Casinolar açılsın mı; açılmasın mı? Ya gece kulüpleri?
Bazılarımız bunların zaten kapatılmasından yanadır; salgını bahane edip kapatalım gitsin!
Peki kebapçılar veya ekmekçiler açılsın mı?
Yoksa, “et pahalı oldu, 50 TL’ye kebap yeyen mi olacak?” veya “nasıl olmasa herkes evde ekmek yapmayı öğrendi” diyerek onları da mı kapatsak?
KAPANMA NEDENİ?
İş yerlerinin kapatılmasının nedenini unutmuş gibi davranıyoruz. İş yerleri, Covid-19 virüsünün yayılmasını engellemek için kapatıldı. İnsanların alışılagelmiş temasları engellendi ve virüs kendi çemberine hapsedilerek yok edilmeye çalışıldı. En azından Kuzey Kıbrıs özelinde başarı sağlanmış ve kapanmanın nedeni ortadan kalkmıştır; iş yerlerinin açılması, insanların günlük faaliyetlerine dönmeleri gerekiyor.
Virüs salgını tehlikesi azalmışsa iş yerleri açılacak. Diğer mülahazalar başka bir zamanın veya başka bir tartışmanın konusudur.
HÜKÜMETİN GÖREVİ
Hükümet, iş yerlerinin sağlık düzenlemeleri konusunda yeni kararlar alırken, bu işletmelerin düşen cirolarının nasıl yükseltilebileceğini veya yükseltilemeyeceği durumlarda yaşamaya nasıl devam edebileceklerini düşünmelidir. İş insanlarının gözlemi, kapalı kalınan günlerde biriken talep nedeniyle bugünlerde yapılan ciroların bile düşeceği ve önümüzdeki günlerin çok daha zor geçeceği yönündedir. Bunu engellemenin tek yolu, turizm ve yükseköğretim alanlarından gelecek talebi canlandırmaktır.
Bunun kolay olmadığını hepimiz biliyoruz: Birinci engel salgın tehlikesidir; turist alabileceğimiz ülkelerdeki tehlike devam ediyor… İkincisi, bu ülkelerdeki ekonomik daralmadır; insanlar, tatile çıkmayı düşünüp düşünmeyeceği mechuldür.
Bize kalan, öğrenimini devam ettirmek arzusunda olan gençleri en kısa sürede adaya geri taşımak ve güvenli bir tatil için ortamı hazırlayıp pazarlamaya çalışmaktır.
PARA TOPLAMA GAYRETİ
Bu doğrultuda adımlar atılırken, bugünlerde açılan işletmeleri korumak için ne yapılıyor?
Hiç! Kocaman bir hiç!
Tam tersine, yeniden açılmaya çalışılan bu işletmeler yeni yeni yükler altına sokuluyor. Bakınız, casinoların çalışmaya başlayabilmesi için imtiyaz ücretlerini bir tamam ve peşinen ödemeleri istendi. Ne bir öteleme; ne de taksitlendirme… Kapıyı açmak istiyorsan, ücretini peşinen ödeyeceksin.
Sadece Casinolar mı? Diğer işletmelerin vergi borçları, izin harçları konusunda en azından bir öteleme kararı alınabilirdi. Mart ayında alınması gereken izinler Eylül veya Ekim’e ertelenebilirdi. Bu ödemelerin, öğrencilerin dönüşü veya turizmin az da olsa canlanması sayesinde elde edilecek gelirler ile ödenmesi düşünülebilirdi.
Hayır… Hükümet, kendi söküğünü dikme peşindedir; o kadar! Bütün dert kamu maliyesini sürdürebilmektir.
KKTC’NİN DÜZENİ BU!
Bugünkü durumda daha farklı bir şey bekliyor muyum?
Kamu görevlileri, en büyük siyasi güçtür… Hiçbir siyasinin onları karşısına alarak reform yapmasını beklemiyorum.
Kamu, en büyük ekonomik aktördür. Hiçbir hükümetin ödeme güçlüğüne düşmesini istemiyorum.
Öyleyse, altında kalanın boyunu kopsun!KKTC’nin düzeni için bir tanımlama yapmak gerekiyorsa, en doğrusu bu olacak: ALTINDA KALANIN BOYNU KOPSUN DÜZENİ!