Tüm dünyadan 65 küresel sivil toplum örgütünün imzasıyla yayımlanan ortak bildiride, şimdiye kadar yapılan tüm görüşmelerde, iki tarafın liderlerine Kıbrıs’ta iki halkın kabul edebileceği bir çözüm arayışlarına tam destek verildiği ancak tüm bu görüşmelerin Kıbrıs Türk ve Rum halkının beklentilerini boşa çıkardığı kaydedildi.
Bildiride, platformun prensiplerinin basit ve açık olduğu ifade edilerek, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme hakkı, kendi dilini konuşma hakkı, kendi dinini ve kültürünü serbestçe sürdürme hakkı, eğitimde eşit fırsatlar, uluslararası örgütlere katılım hakkı, serbest dolaşım ve ekonomik özgürlük ve kendi yönetimini seçme hakkı, zulüm ve saldırıdan uzak, korkusuzca yaşama hakkı ile kendi güvenliği için kendi garantörünü seçme hakkına saygı duyulması gerektiği belirtildi.
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın “Egemen, eşit, bağımsız, iki devletli antlaşmadan başka çıkış yolu yoktur, bu konuda netiz. Çözüm için egemen eşitliğe dayanan, iki devletli çözüm müzakere edilmelidir” sözlerine de atıfta bulunulan bildiride, 65 sivil toplum kuruluşunun bu fikirlere tam destek belirttiği kaydedildi.
Kıbrıs’ta BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu çerçevesinde 53 yıldır devam eden görüşmelerden adil ve kalıcı bir çözüm çıkmadığı kaydedilen bildiride, Türk tarafının her zaman özverili, uzlaşmacı ve daima tavizkar taraf olurken, Rum tarafının hiçbir esneklik göstermediği gibi, Kıbrıs Türk halkı ile başta yönetim yetkisi olmak üzere hiçbir şeyi paylaşmayı kabul etmediğine işaret edildi.
Türk tarafının 2004 referandumda Annan Planı’nı kabul etmesine ve 2017’de Crans Montana’da toprak dâhil ciddi tavizler vermesine rağmen, Rum tarafının reddettiği belirtilen bildiride, Eski Rum Dışişleri Bakanı Rolandis’in, şimdiye kadar Rum tarafının, iki tarafa da sunulan 17 anlaşma formülünden 15 tanesini reddettiğini defalarca itiraf ettiği de belirtildi.
Ortak bildiride, “Kıbrıs Türk halkı 53 sene daha kaybedemez. KKTC, uluslararası toplumun içinde yerini almalıdır. AB tarafından da söz verildiği şekilde ambargolar kalkmalı, gençlerimiz düzenlenen uluslararası müsabakalarda artık yerlerini almalıdır.” ifadelerine yer verilerek, egemen eşit bağımsız iki devletli antlaşmanın gerekliliğini kanıtlayan fikirler şöyle sıralandı:
“1. Son 53 yılda federal güç paylaşımı formülüne dayanan yüzden fazla müzakere turu, her iki taraf için de kabul edilebilir bir çözüm üretmede başarısız oldu. Alternatifleri düşünme zamanı gelmiş hatta çoktan geçmiştir.
2. Fonksiyonel bir federasyon olarak kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti adadaki Türk ve Rum halklarının eşit ortaklığında kurulmuştu. Ne yazık ki bu ortaklık Kıbrıslı Rumlar tarafından 1963 yılında katliam saldırılarıyla silahla dramatik bir şekilde yıkıldı ve aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının hakları da gasp edildi. Böylelikle Kıbrıs’ta 1964’ten beri iki bağımsız egemen yönetim ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Bugün her iki yönetim de Anayasal yasama, yürütme ve yargı organlarına sahiptir ve kendi topraklarında kendi halklarının refahı için hareket etmektedir. Her iki egemen yönetim de kamu düzenini sağlamakta ve artık göz ardı edilemeyecek hem iç hem de uluslararası hukuka ve sözleşmelere uygun yasalar gerçekleştirmektedir. Adanın self-determinasyon hakkına sahip iki halkının eşitliği, uluslararası anlaşmalarla onaylanmış ve kabul edilmiş bir gerçektir. Şu anda KKTC’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinde herhangi bir nüfuzu olmadığı gibi, GKRY’nin de KKTC’nin üzerinde herhangi bir nüfuzu ve yönetim yetkisi yoktur.
