Kıbrıs sorunu ile ilgili taraflar, Cenevre’de, BM Genel Sekreteri’nin daveti ile bir araya geldiler. Beşli toplantı da denilen bu çalışmadan ortaya çıkan sonucu tek bir cümlede değerlendir deseler, “BM Genel Sekreteri, Kıbrıs sorunu ile ilgili tarafları bir borunun içinde tıkmayı başardı” derdim.
Cenevre toplantısı öncesinde taraflar birbirlerinden ne kadar uzak olduklarını net bir şekilde göstermişlerdi. Rum tarafı kendi elleriyle yok ettiği Crans Montana’ya dönmeye çalışırken Türk tarafı herhangi bir destek almayı başaramadığı “iki devletli çözüm” söyleminde ısrar ediyordu. BM Genel Sekreteri, iki tarafı da terse yatırdı ve aralarından sıyrılıp yoluna devam etti.
Guterres, Kıbrıs sorunu ile ilgili yeni bir süreç başlatma gayretindedir sanırım… Cenevre’de bu sürecin tam olarak başladığı söylenemez belki ama sorun bu sürecin başlaması ile sonuçlanması mümkün olabilecek şekilde yeni bir yola sokulmuş oldu… Yol değil boru aslında! Tarafların sağa-sola kaçmasına olanak vermeyecek bir boru…
Güven yaratıcı önlemler olarak düşünülen hususlar bugüne kadar üzerinde çalışılmış konulardı; reddedilmeleri mümkün değildi. Bunları masaya koyarak ve kabul ettirerek göstermelik de olsa bir “başarı” elde etti.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Temmuz ayında yeniden buluşma taahhüdü alarak Kıbrıs sorununa ilginin canlı kalmasını sağladı. Bundan sonraki süreçte bölge ile ilgili konular ele alınırken Kıbrıs sorunu da konuşulacak. Türkiye, Avrupa savunmasında etkin rol almak isterse “Kıbrıs sorununu da çözmemiz lazım ama” gibi nazik taleplerle karşılaşacak. Rum tarafı Türkiye’yi oyun dışı bırakmak için çalışırsa “Siz de yapıcı olmalısınız. Bu iş fazla uzadı ve can yakıyor” yanıtı ile karşılaşacak. Sonuçta sorunun esas tarafları bugünkü gibi devam edemeyeceklerini kabullenmek zorunda kalacaklar.
Bu süreç, BM Genel Sekreteri’nin atayacağı yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi tarafından yönetilecek. Bu temsilcinin Holguin olacağı söyleniyordu ama Guterres “yeni birinden” söz etti. Kim olursa olsun fark etmez aslında… Taraflar arasında mekik dokuyacak, diğer ilgililerle görüşecek ve BM Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacak birinin olması sürecin donup kalmamasını sağlayacak.
Bütün bunlar, Kıbrıs sorununun yakın bir gelecekte çözümleneceğini garanti etmiyor ama çözüm olasılığını yeniden gündeme taşıyor.
Çözüm olup olmayacağını ise küresel gelişmeler gösterecek!