Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay başkanlığında saat 11.15’de toplanan Genel Kurul’da ilk olarak onaya sunuşlar yer aldı.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan; ivediliği istenen, Ekonomi Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinin gündemindeki, Hava Limanları Hizmetler ve Limanlar (Ücretleri) Değişiklik Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişin tezkere, Sivil Havacılık Dairesi (Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasa Tasarısının Komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkere ve Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nin gemilerle ilgili harçlar ve ücretler (değişiklik) yasa tasarısının komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkereyle ilgili bilgi vererek soruları yanıtladı.
ÖZYİĞİT
Sunuşların ardından 62. Madde uyarınca TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Berlin Kıbrıs süreciyle ilgili söz aldı.
Özyiğit, konuşmasına, KKTC’nin kuruluşunun 36. yılının kutlayarak başladı.
Cumhuriyetin bayrağına büyük bir saygısızlık yapıldığını, bunu da şiddetle protesto ettiklerini söyleyen Özyiğit, Güney’de yaşayan herkesin aynı tutumda olduğunun lanse edilmesinin de yanlış olduğunu ifade etti.
Güney’de bayrağa yapılanın çok büyük yanlış olduğunu kaydeden Özyiğit, Rum yönetimin söz konusu konuda gerekeni yapmasını istedi.
Liderlerin bir hafta sonra Berlin’de buluşacağını kaydeden Özyiğit, “çözüme nasıl bakıldığını” ve “çözüm yönünde adım atmakta kararlı mıyız?” diye sordu
50 yıldır adada iki taraf arasında yaşananlara değinen Özyiğit, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın göreve geldiği günden itibaren yoğun bir çaba harcadığını kaydederek, Crans Montana’da sürecin çökmediğini, direkten döndüğünü söyledi.
Yeni arayışlar içine girelim mantığının doğru bir mantık olmadığını kaydeden Özyiğit, bir hafta sonra liderlerin Berlin’de buluşacağını belirterek, oradan Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik atılacak en küçük adımın bile önemli olduğunu kaydetti.
Mevcut durumun sürdürülemeyeceğini belirten Özyiğit, Kıbrıs Türk toplumunun kendi ayakları üzerinde durabilmesinin önemine işaret ederek, esas olanın Kıbrıs sorunun çözümü ve Kıbrıs Türk toplumunun uluslararası yapının içine toplumsal olarak girmesi olduğunu söyledi.
TATAR
Başbakan Ersin Tatar, kendilerinin de süreci yakınen takip ettiklerini, bu görüşmenin “gayrı resmi” olduğunu ve “olağanüstü kritik bir dönemden geçilirken Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Berlin’de sözlerine çok dikkat etmesi gerektiğini” söyledi.
Güneyde yakılan bayrak olayını toplum olarak herkesin kınadığını hatırlatan Tatar, güneyde azımsanamayacak kadar çok kişinin aynı şekilde düşündüğünü ve Anastasiadis’in ve başka herhangi bir yetkilinin bu konuda herhangi bir şey söylemediğini belirtti.
Tatar, Berlin’le ilgili kimsenin fazla bir beklentisi olmadığını, Kıbrıs Türk halkını temsil eden Cumhurbaşkanının da ülkenin tamamını temsil ettiğini unutmayacağını tahmin ettiğini vurguladı.
Tatar, Berlin’le ilgili beklenti içerisine girilmesinin ise hayal kırıklığı yaratacağı uyarısında bulundu.
Tatar konuşmasının ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayarak, egemen eşitlikten yana olduklarını vurguladı ve bu ifadenin neleri kapsadığıyla ilgili bilgi verdi.
ARIKLI
62. madde uyarında söz alan YDP Milletvekili Erhan Arıklı, Güney Kıbrıs’ta KKTC bayrağının yakılmasını toplumun her kesimin kınadığını ancak bazı kesimlerin kınamanın hemen ardından “ bizde de bunlar yapılıyor” gibi ifadeler kullandığını belirterek, bundan üzüntü duyduğunu söyledi.
Konuşmasında Güney’de Kıbrıslı Türklere karşı yapılan saldırılardan örnekler veren Arıklı, bu olayların ne ilk ne de son olacağını kaydetti.
Arıklı, Elam’ı kınamak istiyorsak onu mahsumlaştırarak değil gerçekleri kabullenerek kınamak gerektiğini kaydetti.
