spot_img
17.8 C
Lefkoşa
spot_img

Meclis’te güncel konuşmalar devam ediyor

Güncel konuşmaların yapıldığı Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda CTP Milletvekili Filiz Besim “Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında Topa Dönen Yaşlı ve Hasta İnsanlarımız” konulu konuşma yaptı.

Yaşlı bakımının son yıllarda ülkede en çok konuşulan konulardan biri olduğunu dile getiren Besim, dünya nüfusunun yaşlandığını ifade ederek, dünya ve ülkedeki istatistiki bilgileri paylaştı.

Ülke nüfusunun yüzde 10’undan fazlasının yaşlı olduğunu ifade eden Besim, “Yaşlılarla ilgili güçlü sağlık politikaları üretmek zorundayız” dedi. Evde bakımın tam bir işkenceye döndüğüne işaret ederek, bu konuda hazırlık yapılması gerektiğini dile getirdi. Hasta bakıcı eğitimiyle ilgili Sağlık Bakanlığına ciddi görev düştüğünü belirterek, “Üzülerek söylüyorum ki bu konuda sınıfta kaldık” diyen Besim, bunun ülkenin utanç tablosu olduğunu kaydetti.

“Huzurevi” ve “Yaşlı Bakım Evi”nin tanımını paylaşarak, aradaki farka dikkat çeken Filiz Besim, Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’nin dört dörtlük çalıştığını ancak sadece 60 tane yatağı olduğunu ifade etti.  Çok büyük ihtiyaç nedeniyle hizmete sunulan Kalkanlı Yaşam Evi’nin şu an Çalışma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında “topa” döndüğünü kaydeden Besim, 50’den fazla insanın orada bakım gördüğünü ifade etti. Besim, Sınırüstü Bakım Evi’nde ise herhangi bir hasta barındırılmadığını dile getirdi.

Sağlık Bakanlığının, yaşlı bakım evleri konusunda sorumlu olması gerektiğini söyleyen Filiz Besim, “Sağlık Bakanlığının kuma gömdüğü başını kaldırması gerekir” dedi. Besim, konuyla ilgili yasanın güncellenmesi gerektiğini kaydetti.

Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’ne yatırılması gereken hastalar konusunda “ahbap, çavuş” ilişkisiyle hareket edilmemesi gerektiğini belirten Besim, yaşlandıkça, sosyal güvenlik ve sağlık ihtiyaçlarının arttığına işaret etti. Evde bakım hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini yineleyen Besim, bakanlığın, bu konuda ayrılmış sadece 3 tane hemşiresi olduğunu söyledi.

“Hastaneleri, bakıcı mafyasından kurtarmak zorundasınız” diyen Besim, hasta bakıcılığının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Besim, sosyal yardım alan insanların çok zor durumda olduğunu, bunun yasaya, kurallara bağlanması gerektiğini de belirtti.

-Gardiyanoğlu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Besim’i yanıtladığı konuşmasında, 24 yaşlıya bakacak şekilde kurulan Kalkanlı Yaşam Evi’nin şu an 52 yaşlı olduğunu belirtti.

Kalkanlı Yaşam Evi’nde, göreve geldiklerinden bu yana sivil toplum örgütleriyle istişare içerisinde var olan çalışmaları hızlandırdıklarını kaydeden Gardiyanoğlu, yarından itibaren özel bir şirketin Kalkanlı Yaşam Evi’nde merkezi ısıtma kurulumuna başlayacağını söyledi.

Kalkanlı Yaşam Evi için KEİ destekli keşif bedeli 10,5 Milyon TL kaynak ayrıldığını ifade eden Gardiyanoğlu, çok ciddi bir proje çalışması yapıldığını ve Nisan ayında ihalesine çıkılacağını belirtti. Mevcut personelin sayısında artırıma gideceklerini de açıklayan Gardiyanoğlu, Güzelyurt ve Lefke halkına, Kalkanlı Yaşam Evi’ne verdikleri destek nedeniyle teşekkür etti.

Sadık Gardiyanoğlu, Sınırüstü Bakım Evi’nde iki yıldır sürdürülen tadilatla ilgili de bilgi vererek, çok az bir iş kaldığını söyledi. Orada bir yönetim oluşturulduğunu ve işletmesinin İskele Belediyesi’ne verileceğini dile getiren Gardiyanoğlu, belediyenin baakım evine ciddi bir personel katkısı vereceğini belirtti.

“Kalkanlı Yaşam Evi’nde soğuktan yaşlıların hayatını kaybettiği” yönündeki habere de değinen Gardiyanoğlu, böyle bir şey olmadığını söyledi. Sadık Gardiyanoğlu, konuyla ilgili soruşturma başlatılması yönünde talimatı olduğunu ifade etti.

