KKTC’NİN HATALARI, RUM YÖNETİMİNİN SALDIRISINI HAKLI ÇIKARMAZ!

RUM TARAFININ EMLAK SEKTÖRÜMÜZE SALDIRISINA KENDİ HATALARIMIZI TEKRARLAYIP DURARAK YANIT VEREMEYİZ!

0
blank

Mülkiyet sorununu gerekçe yapan Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs’ta emlak yatırımı yapan veya bu işlere karışan insanları tutuklamaya başlaması, kendi aramızdaki tartışmaları da körüklemiş görünüyor. Siyasetçilerden aydınlara kadar önemli sayıda insan, çoğu zaman bu düzenin oluşmasındaki kendi rollerini de inkar edercesine, sorunun Rum tarafından değil de KKTC’deki eksiklik ve yanlışlıklardan kaynaklandığını kanıtlamaya çalışıyor.

  • Taşınmaz Mal Komitesi yeterince etkin çalışamıyorsa bu, elbette bizim suçumuzdur. Yerel kaynak yaratarak mali yapısı güçlendirilmemişse korkak politikacıların rolü inkar edilemez.
  • Kaynaklar neredeyse tükenmiş ama hala daha eşdeğerini alamayan insanlar kalmışsa bunun suçlusu da politikacılar ve bürokratlardır. İskan yolsuzlukları olmuşsa, herkes kendi yandaşını kayırmaya çalıştığı için olmuştur.
  • Yatırımlar çevre korunarak yapılmıyorsa bunun sorumlusu da, bununla ilgili kuralları geliştirip uygulamayan KKTC bürokrasisi ve siyasetidir.
  • Yatırımcılar bu işleri zengin olmak amacıyla yaptıkları doğrudur ama makul oranda vergi alarak kamu harcamalarına katkı yapmalarını sağlamak da yine siyasilerin ve bürokratların görevidir.
blank
CTP GENEL BAŞKANI ERHÜRMAN, MÜLKİYET SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜN GÜNEYDEKİ MAHKEMELERE BIRAKILAMAYACAĞINI SÖYLERKEN KKTC YÖNETİMİNİN GÖREVLERİNİ HATIRLATMIŞ OLDU. BU GÖREVLERİN ARASINDA KIBRIS TÜRK HALKINI HAKLILIĞIMIZA İNANDIRMAK DA OLMALIDIR; BELKİ DE ÖNCELİKLİ GÖREV BUDUR.
…………………………………………………………………….

Açıkça söylemek lazımsa, hiçbir konuda başarılı olamayan, tam anlamı ile “başarısız yönetim” örneği olan KKTC, emlak sektörünü yönetmek ve sürdürülebilir olmasını sağlamak konusunda da başarısız olmuştur. Ne var ki KKTC’nin bütün bu başarısızlıkları, Rum tarafının saldırısını haklı çıkarmaz. Herkes de biliyor ki Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis, kendisine faydalı olacak bir gündem yaratma peşindedir. Kendince hazırlıklar yapmış ve düğmeye basmıştır. Amacı, etkisi 3-5 yıl devam edecek bir tedirginlik yaratmaktır. Her politikacı gibi onun ana hedefi de önümüzdeki seçimi kazanmaktır; elinden geleni yapacaktır!

Bu saldırı, Kuzey’deki mallarını terk etmek zorunda kalan Rumlara mallarına erişim veya mallarını değerlendirme olanağı kazandırmayacaktır. Bu saldırının Kuzey Kıbrıs’taki inşaat sektörünü tamamen yok etmesi de mümkün değildir. Rumların Rusya ve İran yurttaşı alıcıları baskı altına alması zor olacaktır. Yatırımcılar da gerekli önlemleri alarak Rumların baskısından kurtulmak olanağına sahiptirler. Ama bu saldırı, Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasında gelişen ilişkileri, insan geçişlerini, karşılıklı etkileşimi olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Bu saldırı, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için yeni bir müzakere süreci başlatmak çabalarını yerle bir etme potansiyeli de taşımaktadır.

Hristodulidis’in bu olumsuzlukları umursayacağını düşünmüyorum; onun gerçekten istediği, tam da bunlar olabilir… Hristodulidis kendi amaçları için kararlıkla çalışırken Kuzey Kıbrıs’taki eksiklik veya yanlışları değerlendirmiş de olabilir. Zaten TMK’nin “etkin bir iç hukuk yolu” olmadığını kanıtlamak için de çalışıyor.

Hristodulidis’in haklı olmamasının ciddi tarihi ve hukuksal gerekçeleri de vardır. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorunundan her türlü etkilenmişlerdir. Ailelerimizin çoğu, çocuklarını mülkiyet haklarını kullanamadan yetiştirmek zorunda kalmıştır. Kıbrıs sorunu kapsamlı bir çözüme ulaşmadan mülkiyet haklarından istediğimiz gibi yararlanmamız da güç olacaktır. Bunun başlıca sorumlusu da Kıbrıs Rum tarafıdır. Buna karşılık Kıbrıslı Rumların mülklerinden yararlanma yolu vardır. Uluslararası hukuk mekanizmaları, TMK’yı etkili bir yol olarak belirlemiştir. Ortada böylesine siyasi ve hukuki bir mağduriyet varken Kıbrıslı Türklerin tasarruflarındaki mülkleri kullanmalarını engellemek elbette haklı bir tutum olamaz.

Olay bu kadar açıkken ve Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulmak arayışı içinde olabilmek için bile Hristodulidis’in planlarını bozmak zorunluyken TV ekranlarında veya sosyal medya köşelerinde KKTC’nin hatalarını sıralayıp durmak neye hizmet edecektir?

Bugünkü KKTC yönetimine muhalefet yapmak geçerli bir politik tutum olsa bile bunu yaparken Rum tarafının haksızlığını ve saldırganlığını unutmamak ve gizlememek gerekiyor. Bu saldırganlık ancak bu şekilde geriletilebilir ve tehlikeleri de minimize edilmiş olur.

Bu saldırı geriletilemezse ne olacağını da düşünmek gerekiyor…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz