BM Genel Sekreteri’ne bir şikayet mektubu gönderen Hadjichrysanthou’nun mektubunda, ”Türkiye’nin Uluslararası Sivil Havacılık Konvansiyonu’nun temel hükümlerine uymadığı, bu hükümleri çiğneyerek uluslararası hava trafiğinde potansiyel riskler oluşturmasının üzüntü verici olduğu, KKTC’ye yapılan her türlü sivil uçuşlar ile KKTC kıyılarında görevde olan ve Gazimağusa’ya yanaşan gemiler örnek gösterilerek Türkiye’nin sistematik bir şekilde sivil ve askeri uçuşlarla GKRY’yi taciz etmekle” suçlandığı öğrenildi.
“Türk tarafı BM’nin kapalı Maraş’taki durumdan Türkiye Hükümetini sorumlu tutacağını anlamalıdır” ifadeleriyle tehditkâr söylemlerini yineleyen Hadjichrysanthou, Türkiye’nin “sözde GKRY egemenliğini ihlal ederek adanın kuzey bölgeleri üzerinde ayrı bir hava sahası yaratmayı ve KKTC’nin statüsünü yükseltmeyi amaçladığını” savundu.
RUMLAR İHLAL EDİYOR
KKTC’ye yapılan uçuşlarda hava sahası ihlali yapılmadığı, iddia edilenin aksine GKRY’nin hava sahası ihlallerini özellikle 2016 yılından itibaren daha sistematik hale getirdiği, bu ihlalleri planlı bir şekilde gerçekleştirdiği görülüyor.
Lozan Anlaşması başta olmak üzere uluslararası anlaşmaları ve hukuku hiçe sayan Yunanistan tarafından silahlandırılan Rodos adasından GKRY’nin daveti üzerine kalkış yapan hava araçlarının KKTC hava sahasını ihlal ettiği belirtiliyor.
AMAÇ BAŞKA!
Mektubun yazılma amacı, Yunanistan’ın son dönemde Ege’de tansiyonu yükseltmek suretiyle Türkiye’yi provokatörlükle suçlama politikalarının yoğunluk kazandığı, Ege’de Türk hava sahasının hemen her gün Yunan savaş uçaklarınca ihlal edildiği bugünlerde, GKRY’nin de benzer girişimlerle KKTC ve Türkiye’ye karşı algı oluşturma çabalarının bir uzantısı olarak değerlendiriliyor