Kıyılara vuran çöplerin yüzde 80’inin karasal kaynaklı yani ülke içinden olup, çoğunluğunu pet şişenin oluşturduğu tespit edildi.
Araştırmalarda, plastik poşetlerde gözle görülür bir azalma gözlemlenirken, kıyılara vuran en tehlikeli çöpün, balıklarca yumurta sanılıp yenen 1-2 mm. çapındaki mikro plastikler olduğu belirlendi.
Kıyılara vuran atık ve çöpler konusunda 2014’ten beri Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen iki toplumlu Deniz Atıkları Kıbrıs Projesi’nden (MarLitCy) dolayı oluşan veri tabanına göre, projenin başladığı günden bugüne çöp miktarlarında yüzde 5’lik artış, denizden gelen atıklarda düşüş gözlemlendi.
KKTC ayağı Mağusa Suriçi Derneği (MASDER) ve Kuzey Kıbrıs Dalış Merkezleri Derneği tarafından yürütülen projeye ilişkin TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan MASDER Başkanı Serdar Atai, projenin, sahillerdeki kirliliğe dikkat çekmek amacıyla hazırlandığını belirtti.
İlk safhası 2014’de, ikinci safhası ise 2019’da başlayan projede Kuzey Kıbrıs’taki 9 sahilde çöp miktarındaki değişimi gözlemlemek için belli aralıklarla çöpleri topladıklarını kaydeden Atai, rojenin süresinin dolduğunu ancak dernekler olarak projeyi sürdürdüklerini söyledi.
Güney Kıbrıs’ta da 11 noktada çalışma yapılan projeyle ilgili veri ve analizlere www.marlitcy.eu adresinden ulaşılabiliyor.
-Çöplerin yüzde 80’i karasal
AB destekli proje çalışmasının sonuçlarına göre, çöp kaynağının yüzde 80’inin karasal (ülke içi kaynaklı) olduğunu, yüzde 20’sinin de denizden geldiğini ifade eden Serdar Atai, ülke içi kaynaklı çöpün yüzde 80’inin ise sahile bırakılan ya da dere yataklarından gelen suyla sahile taşındığını belirtti.
Çöpün denizden mi, karadan mı geldiğinin, çöpteki yıpranma ve ürünlerin üzerindeki yazılardan ayırt edilebildiğini kaydeden Atai, Arap ülkelerinden gelen çöplerin çok yıpranmış ve ufalanmaya başlamış olduğunu anlattı.
Projenin başladığı gün ile bugün kıyaslandığında çöp miktarlarında yüzde 5’lik bir artış tespit ettiklerini kaydeden Atai, oran olarak bakıldığında ise, denizden gelen atıklarda düşüş gözlemlendiğini, bunun da sebebinin Arap ülkelerinin çöp dökülen sahillerde aldığı tedbirler olduğunu söyledi.
–En çok pet şişe ve kapak.. Poşetlerde düşüş
Serdar Atai, çöplerin yüzde 80’inin plastik olduğunu, plastik çöplerin çoğunluğunu sırasıyla pet şişe, muhtelif plastik parçaları, pet şişe kapağı, pet şişe kapakların alt halkaları oluşturduğunu kaydetti. Atai, kapak halkalarının tehlikeli olduğunu çünkü küçük balıkların plastik kapak halkaların içine girdiğini ve çıkamadığını belirtti.
Atai, “Plastik poşetlerde gözle görülebilir bir azalma gözlemledik, bunun nedeni de plastik torbaların ücretli yapılmasıdır. Birinci safhaya göre ikici safhada çok ciddi bir azalma var” dedi. Atai, naylon poşetlerin de en büyük tehlikesinin, kaplumbağaların poşetleri deniz anası zannedip yemeye çalışması olduğunu kaydetti.
-En tehlikeli mikro plastikler
Plastik parçalarını da 2.5 santimden küçük ve büyük olarak sınıflandırdıklarını belirten Atai, “2.5 santimden küçük, ufalanmış parçalarda çok ciddi artış var. Onları temizlemek çok daha zor. Bunlar zamanla mikro yani 1-2 milimetre çapında plastiklere dönüşüyor. Bunlar en tehlikelisi çünkü balıklar onu balık yumurtası zannedip yutuyor” dedi.
Atai, bazı plajlarda insanların mikro plastiklerin içinde güneşlendiğine işaret ediyor.
-Yapılması gerekenler.. “Çözüm cezadır. Çevre zabıtası şart”
Serdar Atai, “Dere yataklarının temizlenmesi lazım, buz dolabını bile dere yatağına atan insanlar var, okullarda eğitimler de verdik ama bu işin çözümü cezadır. Çevreyi kirletme cezalarının güncellenmesi ve bir de izleme mekanizması kurulması lazım” dedi.
İzleme mekanizmasının ise belediyelerin bünyelerinde çevre zabıta ekipleri kurmasıyla oluşabileceğini kaydeden Atai, olay yerinde ceza kesme yetkisine sahip olacak bu zabıtaların internet bağlantılı kayıt cihazlarının da olması; kaydedilen olayların eş zamanlı olarak bir merkeze düşmesi ve cezaların da şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğini belirtti.
Ekonomik değeri olan çöpleri toplamaya başlayan özel şirketler bulunduğunu, bunun güzel bir gelişme olduğunu ancak koordine edilmesi gerektiğini kaydeden Atai, Çevre Koruma Dairesinin bu şirketlere çöp toplama bölgeleri tayin etmesi gerektiğini ifade etti. Atai toplanan çöpler muhafazası konusunda da kurallar getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Serdar Atai, sahillerde çöp bidonlarının eksikliğinin de çöplerdeki artışta bir etken olduğunu söyledi.
-AB felsefesi
Atai, Güney Kıbrıs’ın KKTC’den bir adım daha iyi olduğunu, bunun da Avrupa Birliği yönetmeliklerinden kaynaklandığını kaydetti. Atai, AB’nin zaman zaman belediyelere dış denetçi gönderdiğine işaret etti.
Serdar Atai, AB’nin çevre temizliği konusundaki felsefesinin, “çöpü ret etmek”, “azaltma”, “yeniden kullanma”, “ileri dönüşüm (çöpe atılacak malzemeyi farklı amaçla kullanmak)” ve en son çare olarak da “geri dönüşüme gönderme” olduğunu ifade etti.