Başbakan Üstel’in kabinede değişiklik yapmayı başarmasından sonra sıra müdür ve müsteşar atamalarına geldi. Başbakan, pek çok müsteşar ve müdürü yenilemeyi düşünüyor. İşe, daha kabine değişmeden başlamıştı zaten. Tarım Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nda değişiklikler oldu. Sırada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı var; belki de arkası gelecek.
UBP milletvekilleri bakanlık koltuklarını başka UBP milletvekillerine bıraktı diye müsteşar ve müdürlerin değişmesi eleştiri konusu oldu. Bu da artık alıştığımız bir şeydir. HP Genel Başkanı Özersay, müsteşar/müdür kıyımının başladığını haber verirken “Görevden alınan Bakanlar UBP’li değildi başka partinin bakanıydı da biz mi bilmiyorduk?” diye soruyordu.
Bütün UBP milletvekillerinin sırayla bakanlık yapacağı gibi, bütün UBP’li bürokratlar da müsteşar veya müdür olacak tabii… Bundan “doğal” ne var? Herkesin hakkı!
Bir arkadaşım hatırlattı: Üst düzeyden emekli olan bir bürokratın emekli maaşı, bugün fiilen çalışan yeni bir milletvekilinin maaşını geçiyor. Çalıştığı sürede alamadığı parayı emeklilik yaşamı boyunca alacak; üstelik ömür boyu.
Bir zamanlar “müşavirliğe” takmıştık. Kızakta emekliliğini bekleyenlerin çalışmaması hepimize dert olmuştu. Sonra “müşavirliği” kaldırdık. “Kaldırdık da ne oldu?” diye sormuyoruz ama… Müşavirlerin çalışmayacağı gibi bir kural zaten yoktu ama müşavir olamayıp da eski görevine dönenlerin çalıştığını da duymadık. Kaldı ki esas mesele çalışmak veya çalışmamak değildir. Kamu görevi zaten çalışmak için değildir. Esas mesele, emekli ikramiyesi ve maaşıdır: Bir kez üst kademeye tırmandınız mı emeklilik imtiyazlarına kavuşmuş oluyorsunuz. Ondan sonrası, Şam’da kayısı! Tatlı hayat başlamış demektir.
İşte bütün mesele budur ve siyasi mekanizma içinde yükselmek veya tutunmak isteyenler alabildiğine politikleşmiş olan kamu görevlilerinin “yükselmesini” de sağlamak zorundadırlar. Hep “popülizmden” söz ediyoruz ya, en popüler iş, kamu görevine eleman almak olduğu gibi, kamu görevinde eleman yükseltmek, müsteşar ve müdür atamaktır. Gör beni, göreyim seni!
Daha önce atanmış olan müsteşar ve müdürlerin görevden alınmalarından dolayı şikayetçi olacaklarını hiç sanmıyorum; teşekkür bile edeceklerdir. Onların yerine yenilerini atayarak teşekkür edenleri çoğaltmak KKTC siyasetinin doğası ile tam bir uyum içindedir.
Bu arada kamu yönetimi çökmüş; limandan ithalat yapılamıyor, Kıb-Tek sayaç bağlayamıyormuş kime ne? Bu sorunların varlığı bile, yeni eleman almanın güzel birer gerekçesi olarak kamu yönetiminden yararlanacak kadar “siyasi kapasitesi” olanlara yarayacak yine… Yeni elemanlar alınacak, terfiler verilecek, tayinler yapılacak. Yararlanabilen yararlanacak!
Başbakan Üstel, zor bir süreçten geçti. Başarıp başaramayacağı belli değildi ama başardı! Bu başarısını devam ettirmek için KKTC siyasetinin doğasına uygun davranmaya çalışıyor. Atamalar yapılacak, eleman alınacak; onlar da mevcut hükümetin devamı için ellerinden geleni yapacak!
Olay budur!
Zaten sorun da budur!