3. Yukarıdaki gerçekleri göz önünde bulundurursak, şu anda zaten var olan egemen eşitliğe dayalı bağımsız iki devletli antlaşma dostane bir iş birliği ilişkisinin, en iyi çözüm şekli olduğu apaçık ortadadır. Yönetimde birbirinden bağımsız ve egemen eşit iki bağımsız devletli antlaşma, çevre, turizm, hidrokarbon kullanımı, kültürel miras, kriz yönetimi gibi konularda yakın iş birliğini sağlayacak bir uzlaşma şeklidir.
4. İki halk 57 yıldır iktidarı paylaşmadılar, ancak kendilerini bağımsız olarak yönettiler. Bu özel konudaki müzakerelerin onlarca yıldır başarısız olmasının gösterdiği gibi, maalesef Rum tarafı silah zoru ile gasp ettiği devlet yönetimini Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istemiyor.
5. Fonksiyonel federasyona dayalı iktidar paylaşımı, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasından yalnızca üç yıl sonra BM Ortega Raporunda da ortaya koyuldu gibi Rumların etnik temizlik saldırıları sonucunda yıkıldı. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’un, üzerinde anlaşmaya varılan anayasayı değiştirme yönündeki kışkırtıcı tek taraflı Anayasaya aykırı kararı bunu hızlandırdı. Rumların katliam ve soykırım saldırıları Kıbrıs Türk halkına yıllarca acılar yaşattı. Kalıcı bir anlaşmaya ancak adanın iki eşit, egemen, bağımsız devleti arasında bir tarafın diğerine iradesini dayatamayacağı bir dostluk ve iş birliği ilişkisi ile ulaşılabilir.
6. Kıbrıs’ta1963-1974 yılları, Kıbrıs Türk halkı için çok zor geçti. Söz konusu yıllarda, Türk halkı silahlı şiddete maruz kaldı, binlerce insanımız katledildi, yerinden edildi, evleri, köyleri yakıldı muhasara altında can güvenliği olmadan yaşadı. En acısı, yüzlerce Kıbrıslı Türk katledildi, birçoğu hala kayıp. Aynı deneyimi tekrar yaşamak istemiyoruz. Sadece Türkiye her zaman Kıbrıs Türk’ünün yanında olmuştur. Güvenlik kaygılarımız, yalnızca kendi ihtiyaçlarımıza göre, kendi güvenlik politikalarını belirleyebileceğimiz egemen bağımsız iki devletli bir antlaşma yolu ile giderilebilir.
7. Yukarıdaki temelde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir antlaşmadan her iki taraf da önemli ölçüde faydalanacaktır. Böyle bir çözüm, Adada ve bölgede güvenliği, istikrarı, iş birliğini, bölge barışını güçlendirecek, refahı artıracak, Kıbrıs Rum tarafının başarılı hizmet sektörü (özellikle turizm ve denizcilik) için devasa Türk pazarını açacak ve ülkenin en iyi şekilde daha hızlı ekonomik gelişmesi sağlanacaktır. Bölgenin hidrokarbon kaynakları Türkiye üzerinden, en ucuz, en hızlı bir şekilde AB ve dünya pazarına ulaştırılacaktır. Bu kazançların yanı sıra Türk-Yunan ilişkileri, Türkiye-AB ilişkileri kazan-kazan formatına dönüşecek, NATO’nun güney-doğu kanadı daha da güçlenecektir.
8. Ekim 2020’de KKTC’de yapılan seçimleri kazanarak, iki devletli bir çözümü görüşmesi için Kıbrıs Türk halkından yetki aldı. Kıbrıs Türk halkının dünyaya verdiği mesaj açıktır; görüşme masasına alternatif olarak iki devletli çözümün getirilmesidir.
Aşağıdaki imza sahipleri ucu açık görüşme zamanının geçtiğine ve Kıbrıs’ta barış ve istikrarın sağlanması için siyasi, ekonomik ve sosyal eşitliliğe ihtiyaç olduğuna inanmaktadır.
