HP’den yapılan açıklamaya göre, televizyon programına katılarak gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendiren Manavoğlu, pandeminin ilk günü itibariyle parti olarak siyaseti bir kenara bırakarak farklı bir anlayışla çalıştıklarını ifade etti.
Ülkede vaka çıkmaması nedeniyle bazı isimlerin yeniden siyaset yapmaya başladığını kaydeden HP Milletvekili, “Bilim ve siyaseti birbirine karıştırmamak gerekir. Karar mekanizması ideolojiye göre değil bilime göre işlemelidir” dedi.
“TOPLUM OLARAK VİRÜSLE YAŞAMAYA TEKNİK, SAĞLIK VE PSİKOLOJİK AÇIDAN HAZIR MIYIZ?”
Manavoğlu, Kıbrıs Rum kesiminde çalışanların işlerine gidememesinin bir mağduriyet olduğunu, ancak Kuzey’de sıfır vaka varken Güney’de yeni vakaların çıkmaya devam ettiğini hatırlattı.
Manavoğlu, şöyle konuştu:
“Her gün bin 500 kişinin Güney’e gidip gelmesine izin vermek kolay verilecek bir karar değildir. Diğer yandan Rum tarafı uluslararası uçuşları başlattı. Az sayıda da olsa turist gelmeye başladı. Her ne kadar çok riskli ülkeleri elediğini belirtse de Almanya gibi ülkelerden gelenler var. Bu da yaklaşık 14 gün sonra Güney’de vakaların artacağı anlamına gelir. Diğer taraftan Türkiye de 1 Haziran’da normalleşme sürecini başlattı. Televizyonda izlediğimiz görüntüler orada da vakaların artacağını gösteriyor.
Esnaf, turizmci, hükümet ve muhalefet penceresinden ayrı ayrı baktığımda bir tane çözüm yok, mükemmel sonuç da yok. O nedenle koordineli çalışarak kararlar üretilmelidir. Her ne kadar eleştirilse de hükümet bunu yapıyor. Önemli olan bu ülkenin hem sağlığını hem ekonomisini nasıl koruyacağımız, ki bu çok kolay değil. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı eksiklerini tamamlamaya çalıştı. Ancak yapısal ve yatırım anlamında yapılabilecek olanlar da sınırlıdır. Sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle çalıştı. Bu özverinin bu başarıya katkısı büyüktür. Eminim ikinci bir dalga olduğu noktada yine aynı fedakarlığı gösterecektir. Rum tarafıyla geliş-gidişlerin başlamasının ve Türkiye’den turistlerin gelmesinin gerektiğini söyleyenler varsa şunu sorgulamalıyız; bu virüsle yaşamaya ne kadar hazırız? Teknik, sağlık ve psikolojik açıdan hazır mıyız? Ölenler olduğunda, ki olacaktır bu toplum buna hazır mı?”
“SALGIN SÜRECİ YAPISAL DÖNÜŞÜMÜN OLMAZSA OLMAZ OLDUĞUNU GÖSTERDİ”
Pandeminin getirdiği kapanma nedeniyle her sektörün sıkıntı yaşadığına değinen Manavoğlu, “Küçük bir ülke olmanın avantajları olsa da kendi maddi kaynaklarımızın olmaması bizi zorluyor” ifadesini kullandı.
Hükümetin aldığı tedbirlerle virüsün kısa zamanda kontrol altına alındığına işaret eden Manavoğlu, bu sürecin yapısal bir dönüşümün gerekliliğini bir kez daha gösterdiğini belirtti; “Bu dönüşüm kendimize yetebilmemiz için olmazsa olmazdır. Sık aralarla seçimlerin olması da dönüşümün önünde engeldir. Halkın Partisi verdiği sözleri yerine getirmek için büyük bir efor sarf ederek çalışmayı sürdürüyor. Bizim dezavantajımız 9 milletvekilimizin olmasıdır” dedi.