Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi Müdürü Ejdan Sadrazam, yaklaşık iki yıl süren çalışmalar sonucu dünyaca ünlü Kıbrıslı Türk bilim insanı Prof Dr. Vamık Volkan’ın Amerika Birleşik Devletleri ve ülkede bulunan kişisel arşivinin KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi’ne kazandırıldığını belirtti.
-Sadrazam
Sadrazam, yaptığı yazılı açıklamada, Volkan’ın tasnif ve dökümantasyon işlemleri tamamlanan kişisel arşivi sonrasında arşive ziyarette bulunduğunu belirtti.
Volkan’nn yapılan çalışmaları yerinde gördüğünü belirten Sadrazam, çalışmalarının kendileri aracılığıyla araştırmacı ve gelecek nesillere aktarılmak üzere korunmasından dolayı da memnuniyetini dile getirdiğini belirtti.
– Volkan
Sadrazam’ın açıklamasına göre, Prof. Dr. Vamık Volkan, ziyarette “Atatürk ve Kıbrıs Türkleri” ilişkisi hakkında yaptığı açıklamada ise “Atatürk hakkında iki tane kitap yazdım. Bunlardan birincisi ‘Ölümsüz Atatürk’ ve ikincisi ise ‘Atatürk-Anatürk’. Atatürk, bizim için, ben büyürken bizi temsil etti. Şahsında Türkiye’yi temsil etti. Biliyorsunuz savaşlar, yeni Türkiye’nin kuruluşu sırasında Türkiye’yi temsil eden isim; sembol Atatürk’tür.” ifadelerine yer verdi.
Kendilerinin de burada bir baba figürü aradıklarını, İngilizlerden kurtaracak bir kurtarıcı aradıklarını kaydeden Volkan, “Atatürk çok derin bir etkiye sahiptir.” dedi.
“Benim babam Çatozluydu. Yedi kardeşi vardı ve ailede tek okuyan kişiydi. Onun için her şey Atatürkçülüktü. Beni alıp Kardeş Ocağı’na götürdü. Oraya girer girmez karşıda Atatürk resmi vardı. Resme baktığımız zaman içimiz titrerdi. Çok duygulanırdık. O için ben bu kitabı yazdım, sonra bir kitap daha yazdım.” diye konuşan Volkan, ilk kitabında bir takım terminolojik terimlerin olduğunu ve ikinci kitabına da yazdığını aktardı.
Volkan, “İkinciyi yazmadan önce Atatürk’ün ailesinin komşularını buldum. Ankara’daydım, ailesini tanıyanlarla konuştum. Onlardan daha geniş malumat aldım, epeyi bir şeyler buldum ve ‘Atatürk-Anatürk’ kitabını yazdım. Kitap üzerine yedi sene çalıştım. Atatürk bizim için kurtuluşun sembolü oldu.” diye konuştu.
Atatürk’ün akıllı biri olduğunu ve içerisinde kurtarıcılık misyonu taşıdığını belirten Volkan, “Düşünün çocukları ölmüş, keder tutan bir anne… Annesini bu kederinden kurtarmak istiyor. Felakete uğrayan anne ile felakete uğrayan ülkeyi kafasında birleştirmişti bilmeden… Onu kurtarmak için ona tekrar bir hayat vermek için çalıştı. Hayattaki en önemli içgüdüsü buydu.” dedi.
Bir sürü kurtarıcı liderler olduğunu belirten Volkan, şöyle devam etti:
“Mesela Putin. Onun durumu da aynı. 1940’larda Naziler kaldığı şehri abluka etmiş. Bir kardeşi ölüyor. Bir kardeşini Naziler alıyor. Bebeğin nereye gömüldüğünü bilmiyorlar. Dokuz sene sonra Putin doğuyor. Böyle bir aile var, yas tutan anne var. Babasının bacağında Nazi kurşunu var. Ama onun kurtarıcılığı Atatürk’ün kurtarıcılığından çok daha değişik. Atatürk’ünki tamir edici, onunki yıkıcı…”