı, hükümet programında yaşam boyu öğrenmeye dayalı nitelikli çağdaş bir eğitim sistemi oluşturulacağından bahsedildiğini ancak programda yer verilen birçok maddenin hayata geçirilmediğini söyledi.
Toplu taşımayla ilgili sorunların bir türlü çözülemediğini kaydeden Arıklı e-eğitim konusunda Türkiye ile protokol olmasına rağmen herhangi bir çalışma yapılmadığını kaydetti.
Programda yeni okul inşaatları yapılacağının belirtildiğini ancak yapılmaya çalışılan okulun inşaatının çöktüğüne işaret eden Arıklı yetkililerin bu konuda yaptığı açıklamaları da eleştirdi.
Arıklı, inşaat alanının alelacele temizlenerek, inşaatın devam ettirilmesini de eleştirdi.
Bunun üzerine HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu söz alarak bölgenin temizlenmesinin zaten yapılması gereken şey olduğunu söyledi.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da Arıklı’nın söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, ilgili yetkililerin pazar ve pazartesi tetkik çalışmalarını tamamladığını ve bunun üzerine çalışmalara devam edildiğini belirtti.
Okullardaki yabancı dil eğitiminin istenen noktada olmadığını ifade eden Arıklı uyuşturucu kullanımının çok küçük yaşlara düştüğüne işaret etti.
Programda yükseköğrenim müsteşarlığı oluşturulacağının kaydedildiğini söyleyen Arıklı, bu konuda da gereken adımların atılmadığını ifade etti.
Vizyon 2030 Eğitim Çalıştayı’nda kendisine konuşma imkânı verilmediğini söyleyen Arıklı bunu bir müdürün işgüzarlığı olarak tanımladı ve Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun buradaki konuşmasını eleştirdi.
Bakanın “öğretmen başına düşen öğrenci sayısını OECD ortalamalarına eriştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini eleştiren Arıklı, bunun doğru bir hedef olmadığını söyledi.
Ülkedeki öğretmenleri “eğitim düşmanı” olarak tanımlayan Arıklı, sendikaların eğitim politikasının ortasına oturtulduğu eleştirisinde bulundu.
Kendi eşinin bir süre başka bir yerde görev yaptıktan sonra Lefkoşa’da görevlendirildiğini söyleyen Arıklı, herkesin kendisine yakın bir yerde çalışmak istemesinin normal olduğunu ancak sendika isteği doğrultusunda bir tayin sistemiyle belirli yerlerin öğretmensiz kalmasının, belirli yerlerde de öğretmen fazlası olmasının normal olduğunu belirtti.
2030 yılında şu anki mesleklerin yüzde 70’inin ortadan kalkacağını söyleyen Arıklı, hangi alanların artık işlevini yitireceğinin ailelere anlatılması gerektiğini ifade etti.
Devlet okullarındaki kalitenin her geçen yıl daha da düştüğünü dile getiren Arıklı, imkanı olanların çocuklarını ya özel okullara, ya da Güney Kıbrıs’a gönderdiğini anlattı.
Yurt dışında bazı ülkelerin üniversitelerini yabancı öğrenciler için çekim alanı haline getirmek için neler yaptığını anlatan Arıklı bu yüksek rekabete rağmen ülkedeki üniversitelerin mevcut sayıyı koruyabilmek için bile gerekeni yapmadığını savundu.
Bu konuda tehlike çanlarının çaldığını kaydeden Arıklı, Çavuşoğlu’na güvendiğini söyleyerek, gereğini yapmaya çağırdı.
ATAOĞLU
DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu da konuşmasında, sadece mecbur kalındığı zaman devlet okullarının tercih edildiğini belirterek, bunun üzücü olduğunu dile getirdi.
Sendikalarla yaşanan sürtüşmelerin de bazı sıkıntılara neden olduğunu dile getiren Ataoğlu okullarda alt yapı denetimlerinin yapılmadığını anlattı.
Girne’de okul inşaatında yaşananların eğitim verilen okullarda yaşanmasından endişe edildiğini dile getiren Ataoğlu, bu konudaki denetimlerin ivedi şekilde yapılmasını istedi.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bütçeden büyük bir pay alsa da bunun büyük kısmının personel giderlerine harcandığını anlatan Ataoğlu altyapı yatırımlarının 2020’de yapılmasının mümkün görünmediğini kaydetti.
Üniversiteler adası olarak çıkılan yolda bugün artık kalitenin sorgulanır hale geldiğini ifade eden Ataoğlu, bunun orta ve uzun vadede ülkeye gelecek öğrenci sayısına etki edecek bir unsur olduğunu söyledi.
Bu alanda sürdürülebilir bir kaliteye ulaşmak gerektiğini anlatan Arıklı, bu konuda YÖDAK’ın güçlendirilmesinin önemli olduğunu ayrıca üniversite için ülkeye gelen öğrencilere olan bakış açısının değişmesi gerektiğini belirtti.
Ataoğlu, Devlet Tiyatroları binasıyla ilgili gereğinin yapılmasının önemine de değindi.
Okullara çevre dersi konmasının önemine işaret eden Ataoğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın görevinin kolay olmadığını ancak eldeki imkanları kullanarak, en iyi şekilde hizmet verilmek durumunda olduğunu dile getirdi.