Oluşturulması gereken sistemin, örgün eğitimi destekleyen buna paralel giden güncel müfredat içerikleri ile pekiştirme imkânı sağlayan bir sistem olması gerektiğini söyleyen KTOEÖS, Eğitim bakanlığının kendileriyle istişare ederek ve uzlaşıyı sağlayarak bu yıl tüm çalışmaları ve etkinlikleri ortak bir çalışma takvimiyle planlaması ve merkezden yapın felsefesini terk etmesi gerektiğini vurguladı.
KTOEÖS Eğitim Sekreteri Ömer Akkanat imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada, eğitimdeki kayıpların tüm eğitim paydaşlarının katkı koyacağı ortak bir planla giderilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
KTOEÖS açıklamasının devamı şöyle;
“KTOEÖS dünden bugüne çağdaş, katılımcı, fırsat eşitliği temelinde kamusal eğitimi savunmuş ve bunun için mücadele etmiştir. Çin’de ortaya çıkıp dünyaya yayılmaya başlayan corona virüs (Covid –19) ve virüsten dolayı yaşanan süreç eğitimin hayata, ülke, insan ihtiyaçlarına dönük, bilimsel, laik, problem çözücü, empati, vicdani gelişimi güçlendiren, güçlü, katılımcı yurttaşlar yetiştirilmesinin, herkese eşit, nitelikli, kamusal eğitimin olmazsa olmaz olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca ülkemizde kamusal eğitimde altyapı ve donanım eksikliklerini gün yüzüne çıkarmış, devletin kamusal eğitime yeterli bütçe ayırıp yatırım yapmasının şart olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır.
Ülkemizde ve dünyada devletler eğitim-öğretim kurumlarını tatil ederek örgün eğitime ara vermek zorunda kalmışlardır.
Ülkemizde de 10 Mart 2020 tarihinden bu yana, sağlık açısından toplumda daha güvenli bir ortam yaratabilmek adına okullarımız tatil edilmiştir. Yaşanan bu pandemi yüzünden okullarına gidemeyen öğrencilere eğitimden uzaklaşmamaları için yeni bir çözüm yöntemi geliştirmek zarureti doğmuştur. Online Webinar sistem (internet üzerinden gerçekleştirilen ve katılımcıların mekan ya da zamanı bağımsız kullanarak katılım gösterebildikleri online toplantı veya seminerler) ile okula gidemeyen öğrencilerin uzaktan öğrenmeleri gündeme gelmiştir.
Bir süredir dünya gündeminde olan ve birçok ülkenin çok önceden hazırlık sürecini tamamlayıp başlattığı uzaktan öğrenme metotları yeniden şekillendirilip güncellenmiştir. Ülkemizde eğitime ayrılan yetersiz bütçe, eğitimde uzun yıllardır süregelen ihmallere yol açmıştır. Bugün yaşanan bu süreçte öğrencilere teknolojik gelişme sağlanmaya çalışılmakta ancak uzaktan öğrenimi sağlayacak teknolojik destek düşünülmemektedir.
DEVLETİN EĞİTİME HER ÖĞRENCİNİN EŞİT ERİŞİMİNİ SAĞLAMAK ANAYASAL GÖREVİDİR
Dünyanın corona virüs (Covid-19) ile mücadele ettiği bu günlerde eğitime hak ettiği değer ve önemi veren ülkeler, önceden oluşturdukları sistemler üzerinden eğitime devam etmektedir. Ülkemizdeki tüm olumsuzluklara rağmen öğretmenlerimizin birçoğu özveriyle, çocuklarımızın eğitim-öğretimden kopmaması adına ulaşabildikleri öğrenci grupları ile sosyal medya üzerinden kısıtlı imkanlarla ders yapmaya çalışmakta, takdir edilmesi gereken bir çaba göstermektedir. Bazı okullarımız kendi imkanları ile uzaktan eğitim olanağı yaratan bilgisayar programları satın alarak öğrencilerine katkı koymaya çalışmaktadır. Bazı gönüllü öğretmenlerimiz ise risk alarak Eğitim Bakanlığı’nın oluşturduğu sisteme elindeki imkanlar doğrultusunda katkı koymaya çalışmaktadır. Ancak, ne yazık ki, tüm öğrencilerin eşit bir şekilde yapılmaya çalışılan bu eğitim öğretim faaliyetlerine erişimi mümkün olmamaktadır.
Genel Orta Öğretim ve Mesleki Teknik Öğretim Daireleri öncülüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı bazı çalışmalar yürütmektedir. Öncelikle bu çalışmalar temel dersleri içermektedir. Kısıtlı bir zaman içerisinde kısıtlı bir bütçe ile önlem alınmaya, eğitimdeki kayıplar kısmen giderilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışma önümüzdeki dönemde günümüz teknolojisi ile okullarda verilen yüz yüze eğitimi destekleyici bir yapıya dönüştürülmelidir.
Mobil üzerinden internet sağlayıcı ve kablosuz internet sağlayıcılar ile acilen görüşülüp eğitim öğrencinin ulaşımına sunulabilmelidir. Olağandışı durumlarda öğrencilerin gelişim süreçlerini takip edebilme imkânı sağlanmalıdır. Öğrencinin ihtiyaç duyduğu konuda istediği anda bunları tekrar izleyebileceği ve görüntüleyebileceği çağdaş, yenilikçi bir yapı oluşturulmalıdır”.