Kıbrıs Türk halkı uluslararası izolasyonların sonlandırılmasını, serbest dolaşımın ve ticaretin gerçekleştirilmesi ve 1948 İnsan Hakları Sözleşmesinin 2’nci maddesinin uygulanmasını talep ediyor:
‘…bağımsız, vesayetli, özerk olmayan veya başka herhangi bir egemenlik sınırlaması altında olan bir kişinin, ait olduğu ülke veya bölgenin siyasi, yargı veya uluslararası statüsü temelinde hiçbir ayrım yapılmayacaktır’.
Yurtta veya yurtdışında bulunan Kıbrıs Türk halkına kendi geleceğini tayin etme hakkı statüsü verilmelidir. Tarihi bir adım atmamızın zamanı gelmiştir. Şimdi iki devletli çözümün zamanıdır.”
BİLDİRİYE İMZA KOYAN ÖRGÜTLER
Platformu oluşturan 65 sivil toplum kuruluşu ve hangi ülkelerden oldukları şöyle:
Avustralya:
Albion Rovers SC
Australian North Cyprus Friendship Association
Kıbrıs Türk İslam Derneği
Kıbrıs Türk Radyosu
Kuzey Kıbrıs Türk Cemiyeti
St. Albans Türk Yaşlı ve Emekliler
Sunshine Turkish Senior Citizens
Turkish Cypriot United Platform (TCUP-Australia)
Yeşilada Kadınlar Birliği
Türkiye:
Kıbrıs Türk Kültür Derneği – Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya & Mersin
Turkish Cypriot United Platform (TCUP-Turkey)
Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC)
Association of Turkish Cypriots Abroad (ATCA)
British Residents Society (BRS)
Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı
Bağımsızlık Platformu’nun 33 üye örgütü:
1. KKTC İnsan Hakları Derneği
2. KKTC Kamu Personeli Sendikası
3. K.T. Kadınları Ve Anneleri Tüketici Hakları Derneği
4. KKTC Tüketiciler Derneği
5. K.T. Zarar Görmüş Güneyli Göçmenler Derneği
6. K.T. Tüketiciler Birliği
7. Baf Türk Birliği.
8. Ulusal Esnaf Hareketi
9. Beşparmak Dağı Bayrağı Işık Landırma Derneği
10. Asmaaltı Ve Arasta Esnaf Derneği.
11. K.T. Gençleri Tüketiciler Hareketi
12. Kktc.’Ni Yaşatma Hareketi
13. Vatan Ve Egemenlik İçin Türk Kadın Platformu
14. Tüketici Kalite Ve Stadnartlar Örgütü
15. Çalışan Kadınlar Derneği
16. K.T. Anneler Birlikteliği
17. Hak, Hukuk Ve Adalet İçin Mücadele Örgütü
18. Özgür İnsan Hakları Örgütü
19. Genç Müteşebbisleri Koruma Örgütü.
20. Çağdaş Gazeteciler Ve Yazarlar Örgütü
21. K.T. Genç Mücahitler Derneği.
22. K.T. Kadın Emeklileri Birlikteliği.
23. Bağımsızlık İçin Mücadele Örgütü
24. Sendikal Haklar Platformu
25. Kadın Hakları Örgütü
26. Onurlu Çözüm Birliği
27. Özgür Sanatçılar Örgütü
28. Çağdaş Kadınlar Örgütü
29. Özgürlük Dayanışma Birliği
30. K. Türk Gençleri Dayanışma Platforumu
31. Akademisyenler Platforumu
32. Bilişim ve İletişimciler Örgütü.
33. K. Türkü Hukuk Mücadelesi Örgütü
Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi
Turkish Cypriot United Platform (TCUP-TRNC)
Birleşik Krallık (UK)
Atatürk Society UK / İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği
CTCA UK:
1. British Turkish Cypriot Association
2. Cezire Association
3. İngiltere Turk Kadınları Yardım Derneği/TWPA
4. Kıbrıs Türk Kültür Derneği
5. Lefkaralilar Derneği
6. Rauf R Denktas Türk Okulu
7. Türk 1 Birliği
8. Vatan Kültürel Korosu
9. Sydenham Elders Club
10. Turkish Cypriot United Platform (TCUP-UK)
Cyprus Turkish Chamber of Commerce UK (CTCC UK)
Federation of Turkish Associations UK / Ingiltere Turk Dernekleri Federasyonu
North Cypriots Exists
West London Turkish Volunteers / Batı Londra Türk Gönüllüleri
Young Turkish Cypriots (YTC)
Amerika
Turkish American National Steering Committee