Akıncı’nın Berlin’e gitmeden önce istişare yapıp yapmayacağını bilmediklerini, bu konuda kafalarında soru işaretleri olduğunu belirten Arıklı, “ anlaşılan o ki Sayın Akıncı bu meselede one man show yapmaya devam ediyor” ifadesini kullandı.
Akıncı’nın hükümeti de meclisi de “kaale almadığını” ileri süren Arıklı, Cumurbaşkanı Akıncı’nın Meclise bilgi vermesi gerektiğini söyledi.
“Ne oldu da Lute Ankara’yla Atina’ya gitmekten vazgeçmiştir” diye soran Arıklı, “meclisi dışlamasını” anlayamadığını söyledi.
Arıklı, Akıncı’nın “3’lü konferansta niye ısrar ettiğini“ de anlayamadıklarını dile getirdi.
ÖZERSAY
Özersay, bayrakla ilgili herkesin tepki gösterdiğini ve konsensusla bu olayın kınandığını belirterek, geçmişte Güney’de Talat’a yapılan saldırının ardından polis genel müdürünün görevden alındığını anımsatarak yine bu şekilde tepkiler görmek istediklerini söyledi.
Bayrağın tüm toplumlar için hassas bir konu olduğuna işaret ederek, tarih boyunca bayrakla ilgili yaşanan olaylara örnekler veren Özersay, bu konuda adım atılması çağrısında bulundu.
Özersay, kendisinin Özyiğit gibi düşünmediğini ve Crans Montana’da sürecin başarısızlığa uğradığına inandığını kaydederek, “Crnas Montana’da müzakereler çökmeseydi şu an müzakerelerin temel kavramı ne olacak şeklinde bir konuşma yapmayacaktık” dedi.
“2020’de hala masa üzerimize devrilmesin siyasetinin ne kazandıracağıyla ilgili çalışmaları gerektiğini” ifade eden Özersay, “aynı yanlışları devam ettirirsek varacağımız yer aynı olacaktır” dedi.
Neyin müzakere edileceğinin ve ortaya neyin konulacağının belirlenmesi gerektiğine işaret eden Özersay, yönetimi ve zenginliği paylaşma noktasında bir zihniyet değişikliği gerektiği konusunda hemfikir olunduğunu ancak kendisinin bu değişikliğin olduğuyla ilgili bilgisi bulunmadığını söyledi.
Özersay, şu ana kadar atılan adımların umut verici olmadığını ve daha öncekinden farklı bir noktaya ulaşılmadığını anlatarak, ‘zenginliği ve yönetimi paylaşma’ koşunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
ERHÜRMAN
CTP Milletvekili Tufan Erhürman, ELAM’ın herhangi bir faaliyetinin mecliste bu kadar yer almasını doğru bulmadığını ifade ederek, iki halk arasındaki güvenin tesis edilmesinin öneminin vurgulandığı bir ortamda kendilerinin de bu tür olayların bu güveni zedelediğini ve kimsenin kayıtsız kalamayacağını anlatmaları gerektiğini söyledi.
25 Kasım’a giden sürecin uzun bir süreç olduğunu ve Montana’dan itibaren yaşananları özetleyen Erhürman, siyasi eşitlikle ilgili başlatılan tartışmanın çok saçma olduğunu, bunun zaten BM parametrelerinde yer aldığını ancak bu konunun süreci dağıtmaya yettiğini söyledi.
Erhürman, BM’ye 25’inde, ortaya konan metodolojiye sahip çıkılması çağrısı yaparak “geçmiştekilere benzemeyen sonuca ulaşabilecek bir süreç istiyoruz” dedi.
Uyuşmazlıklarla temel parametrelerin aynı yere konularak müzakere başlatılmasını doğru bulmadığını ifade eden Erhürman, yeni müzakere sürecinin oluşturulması için gerekenleri anlattı.
Zenginliğin paylaşması diye bir durumun olamayacağını, siyasi eşitlik temelinde paylaşılacakların arasında bu zenginliklerin de olduğunu söyleyen Erhürman, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın meclisi bilgilendirmesi gerektiğine inandığını da belirtti.
Erhürman, “hükümet yetkililerinin Maraş konusunda herhangi bir bilgi verme ihtiyacı duymamasını” da eleştirdi.
BM genel sekreterinin katılacağı bir toplantıya gidilmemesi çağrısının akıl dışı olduğunu ve bugün kimsenin bu şekilde bir söylemde bulunmamasının sevindirici olduğunu söyleyen Erhürman, olası 3’lü ve 5’li görüşmelerden neler beklenebileceğiyle ilgili soruları da yanıtladı.