KLERİDES İLE ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİ, ÖNCELİKLE AKEL FARK ETMELİYDİ!

KLERİDİS'İN ÇÖZÜM BULMA ÇABALARINA HİÇBİR KATKIDA BULUNMAYANLAR, TAM TERSİNE "HAYIR" DİYEREK EN KAPSAMLI VE ETKİLİ ÇÖZÜM GİRİŞİMİNİ SABOTE EDENLER BUGÜN "ÇÖZÜMCÜ" GEÇİNİYORLAR!

0
blank

AKEL çok hareketli… Güney Kıbrıs’ta Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis her şekilde eleştiriliyor. Kıbrıs sorunu ile ilgili müzakereleri başlatmayı başaramadığı için eleştiriliyor; Kosova’nın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne üyeliğini engelleyemediği için topa tutuluyor. AKEL Genel Sekreteri Stefanu, önceki günkü bir konuşmasında ise “işgale rıza göstermeyi, statükoya boyun eğmeyi ve Kıbrıs’ın yarısının kaybedilmesini” reddettiğini ilan etmiş… AKEL Kıbrıs’ı birleştirmek için mücadele ediyor yani!

AKEL Kıbrıs sorununun çözümlenmesine nasıl bir katkıda bulunacağını bir türlü söylemiyor ama…

AKEL ne yapacak ki Kıbrıs sorunu çözülecek? Ne olacak ki Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar ortak bir devlet çatısı altında yaşamaya başlayacak; Türkiye ile ilişkiler dostluk çerçevesinde sürdürülecek; Kıbrıs adası kalkınacak ve hepimiz mutlu-mesut yaşayabileceğiz? AKEL’in hedefi buysa, bunca zaman bu hedefe ulaşmak için ne yaptı; bundan sonra ne yapacak?

blank
BUGÜNÜN KİMİ ÇÖZÜMCÜLERİ, HAYIR BAYRAĞI ALTINDA BİRLEŞMİŞ VE ANNAN PLANI’NIN HEDEFİNE ULAŞMASINI ENGELLEMİŞLERDİ. O GÜNLERİ ANARKEN ESAS OLARAK BU DURUMA DİKKAT ÇEKMEK GEREKMEZ Mİ?

Bu soruların yanıtı ortada yoktur ama 2004 yılındaki referandumun gerçek kahramanlarından biri olan AB Komiseri Günter Verheugen, referandumun yıldönümü nedeniyle Kathimerini gazetesi ile yaptığı söyleşide, Klerides görevine devam edebilseydi Kıbrıs sorununun çözümlenebileceğini söyleyince benim aklıma Klerides’in Rum tarafının liderliğini nasıl kaybettiği geldi. Hemen ardından da Rum tarafının Annan Planı’na “hayır” demesinde AKEL’in rolünün ne olduğunu hatırladım.

Klerides, Kıbrıs sorununun uzayıp gitmemesi ve Kıbrıs’ın bir bütün olarak Avrupa Birliği üyesi olabilmesi için elinden geleni yapan Kıbrıslı Rumlardan biriydi ve üstüne üstlük “başkanlık” görevini de sürdürüyordu. Sanırım sürecin referanduma kadar ilerlemesinde de belirleyici bir rolü olmuştur. Verheugen, gazeteye demecinde, “Glafkos Klerides’e tam anlamıyla güvendiğini ve eğer Klerides iktidarda olsaydı Kıbrıs sorununda çözüme ulaşacaklarına inandığını” söylemiş…

Klerides iktidardan Tasos Papadopulos tarafından düşürüldü. Papadopulos, AKEL tarafından desteklendi ve kazandı. AKEL, kimin Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya daha yatkın olduğuna bakmadı bile… AKEL’in Papadopulos’u destekleyeceği, 2001 yılında Hristofias’ın Papadopulos tarafından desteklenerek Meclis Başkanı yapılmasıyla ortaya çıkmıştı zaten. Planın ne olduğu ise, 2004 Nisan’ında Annan Planı referandumunda bir kez daha anlaşıldı. Kıbrıs sorununun çözümünü istediği ve referandumda “kuşkusuz evet” demesi beklenen AKEL, “hayır” dedi. Onlar plana sadık kaldılar; Kıbrıs sorunu da çözümlenmemiş oldu!

AKEL’in şimdiki lideri Stefanu, Hristofias’ın “iyi bir öğrencisi” olduğunu her fırsatta gösteriyor. Bir yanda Kıbrıs sorununun çözümünü ister görünüyor; diğer yandan Rum Yönetimi’ni Türkiye’ye karşı yeterince etkili olamamakla suçluyor. Bir yandan da CTP ile ortak etkinlikler yaparak Kıbrıs Rum halkına “istediğiniz türden çözümü CTP ile sağlayabiliriz” mesajları vermeye çalışıyor. Stefanu, hocasının izinden yürüyerek Kıbrıs Rum Yönetimi lideri olmaya hazırlanıyor. Daha önce istenen sonucu vermiş “başarılı bir plan” var ve bir kez daha uygulanması için çalışılıyor.

Kıbrıs Türk tarafında Stafanu’nun yoldaşlığını yapanlar ise Klerides’e kurulan tuzağın, 2004 referandumundaki “hayır” oyunun veya Talat-Hristofias görüşmelerinin sonuçsuz kalmasının hesabını sormayı bir türlü akıl edemiyorlar.

Yarın 24 Nisan… 24 Nisan 2004’te “evet” oyumuz karşılık bulmuş olsaydı, 20 yıldır görece bir barış ve huzur ortamında yaşıyor; bugün konuştuğumuz pek çok şeyi konuşmuyor ve geleceği daha iyi yaşamanın yollarını arıyor olacaktık.

Yanarım yanarım; bu fırsatı kaçırmış olmamıza yanarım!

Yanarım yanarım, bu fırsatı kaçırmamak için canını dişine takanların bu fırsatın nasıl kaçtığını araştırmamalarına ve bu deneyimi yeni kuşaklarla paylaşmamalarına yanarım!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz