Türkiye Cumhuriyeti yargı ve yürütme organları bir karar üreterek, Ayasofya’nın, 86 yıl aradan sonra Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesindeki şekli üzerine tekrardan cami olarak hizmete başlamasına olanak sağladı. Daha önce Hristiyan ve Musevi vakıf mal varlıklarını iade eden ve ibadete açan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, şimdi de bir Müslüman ibadethanesini emanete saygı prensibi ile halka geri kazandırmıştır.
Artık Ayasofya’nın kapısında ücretli girişler durdurularak, Müslüman veya gayrimüslim kim olursa rahatça ziyaret edebilecektir. Ayasofya’nın açılması 567 yıllık bir haktır. Tapu belgesinde de camii vakfı tescili vardır. Bu kararla Vakıf senedinin, hukuk kuralı etki, değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği, bu hususun tüm gerçek ve tüzel kişilerle birlikte davalı idare için de bağlayıcı olduğu bir kez daha tescillenmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Han’dan itibaren her padişah, Ayasofya’yı daha da güzelleştirmek için uğraşmıştır. Ayasofya, zaman içerisinde etrafına yapılan yapılarla külliyeye dönüştürülmüş ve topluma hizmet vermiştir. Biz de Kıbrıs’taki vakıf mallarına nasıl sahip çıkıyorsak, nasıl güzelleştirmeye çalışarak insanlığın hizmetinde kullanıyorsak, Türkiye’de ve tüm dünyada da bu yönde yapılan tüm çalışmaları sevinçle karşılıyoruz. Bu nedenle Ayasofya ile ilgili bu gelişmeyi, Kıbrıs Vakıflar İdaresi olarak sevinçle karşılıyor, tüm dünyadaki vakıf malları için aynı şekilde sahip çıkma yönündeki çalışmaların artmasını temenni ediyoruz.