Halkın Partisi (HP) Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, KKTC’ye kaynak aktarmada hibelerin protokole bağlanmaması, protokole bağlanacak kredilerin netleştirilmesi ve muallakta kalmaması gerektiğini belirtti.
Manavoğlu, ekonomik sıkıntıların aşılması ve ülkenin daha iyi bir geleceğe kavuşması için çalıştıklarını söyledi.
Yazılı açıklama yapan Manavoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’yle imzalanan protokol konusunu da değerlendirerek, “500 senelik geçmişi olan bir Kıbrıs var. Geçmişten günümüze Akdeniz’deki önemini düşündüğümüzde Türkiye’nin bakış açısı daha farklı olmalı diye düşünüyorum. Adadaki maddi problemlere daha fazla önem vermeli. Hibeler kesinlikle protokole bağlamamalı. Protokole bağlayacağı kredileri de netleştirmesi lazım, muallakta kalmaması gerekir.” ifadelerini kullandı.
“KENDİ KENDİNİ YÖNETME İFADESİNİN ALTI DOLDURULMALI”
Kaynak aktarımında yaşanan sıkıntıları gidermek için plan, program ve başka kaynaklara da ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Sanver şöyle devam etti:
“Sadece yasa yapmakla da her şey bitmiyor. Yasaları yapıyoruz, komitelerde durmadan çalışıyoruz. Bunlar ekonomik sıkıntıları bertaraf etmeye şu an için yetmiyor. 750 milyon TL gibi bir rakama imza atıldı ama esas ihtiyaçları gidermek için bu para yeterli değil. Son 10 yılda hükümetlerin protokollere imza atıp yerine getirmemesi veya imza aşamasında çıkan krizler bazı güven problemlerine neden oldu. Yine de Türkiye Cumhuriyeti’nin bu süreci daha iyi yönetebileceğine inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, eğer doğru bilgi almak istiyorsa ekonomik konularda buradaki hükümeti muhatap almalı. Türkiye Cumhuriyeti bütçeyi neden göstererek kaynak aktarımı sürecini uzattığı takdirde kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız demektir. Öyle bir durumda KIB-TEK ve sendikalar gibi paydaşların sisteme nasıl bir katkı koyacaklarını merak ediyorum. Bu gemiyi nasıl yürüteceğimizi herkesin düşünmesi gerekiyor. Bu iş yalnızca işletmelerden vergi alarak olmaz. Kazanmıyorsa fazla vergi de veremez. ‘Kendi kendini yönetme’ ifadesinin altını doldurmak lazım. EL-SEN bir ara bir liste yapmıştı ama taleplerin ülke gerçekleriyle bağdaşması lazım. Kayıtdışılar için de özel birim oluşturup denetlemeler ve hesaplamalar yapılmaz ve vergi sistemini yaymak için uğraşılmazsa bir ilerleme kaydedilemez.”
“ÖNCE RUMLAR YÖNETİMİ VE ZENGİNLİĞİ PAYLAŞMAYI KABUL ETMELİ”
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın şu anda Kıbrıs meselesinden çok daha önemli olduğunu kaydeden Manavoğlu, “Kıbrıs meselesinde hata yapılmamalı” dedi.
Şu anki durumun çok iyi yönetilmesi gerektiğine işaret eden Manavoğlu, “2017’de çöken müzakere sürecini aynı yerden başlatmaya kalkarsak yeni bir hayal kırıklığı yaşanabilir. Federasyonu hepimiz isteriz ama madem Kıbrıs Rum Yönetimi zenginliğini ve yönetimini paylaşmak istemiyor, aynı kafayla yürütülecek bir süreç sonuç vermeyecektir diye düşünüyoruz. Paylaşma konusunu çözmek için Birleşmiş Milletler ve garantörlerin Rum kesimini zorlaması lazım. Onlar kabul ettikten sonra müzakere aşamasına geçilsin.” ifadelerine yer verdi.