Bütün Türkçüler hayal kırıklığı içinde… Kazakistan’dan sonra Türkmenistan da Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açtı…
Türki devletler ile ilişkileri “büyük bir siyasi proje” haline getiren, bununla KKTC’nin tanınmasını gerçekleştiremeseler bile uluslararası ilişkilerini geliştirebileceklerini ve böylece “tuttukları yolun doğruluğu” konusunda geçici kanıtlar elde edebileceklerini düşünenler sus-pus oldular.
Ama felaketler başladı mı arkası kesilmez…
Türk basınında yayın olarak yer almayan bir haber, 4 Nisan Cuma gününden beri ortalıkta dolaşıyor. Avrupa Birliği liderliği, Özbekistan’ın tarihi kenti Semerkant’ta beş Orta Asya devleti ile düzenlenen zirvede bir araya geldi.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Aslında bu mesele yeni değil… Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla yıllardan beri çalışıyorlar. Böylece, batı sermayesini ülkelerine çekmek, kamu yatırımları için AB fonlarından yararlanmak ve Çin ile Rusya’ya karşı stratejik güç elde etmek istiyorlar. Örneğin, aynı beş devlet, 2023 yılının Eylül ayında Avrupa’da çeşitli temaslar yaparken Berlin’de Almanya Başbakanı Scholz ile zirve gibi bir toplantıda bir araya gelmişler ve 300 milyar euro hacmindeki “Global Gateway” projesi ile diğer su, enerji ve iklim projelerini görüşmüşlerdi. Cuma günkü zirve hakkında açıklama yapan AB Komisyonu Başkanı Van der Leyen ise “yeni Stratejik Ortaklığı başlattık” dedi ve Global Gateway programı kapsamında 12 milyar euroluk bir paketi devreye soktuklarını duyurdu.
Daha başka ayrıntılar da var ama bu kadarı bile Orta Asya devletlerinin AB ile ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeter. Orta Asya devletleri, dünyanın önemli güçleri ile iş birliklerini geliştirerek Rusya ve Çin ile başbaşa kalmaktan kurtulmak zorundadırlar. Çok yönlü ilişkiler gleiştirebilmeleri bağımsızlıklarının ve gelişmeye devam edebilmelerinin teminatı olacaktır.
Bunu öngöremeyen Türk dışpolitikası, sadece ırksal bağlantılar üzerinden ilerleyerek Türki devletleri dünyanın geri kalanına karşı birleştirebileceğini hayal ediyordu… Bu politikanın cuvalladığını gösteren gelişmeler, AKP medyası tarafından ısrarla gizlenmeye çalışılıyor. Bizim bu gelişmelerden alacağımız ders ise, gerçekçi olmak zorunda olduğumuzdur. “Kıbrıs adasındaki gerçeklerden” söz edip duranlar biraz da dünyadaki gerçekleri görebilseler hepimiz için iyi olacak. Görebilenler görüyor ama ben yine de hatırlatayım dedim…