-Dinçyürek

Sağlık Hakan Dinçyürek de, yaşlı bakımıyla ilgili sorunların ülkede uzun yıllardır var olduğunu dile getirerek, sorunların çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

İhtiyacın çok fazla ancak bunu karşılayacak kapasitenin yetersiz olduğunu ifade eden Dinçyürek, sıkıntının ana bacaklarından bir tanesinin bu olduğunu kaydetti. Yeni Girne Akçiçek Hastanesi’nin 2024 yılı ortalarında hizmete gireceğine işaret eden Dinçyürek, eski hastane binasını, rehabilitasyon merkezine dönüştürme planları olduğunu açıkladı.

Dinçyürek, hasta yatırmada sıkıntı olduğunu doğrulayarak, Kalkanlı Yaşam Evi’ne hasta yatacaksa önce hastaneden geçtiğini ve tıbbi bakıma ihtiyacı varsa Kalkanlı Yaşam Evi’ne yatırılmadığını belirtti. Hakan Dinçyürek, bakanlık olarak Kalkanlı’ya sağlık alanında lojistik destek vermeye devam edeceklerini söyledi.

“Tüm hastaların sağlığı bizim gailemizdir, gerekeni yapıyoruz, yapacağız” diyen Dinçyürek, daha üst kalitede sağlık hizmeti verebilme adına çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Besim’in yerinden sorusu üzerine Dinçyürek, “Tıbbi bakıma ihtiyacı olan herkes Sağlık Bakanlığı’nın şemsiyesi altındadır” diyerek, bunun üzerinden polemik yapılmaması gerektiğini belirtti.

Dipkarpaz-Yenierenköy’de evde bakım hizmeti için bir çalışma yaptıklarını hatırlatan Dinçyürek, Kuzey Sahil Şeridinde başka bir belediyede evde bakım için proje yaptıklarını da açıkladı. Hakan Dinçyürek, Anavatan Türkiye ile birlikte paralel çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, eldeki imkânlarla mevcudun en iyisini yapmaya çalıştıklarını kaydederek, bir hafta içinde 103 tane yeni hemşirenin sağlık servislerine kazandırılmasını başardıklarını belirterek, birkaç gün içinde atamalarının yapılacağını açıkladı.

Her servisin hemşire talebi olduğunu dile getiren Hakan Dinçyürek, ülkenin çok fazla sağlık yatırımına ihtiyacı olduğunu belirterek, “2024 yılı içerisinde ne kadar çok sağlık çalışanını, sağlık servislerine kazandırabilirsek, hastalarımıza verdiğimiz hizmet rahatlayacak ve mevcut sağlık çalışanlarının da çalışma ortamı, huzuru daha iyi olacak” şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, “İhtiyacımız çok, dünya, teknoloji gelişiyor. İnsanımız her şeyin en iyisini hak ediyor. Görevimiz bunu hayata geçirmek” dedi.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu, “Memleket Halleri” konulu güncel konuşmasında, sorulan sorulara, eleştirilere yanıt verilmediğine işaret ederek, vatandaşın cevap alabilme hakkının gasp edildiğini belirtti.

Ekmeğin fiyatının 15 TL olduğunu dile getiren Sami Özuslu, “Övünürken, bir harmanlık yer isteyenler, ekmeğin fiyatını aşağıya çekmeyi beceremediler… Allah’ın salatalığı 70-75 TL olabilir mi?” diye sordu.

Dünyada etin en pahalı olduğu ülkeleri sıralayan Özuslu, en ucuz etin Pakistan ve Kenya’da satıldığını kaydetti. Kuzey Kıbrıs’ta 15-16 dolara kadar çıkan etin fiyatının, Güney Kıbrıs’ta 11 dolara kadar düştüğünü ifade eden Özuslu, “Yapmayın dedik sonra ülkeyi külliye, cami ile dolduruyorsunuz ama diğer taraftan insanları domuz eti almaya mahkum ediyorsunuz” dedi.

“Alım gücünün dibe vurduğunun gizlendiğini” ifade eden Sami Özuslu, bir kök marulun fiyatının 35-40 TL olduğunu söyledi. Sağlıklı yaşamanın ve gıdaya erişimin temel insan hakkı olduğunu kaydeden Özuslu, “Ete erişim sıfırlandı, yumurta ve süte de öyle… Et, süt, yumurta yenmez oldu sayenizde” diye konuştu.

“Neden insanların bu ülkede kendini güvende hissetmiyor?” sorusunu soran Özuslu, “Memleketin çivisi çıktı. Ne çivi kaldı, ne vida…” dedi.

Kıb-Tek’te ihalesiz yakıt teminiyle toplumun ciddi zarara uğratıldığını savunan Özuslu, konuyla ilgili istinafa gidilmediğini ve devletin en az 20 Milyon dolar zarara uğratıldığını söyledi. “Doğmamış çoğunun hakkını yediriyorsunuz” diyen Özuslu, hesabın verilmesi gerektiğini kaydetti.

Özuslu, “İnsanların memleketten göç etme nedenlerinden birinin de adaletsizlik ve eşitsizlik olduğunu” söyledi.

-Çavuş

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ise Özuslu’yu yanıtladığı konuşmasında, et konusunun iki bacağı olduğunu, bunların da “üretim ve canlı et fiyatları” ile “kasaplar ve et reyonları” olduğunu ifade etti.

Üreticiden kaynaklı et fiyatlarında artış olmadığını, aksine 20 Aralık’a kadar düşüş yaşandığını belirten Çavuş, üreticiden çıktıktan sonraki fiyatlara bakılması gerektiğini, bununla ilgili en iyi denetçinin vatandaş olduğunu kaydetti.

Çavuş, dana kıymasını 400 TL’ye satan yerler olduğunu, kuzuda ise 430 TL’den başlayan fiyatlar olduğunu belirterek, serbest piyasa ekonomisinde denetimin halkta olduğunu dile getirdi.

-“Hayvan varlığı olarak büyümemiz gerekiyor” 

Çavuş, büyükbaşta kaliteli ve nitelikli ete ulaşabilmek için üreticiye et ırkı suni tohumlamayı önerdiklerini ve bunun yapılması durumunda üreticiye hayvan başı 3 bin lira destek verileceğini kaydetti. Büyükbaş hayvan varlığının 67 bin olduğunu, küçükbaşta ise anaç denilen 300 bin hayvan olduğunu kaydeden Çavuş, “Hayvan varlığı olarak büyümemiz gerekiyor” dedi.

Küçükbaşta sıfır faizle 30 milyondan fazla destek, 70 milyonluk hibe-arpa desteği verdiklerini ifade eden Çavuş, bu ay içerisinde ayrıca 15 milyon TL’lik hibe-arpa desteği verileceğini söyledi. Sektörü büyütebilmek için kulak numaralarını yüzde yüz artırdıklarını belirten Çavuş, küçükbaş sütü toplayabilmek ve dengeyi sağlamak için SÜTEK’e sütünü veren üreticiye 6 TL destek verdiklerini söyledi. PDO’lu süt üreten üreticilere artı 5 TL destek verdiklerini kaydeden Çavuş, saydıklarının tamamının sektörde bir ilk olduğunu belirtti. Çavuş, küçükbaş hayvan ıslahını da yapacaklarını kaydetti.

Büyükbaş etinde hayvansal yönden darlık, arzı karşılayamama gibi bir durum olmadığını, kasapların dana aramadığını ifade eden Bakan Çavuş, kuzuda az bir oranda sıkışıklık olduğunu ifade ederek, körpe kuzu çıktıktan sonraki sürecin iyi yönetilmesi gerektiğini söyledi.

“Hayvan varlığımız güçlenmeli, etler ve sütler nitelikli olmalı” diyen Çavuş, bitkisel üretime destek verirken, kaliteli kaba yemin artacağını, böylelikle imalatçının aldığı süt kalitesinin artacağını söyledi.

-“Hiçbir zaman tek et fiyatı olmadı”

Ağustos ayından bu yana yaş sebzedeki fiyatların en istikrarlı noktada olduğunu ifade eden Hüseyin Çavuş, aşırı yağışlardan zarar gören üreticiler olduğunu kaydetti. Arz ve dengeyi koruyabilmek için yaş sebzeyi Genel Tarım Sigortası Fonu kapsamına aldıklarını belirten Çavuş, zararları tazmin edeceklerini söyledi. Bakan Çavuş, ilk defa fide desteği verdiklerini de ifade etti. Yılda 60 bin hayvan artırabilmenin çalışmasını yaptıklarını dile getiren Çavuş, “Hiçbir zaman tek et fiyatı olmadı” dedi.  

“Belki de en güvenli ülkelerden bir tanesiyiz” diye konuşan Çavuş, “Güvende hissediyorum. Çünkü Anavatanımın garantörlüğündeyim… ‘Güvende hissetmiyorum’ sözü beni üzer” şeklinde konuştu.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu ise yeniden söz alarak, Çavuş’un verdiği bilgilerin önemli olduğunu ancak meselenin Tarım Bakanlığı’yla çözülebilecek bir mesele olmadığını söyledi. Özuslu, “Mesele ekonomiktir, sosyal devlet anlayışıdır, para birimidir” dedi.

Kıbrıs adasının iki tarafındaki kişi başına düşen gelirle alınabilecek etin herkesin içini acıtması gerektiğini belirten Özuslu, güneyde kişi başına düşen gelirle 3 bin kilo, kuzeyde 800 kilo et alınabileceğine işaret etti.

“Ekonomik olarak güney bizi dörde katladı. Dar ve sabit gelirli kan kaybediyor” diyen Özuslu, memleketin, daha yaşanası, daha güvenilir bir hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

Özuslu, Çavuş’un “serbest piyasa ekonomisinde denetim halkta olur” sözlerini anımsatarak, serbest piyasa ekonomilerinde kontrol mekanizması olduğunu ve isteyenin isteğini yapamadığına işaret etti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş ise yerinden söz alarak, “İnsanları domuz etine mahkum ettiniz” sözünü doğru bulmadığını ifade ederek, KKTC’de de, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde de alternatif fiyatlar olduğunu söyledi.

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER