KTAMS Başkanı Güven Bengihan yazılı açıklamasında, hesaplamanın, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için gerekli olan beslenme kalıbı ve bu kalıptaki maddelerin, İstatistik Kurumu tarafından sendikaya gönderilen fiyatların ortalamaları alınarak hazırladığını kaydetti.
Bengihan, sendikanın yaptığı çalışmaya göre, sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken zorunlu gıda harcama tutarının günlük 40,92 TL, aylık bin 227,60, yetişkin bir erkek için günlük 43,38 TL, aylık bin 301,40 TL, 15-19 yaş çocuk için günlük 45,97 TL, aylık bin 379,10 TL ve 4-6 yaş çocuk için günlük 30,89 TL, aylık 926,70 TL olduğunu belirtti.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının 4 bin 835 TL olduğunu ifade eden Bengihan, ayni tarih itibari ile yürürlükte olan net asgari ücretin 4 bin 324 TL olduğuna işaret etti.
Türk Lirasında meydana gelen değer kayıbı sonucu asgari ücretin bugün itibarıyle 237 Sterline gerilediğine işaret eden Bengihan, şöyle devam etti:
“Ülkemizde birçok mal ve hizmetin fiyatlarının dövize endeksli olduğu göz önüne alındığında alım gücünde meydana gelen erozyonun korkunç boyutlarda olduğu aşikardır.
Resmi rakamlara göre ülkemizde Kasım ayında %5.52, 11 ayda %26.63 bir yılda %27.39 enflasyon meydana gelmiştir. Özellikle akaryakıta, tüp gaza, ekmeğe, süt ve süt ürünlerine yapılan yüksek oranlı zamlar halkın adeta belini bükmüştür. Bugün itibarıyla tavuk etine ve yumurtaya da yüksek oranlı zamlar yapılmıştır. Bu şartlar altında değil asgari ücretliler orta düzeyde maaş alan kamu ve özel sektör çalışanlarının ve ailelerinin dahi sağlıklı beslenme olanağı kalmamıştır. Hükümet edenler dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gününü koruyucu tedbirler almak yerine kaşıkla verdiklerini kepçeyle alarak zaten zorda olan bu kesimleri adeta sefalete doğru sürüklemektedir.
Açlık sınırı hesaplamalarında sadece zorunlu gıda harcamalarının fiyatları baz alınmaktadır. İnsanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle zorunlu gıda harcaması dışındaki mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen artışlar alım gücünün sürekli olarak erimesine yol açmaktadır. Yani kısacası asgari ücrete ve kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan artışları, daha çalışanın eline geçmeden enflasyon yutmaktadır.
Türk Lirasında meydana gelen korkunç değer kayıbı nedeniyle Hayat Pahalılığı ödeneği alan kesimlerin dahi alım gücünü koruyamadığı bu ortamda asgari ücret resmen sefalet ücretine dönmüştür. Yaşanan yüksek enflasyon karşısında asgari ücretlileri bir nebze olsun korumak adına, hayat pahalılığı ödeneğinin otomatik olarak asgari ücrete de yansıtılması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması hayati önem taşımaktadır. Bu konuda da Çalışma Bakanlığının acilen adım atması Anayasamızın sosyal devlet ilkesi gereğidir.”