Rum Meclisi Göçmenler Komitesi, Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs’ta bulunan taşınmaz mallarını iade ya da tazminat yoluyla talep için açtıkları davalar konusunu ele aldı..
Rum basını, komitede ayrıntılı bir şekilde ele alınan bu konuya geniş yer ayırdı.
Alithia gazetesi “Kıbrıslı Türk Talepleri 85’i Geçiyor” başlıklı haberinde, Hukuk Dairesi temsilcisi Elli Florencu’nun, Meclis Göçmenler Komitesi önünde yapmış olduğu açıklamalara dayanarak, Kıbrıslı Türk mallarının taleplerinin, gerek yerel davalar gerek tazminat gerekse taşınmazın derhal iade edilmesine ilişkin rakamın 85 olduğunu yazdı.
Habere göre Florencu, 85 talebin bulunmasının bile başlı başlına sorunu ortaya koyduğunu belirtirken bunun, herkesin haklı olduğu anlamına gelmediğini ancak mahkemelerin bu 85 konuyu değerlendirmeye ve karar vermeye çağrılacağını söyledi.
Florencu, mahkemelerin nasıl faaliyet göstereceğine ilişkin olarak belirli mahkeme kararlarının yayınlanmasıyla sonuna kadar varan davaların minimum olduğunu ifade etti.
Florencu bugün geçerli olan yasanın, devlet tarafından da yapıldığı gibi, henüz bir mahkeme tarafından, uygulama ile ilgili herhangi bir sorun olduğuna karar verilmediğini ifade etti.
Rum İçişleri Bakanlığı Genel Müdürü Kipros Kiprianu ise komite önünde yaptığı açıklamada, 2010 yılından ve ondan sonra, Kıbrıs Türk Malları İdaresi tarafından çok az uzlaşmanın yapıldığını, KKTC’de Rum malı bulunduran Kıbrıslı Türklerin başvurularının ret edildiğini söyledi.
Kiprianu, mirasçılar tarafından yapılan başvurularda ise küçük bir artışın olduğunu belirtirken endişeye gerek olmadığını ifade etti.
İlgili yasanın mahkemelerde değerlendirildiğini,bunun haklı ve gerekçeli olarak değerlendirildiğini ifade eden Kiprianu, evlerini inşa etmesi için kendilerine Kıbrıs Türk toprağı verilen göçmenlere yönelik tam bir güvencenin de bulunduğunu söyledi.
“POLEMİDYA”(BİNATLI) İLE İLGİLİ DAVALAR
Hukuk Dairesi Temsilcisi Florencu, “Polemidya’” daki (Binatlı), 51 göçmene ilişkin dava konusunda yaptığı açıklamada bu kişilere, kendi evlerini inşa etmeleri için devlet malı olarak Kıbrıs Türk arazisi verildiğini belirtti.
Bu davada, davalının Rum Yönetimi olduğunu belirten Florencu, davanın açıldığını ve bugünlerde savunmasının yapılmasının beklendiğini ifade etti.
Florencu, 2017 yılına dair bir dava olduğunu, davanın 28 Haziran için belirlendiğini, bununla birlikte mahkeme tarafından Eylül ayına kadar zaman verilmesinin beklendiğini söyledi.
“POLEMİDYA”(BİNATLI) MUHTARI
Habere göre “Polemidya”(Binatlı) Muhtarı ise yaptığı açıklamada, “uçurumun kenarına gelindiği zaman çözümler aramaya çabaladıklarını” belirtti ve Polemidya bölgesinde devlet tarafından kandırılan ve Kıbrıs Türk toprağına ev yaptıkları 52 durumun bulunmadığını ifade etti.
Polemidya Muhtarı, bu kişilerin ellerinde ayrıca kendilerine verilen toprağın devlet toprağı olduğunu yazan belgenin de bulunduğuna dikkati çekti.
Polemidya Muhtarı açıklamasında ayrıca Rum göçmenlerin, kendilerini kandırdığı için devlet aleyhine dava açmak zorunda kalması ihtimalinden de söz etti.
“DROMOLOKSİA”(MORMENEKŞE) BELEDİYE BAŞKANI
“Dromoloksia”(Mormenekşe) Belediye Başkanı ise yaptığı açıklamada, büyük bir endişenin hakim olduğunu 22 göçmen dışında, kendi evini inşa eden 5 bin kişinin daha bulunduğunu söyledi.
