Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) yönetimi, mesleğin ve meslektaşlarının daha iyi olanaklara kavuşması için çalışmaya devam edeceğini, basın ve ifade özgürlüğü dün olduğu gibi bugün de kırmızı çizgisi olduğunu belirtti.
KTGB Yönetim Kurulu yazılı açıklamasında, Birliğe ve Başkan Emin Akkor’a yönelik haksız eleştiriler yapıldığını ifade ederek, bu konuda üyeleri ve kamuoyunu bilgilendirmeyi gerekli gördüğünü kaydetti.
Eleştirilerin odağında 11 Temmuz Basın Günü resepsiyonda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a konuşma fırsatı sağlanması olduğunu ifade eden KTGB yönetimi, Cumhurbaşkanı’na konuşma hakkı tanımanın protokol gereği olduğu, Cumhurbaşkanı’nın yaptığı yorumlar üzerinden birliğin mücadelesinin ve elde ettiği kazanımların hiçe sayılamayacağını belirtti.
Gıynık Web Gazetesi muhabiri KTGB üyesi Devrim Demir’in haberinde kullandığı fotoğraf nedeniyle poliste sorgulanmasıyla ilgili KTGB’ye ve Başkan Emin Akkor’a yönelik paylaşımlara da değinen yönetim, “Konuya geniş boyuttan gerçekçi bakıp araştırmadan medya ve sosyal medyada örgütümüze ve başkanımıza yönelik eleştirileri yapıcı bulmuyoruz” açıklamasında bulundu.
KTGB yönetim kurulu, mesleki konularda karşılaşılan ve KTGB’nin devreye girmesinin istendiği durumlarda yönetim kurulundan birisiyle iletişime geçilmesi çağrısı yaptı.
-“KTGB 400’e yakın üyesiyle Kıbrıs Türk medyasının en büyük örgütüdür”
KTGB Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöyle:
“Temsil ettiği üyelerinin desteğiyle ve bugüne kadar ortaya koyduğu çalışmalarla ülkemizin en saygın sivil toplum örgütlerinin başında gelen Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’ne ve Başkanımız Emin Akkor’a yönelik haksız eleştiriler üzerine başta üyelerimizi ve tüm kamuoyunu bilgilendirmeyi gerekli görüyoruz.
11 Temmuz Basın Günü, KTGB’nin topluma mal olmuş bir günüdür ve her yıl resepsiyonla kutlanmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yılki 11 Temmuz’da da üyelerimizle, sivil toplum örgütü, devlet, hükümet ve yabancı misyon temsilcileriyle ve Kıbrıslı Rum meslektaşlarımızla birlikte olmaktan mutluluk duyduk. Resepsiyonda sırasıyla KTGB Başkanı, hükümet temsilcisi, ana muhalefet başkanı ve Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk medyasına ilişkin konuşmalar yaptı.
Geleneksel yarışmamız uyarınca yıl boyunca çeşitli haberlere, fotoğraflara, köşe yazılarına, programlara imza atan meslektaşlarımızın ödüllendirildiği bu gecenin ertesinde sosyal medyada değerlendirme yapan bazı meslektaşlarımız ve diğer kişilerden, birtakım eleştirilerle karşılaştık. Eleştirilerin odağında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a resepsiyonda konuşma fırsatı sağlamamız vardı.
400’e yakın üyesiyle Kıbrıs Türk medyasının en büyük örgütü olan KTGB, hem tarihi boyunca, hem de yakın geçmişinde, gazetecilere ve gazeteciliğe yönelik her türlü adıma karşı tavır almış, eylemler yapmış, yetkililer nezdinde girişim yapmış bir örgüttür.”
-Cumhurbaşkanı’na konuşma hakkı tanımak…
Açıklamada şunlar da ifade edildi:
“Geleneksel 11 Temmuz Basın Günü resepsiyonunda KTGB’nin gerektiğinde en sert tepkileri verdiği Cumhurbaşkanı’na konuşma hakkı tanımak, protokol gereği atılan bir adım olmakla birlikte, her mecrada karşımızda kim olursa olsun ifade özgürlüğü mücadelesinden vazgeçmeyeceğimizin de bilinmesini isteriz.
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı kendince yorumlar üzerinden, bunca yıldır ifade özgürlüğünü odağına almış bir örgüt olan KTGB’nin sürdürdüğü mücadelenin ve elde edilen kazanımlarının hiçe sayılması kabul edilemezdir.
Bu nedenle yapıcı olan eleştirilerin yönetim kurulumuzca dikkate alınacağını belirtirken, örgütümüzü karalamak için yapılan yorumları da kabul etmediğimizi bir kez daha duyurmak isteriz.”
-“Bir gazeteci kaynağını açıklamaya zorlanamaz”
Açıklamada, KTGB üyesi Gıynık web gazetesi muhabiri Devrim Demir’in yayımladığı bir haberde kullandığı fotoğraf nedeniyle polis karakoluna çağrılması ve sorgulanması konusuyla ilgili KTGB’ye ve Başkan Emin Akkor’a yönelik sosyal medyadaki bazı paylaşımların da kabul edilemeyeceği belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Devrim Demir, Avukat Seyhan Yıldırım’ın ofisinde tabancayla yaralanması olayının aranan zanlılarıyla ilgili, Polis Genel Müdürlüğü’nün kendi personeline dağıttığı kent güvenlik sisteminden alınmış bir görüntüsünü yayımlamakla suç işlediği gerekçesiyle polise çağrıldı.
Yaptığımız araştırmaya göre, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Yasası hilafına, söz konusu fotoğrafı yayımlayan Gıynık web gazetesi, bu yayınını kaldırmıştır.
Cumhuriyet Meclisi’nin 8 Ekim 2018’deki toplantısında oy birliğiyle kabul ettiği “Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Yasası”, görüntülerin soruşturma amaçları dışında kullanılmasını yasaklıyor ve bu kurallara uymayanlara ağır cezalar içeriyor.
Devrim Demir, polise ifadeye çağrıldığında kendisi ve web gazetesi yöneticisi vasıtasıyla KTGB Başkanı Emin Akkor’la da iletişim kurmuş ve Akkor, polis yetkilileriyle görüşüp olayın kapsamını araştırdıktan sonra kendisine nasıl bir savunma yapması gerektiği konusunda fikir de vermiştir.
Hakkında mahkemeden tutuklama kararı çıkartılmasının ardından polise ifadeye giden Devrim Demir’e, fotoğrafı aldığı kaynağının kim olduğunu söylemesi için uzun süre sorgulanması sırasında yaşandığı belirtilen baskıyı yanlış bulduğumuzu vurgulamak isteriz.
Her ne kadar polisin kendi içindeki soruşturma kapsamında meslektaşımızın üzerine gidildiği bilgisine ulaşsak da, bir gazetecinin kaynağını açıklamaya zorlanamayacağını, bunun gazetecinin hak ve sorumlulukları ilkeleri arasında da yer aldığını hatırlatmak isteriz.
Ancak gazetecinin, yasalarda suç olarak tanımlanan davranışlar konusunda hassasiyet göstermesi de gerektiği görüşündeyiz.”
-“Eleştiriler yapıcı değil” diyen KTGB’den üyelere çağrı
Açıklama, şu ifadelerle tamamlandı:
“Konuya geniş boyuttan gerçekçi bakıp araştırmadan medya ve sosyal medyada örgütümüze ve başkanımıza yönelik eleştirileri yapıcı bulmadığımızı belirtmemiz lazım.
Bu noktada üyelerimize bir çağrı yapmak istiyoruz: Lütfen mesleki konularda karşılaştığınız sorunlarla ilgili KTGB’nin devreye girmesini istediğiniz zamanlarda 9 kişilik yönetim kurulundan birisiyle iletişim kurun ve talebinizi net şekilde ifade edin, konu sonuçlanıncaya kadar diyaloğunuzu sürdürün.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, tüzüğünün verdiği görev ve yetkiler bağlamında ve evrensel değerleri benimseyerek mesleğimizin ve meslektaşlarımızın daha iyi olanaklara kavuşması için çalışmaya devam edecektir.
Basın ve ifade özgürlüğü dün olduğu gibi bugün de kırmızı çizgimizdir.”