Lefkoşa’da bazı siyasi parti ve örgütler, ülkede uygulandığını savunduğu muhafazakarlaştırma politikalarına “dur” demek amacıyla protesto yürüyüşü yaptı.
Eylemde, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın kamuoyunda tepkiye yol açan açıklamaları da protesto edildi ve “Gericiliğe karşı ses çıkar”, “Ünsal evine” sloganlarıı atıldı.
“Emeğimiz, bedenimiz, haklarımız bizimdir” yazan büyük pankart yanında çeşitli sloganların yer aldığı pankartlar da taşıyan eylemciler, saat 17.30’da Kumsal Parkı’nda buluşup, Başbakanlığa yürüdü.
-“Ünsal görevden alınana kadar eylem”
Yürüyüşün sonunda konuşan CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, eylemlerin, hükümetin, Ünsal’ı görevden alana kadar devam edeceğini, ayrıca tarikatlara karşı da mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
“Külliye değil, sığınma evi” sloganı da atılan eylemde, bazı siyasi parti, sendika ve derneklerin aralarında bulunduğu 48 örgüt tarafından ortak açıklama yapıldı.
“Emeğimiz, Bedenimiz, Haklarımız Bizimdir!” sloganıyla yapılan açıklamada, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin kurduğu HAGEM’in davetlisi olarak Gazimağusa’da verdiği “vaazda”; özelde kadınların ve LGBTİ+’ların, insan haklarını yok sayan, genelde ise toplumun çağdaş ve demokratik yaşam şekline müdahale eden sözlerinden duyulan derinden rahatsızlık dile getirildi.
Ülkede kadınlara yönelik ayrımcılık ve ev içi şiddet oranlarının her geçen gün arttığı, çocukların laik ve eşitlikçi eğitim hakkı “din sömürüsü” üzerinden istismar edilirken, eşitliğe ilişkin adım atması gerekenlerin gerici faaliyetlere sessiz kalmasının kabul edilebilir olmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Anayasa tarafından güvence altına alınan laik ve demokratik hukuk düzeninde, insan hakları temelinde şekillendirilen hukuk kuralları, aynı zamanda din ve devlet işlerinin ayrılması ile vicdan ve din özgürlüğünü de koruma altına alan kurallardır. Ünsal, modern hukuk sistemimize aykırı bir şekilde şeriat kurallarını dayatarak, hem laikliğe dayalı anayasal düzeni tehdit etmekte hem de din sömürüsü üzerinden toplum mühendisliği yapmaktadır. Tüm bunlar yanında, birçok bölgede özellikle çocukları hedef alarak örgütlenen tarikatlarca yürütülen dernek faaliyetleri de sadece çocuk haklarını ihlal etmekle kalmamakta, özgür ve bilimsel düşüncenin yerine yobazlığı koyan ideolojik faaliyetler olarak yürütülmektedir. İlgili kurumların bir türlü denetleyemediği bu yapılanmaların, çocuk istismarı ve ihmalinin en yoğun şekilde yaşandığı yerler olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir.
Toplumumuzun çağdaş, laik ve demokratik yapısına yönelik saldırılara karşı direnen örgütler ve bireyler olarak, bizlere dayatılan muhafazakârlaştırma politikalarına ‘dur’ demek için bir araya geldik. Ortaya koyulan tepkiyi sokağa taşırken, talep ve önerilerimizi de paylaşarak mücadeleyi daha da güçlendirmek istiyoruz.”
-“Görevden alınmalı, vatandaşlığı iptal edilmeli”
Açıklamada, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın derhal görevden alınıp, “Anayasal düzeni tehdit eden faaliyetlerinden ötürü, kendisine verilen istisnai vatandaşlığın iptal edilmesi” gerektiği savunuldu.
Milli Eğitim Bakanlığının gereken denetimleri yaparak, çocukların maruz bırakıldığı istismarı engellemesi ve Milli Eğitim Yasası’na aykırı faaliyet gösteren yapılanmalara müdahale etmesi gerektiği belirtilen açıklamada, şu görüşler dile getirildi:
“Okullardaki din dersleri, çocukların soyut düşünce yeteneklerinin geliştiği çağlarda, zorunlu değil seçmeli şekilde müfredata dâhil edilmelidir. Daha küçük yaştaki çocuklar için uygulanmamalıdır. Din dersi kitapları, farklı din ve inançları içermeli, felsefi ve bilimsel şekilde hazırlanmalıdır. Bu dersler okullarda Sosyoloji ve Felsefe öğretmenleri tarafından verilmelidir. İnsan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair dersler müfredata dahil edilmelidir. Hem Vakıflar İdaresi’nin hem de Din İşleri Başkanlığı’nın yapısı ve yasal dayanağı yeniden gözden geçirilerek, devlet eliyle topluma tek bir din ve inanç dayatılmamalıdır. Sağlıkta, eğitimde ve sosyal hizmetlerde yaşanan sorunlar ortada iken, Din İşlerine ayrılan bütçenin büyük bir kısmı söz konusu alanlardaki sorunları çözmek için kullanılmalıdır.”
Ortak açıklamaya imza koyan örgütler şöyle:
“Akova Kadınlar Derneği, Alevi Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Barış Derneği, BASIN-SEN, Biyologlar Derneği, BKP, CTP Kadın Örgütü, ÇAĞ-SEN, Çatalköy Geliştirme ve Kültür Derneği, DAÜ-BİR-SEN, DAÜ-SEN, DEV-İŞ, Girne Düşünce Derneği, GÜÇ-SEN, GÜKAD, HAK-SEN, İnsan Hakları Platformu, Kadın Eğitimi Kolektifi, Kadından Yaşama Destek Derneği, KAMUSEN, Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı, Kıbrıs Sanatçı Ve Yazarlar Birliği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Kıbrıs Türk Güzellik Uzmanları Birliği, Kıbrıs Türk Kuaförler Birliği, Kıbrıs Türk Kütüphaneciler Derneği, Kıbrıs Türk Mühendis Ve Mimar Odaları Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, KUİR Kıbrıs Derneği, Mağusa Kadın Merkezi Derneği, Mağusa Kültür Derneği, Mülteci Hakları Derneği, Pozitif Düşün Derneği, Sivil Toplum İnisiyatifi, Sol Hareket, TDP, Vakıflar Ve Din İşleri Dairesi Emekliler Derneği, Yeşil Barış Hareketi, YKP.”