Belediye Başkanı açıklamasında ayrıca endişelerini gidermek için devletten teyit talebinde de bulundu.
Rum İçişleri Bakanlığı Genel Müdürü Kipros Kiprianu ise bunun üzerine yaptığı açıklamada, göçmenleri bilgilendirmek için hafta içerisinde bir toplantı düzenlemeyi hedeflediklerini belirtti.
BAF’A BAĞLI TİMİ BÖLGESİ
Gazete Baf’a bağlı Timi bölgesinden de bahsedildiği toplantıda, 2012 yılında, 125 parselle ilgili 3 alım-satım belgesinin sunulduğunu yazdı.
Gazete, bunlar içerisinde Baf Havalimanı’nın ve Timi’deki yerleşim alanın bir bölümlerinin mirasçılarının da bulunduğunu belirtti.
Habere göre, 1974 öncesinde üç parselini 1953’ten itibaren Ohio sakini olan Rauf Önder adına kayıtlı olduğu tespit edildi.
Gazete, geriye kalan parsellerle ilgili durumların ise sahiplerinin, KKTC’de birçok taşınmaza sahip olanlarla ilgili olduğunu yazdı.
KUKUMA
Rum Meclisi Göçmenler Komitesi Başkanı Skevi Kukuma ise yaptığı açıklamada, Kıbrıslı Türklerin, taşınmaz mallarını talep etmesine ilişkin endişesini dile getirdi.
Kukuma, Hukuk Dairesi yetkilisinin söz ettiği 85 duruma ilişkin olarak ise, bu sürecin sonunda Kıbrıslı Türk’ün, kendisine taşınmaz malının iade edilmesi gerektiği, ya da “Kıbrıs”ta daimi ikamet etmediği, KKTC’de Kıbrıs Rum malı bulundurmadığının ortaya çıkacağının da net olmadığı bir durum ile karşı karşıya olduklarını belirtti.
DİSİ Milletvekili Unufrios Kulla ise yaptığı açıklamada, göçmenlere verilen taşınmazlar konusunda endişeye gerek olmadığını, İçişleri Bakanlığı’nın bir hafta içerisinde bu konudan etkilenenleri bilgilendireceğini söyledi.
“NİKOS HR. ANASTASİADİS VE DEPE” AVUKATLIK BÜROSUNUN DAVALARA MÜDAHİL OLMASI
Öte yandan Fileleftheros gazetesi, Kıbrıslı Türklerin açmış olduğu bazı davaların “Nikos Anastasiadis ve DEPE Ortakları” avukatlık bürosu aracılığıyla açılmasının da Rum Meclisi Göçmenler Komitesi’nde yankılara neden olduğunu yazdı.
Habere göre bu konuda açıklama yapan Rum Meclisi Göçmenler Komitesi Başkanı Skevi Kukuma, göçmenlerin, devlet yetkililerinin teyitlerine rağmen endişeli olduklarını çünkü Aşağı Polemidya’daki(Binatlı) 52 göçmen ailesine karşı olan davanın arkasında “Nikos Anastasiadis ve DEPE Ortakları” avukatlık bürosu gibi büyük avukatlık bürolarının bulunduğunu ifade etti.
AVUKATLIK BÜROSUNDAN AÇIKLAMA
Habere göre “Nikos Anastasiadis ve DEPE” avukatlık bürosu konu hakkında yaptığı açıklamada, bahse konu olan davanın 14.12. 2017 tarihinde Limasol Kaza Mahkemesi’nde, Larnaka’da faaliyet gösteren “Dilinos & DEPE” tarafından açıldığını belirtti.
Davanın açılmasıyla birlikte geleneksel olarak davanın açıldığı bölgeye ilişkin olarak Performans Bürosu’na atıfta bulunulduğunu belirten avukatlık bürosu, söz konusu davada “performans bürosu olarak avukatlık bürosu Nikos Hr.Anastasiadis ve DEPE Ortaklarından” söz edildiğini ifade etti.
Avukatlık bürosu açıklamasında, “yukarıda da görüldüğü üzere bu konunun saptırılmış olarak dile getirildiğini ve siyasi çıkar güden bu saptırılan olayların, kendileri tarafından (avukatlık bürosu) kayıtsız olarak bırakılacağını ve daha fazla yoruma tabi olmayacağını” belirtti.