Kelle yazılı açıklamasında, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve hükümetin, tarım sektörünü ileriye ve sürdürülebilir bir yapıya değil, tamamen bitirmeye ve uçuruma sürüklemeye devam ettiğini savundu.
2021 yılı bütçesi içerisinde tarıma ayrılan payın yüzde 6’dan yüzde 2,5 seviyelerine geriletildiğini ifade eden Kelle, şöyle devam etti:
“Bütün dünya özellikle pandemi süreci boyunca tarımı ve kendi kendine yetebilen gıda üretimini teşvik ederken, üretimi tarıma ve tarımsal sanayiye dayalı ülkeler tarım ürünlerinin ihracatını bile kontrol altına almış, kısıtlamış ve hatta temel gıda ürünü sayılan bazı tarım ürünlerinin ihracatını durdurmaya bile gitmişlerdir.
Bu gerçeklerin yanında, vatandaşlarına sağlıklı gıdaya ulaşması için çaba gösterilmekte, tarımsal üretimin devamlılığı için üreticiye verilen destekler artırılmıştır. Girdi maliyetlerinin artış gösterdiği bilinen bir gerçektir. Gübre, zirai mücadele ve ekipmanlardaki son 1 yıldaki artış yüzde 30 ile yüzde 80 arasında değişmektedir. Ancak ülkemizde, üreticilerin gelirleri de tam aksine düşmekte arz fazlası bahanesi ile üretilen ürünler beleşe kapatılmaya çalışılmaktadır. Bir ürünün değerinde alıcı bulamaması da fırsatçılığın bir başka versiyonudur.
Görüyoruz ki, ülkemizde ise en büyük fırsatçı yine hükümet edenlerdir. Gizli kapaklı işler ve hesaplar ile azalan tarım bütçesinin dağılımı sektörleri kavga ettirmek için kullanılmakta, özellikle Ekonomi Bakanlığı tarafından verilmesi gereken desteklerin de Tarım Bakanlığı bütçesinde yer alması ise yıllardır düzeltemediğmiz ayrı bir anomalidir.
Verilen mücadeleler neticesinde bir miktar artırılabilen tarım bütçesi doğru kullanılmadığı takdirde yine yetersiz ve faydasız kalacaktır. En son dün açıklanan sözde ekonomik destekler paketinde de yine bütün okları üzerimize çekecek şekilde Tarım Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 40 milyon liralık bir destekten bahsedilmiş ancak dağılımından bahsedilmemiştir.
Kuru tarımın yaşadığı ve yaşayacağı sorunlar, yaş meyve ve sebze üreticilerinin yaşadığı sorunlar, enginar ve patates yetiştiricilerini bekleyen belirsizlikler, narenciyedeki kangrenleşmiş sıkıntılar ve hayvansal üretimin içinde bulunduğu çıkmazlar, toplu bir şekilde, ileriye dönük ve bir plan çerçevesinde ele alınarak günü kurtarma hedefinden sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması en büyük temennimizdir.
Hal böyle iken üreticilerin geriye dönük alacakları beklerken, pandemi süresince özellikle artan sorun ve sıkıntılarının birinci muhatabı Tarım Bakanlığıdır. Temennimiz buraları idare eden yöneticilerin kıt kaynaklı verimli ve eşit kullanma erdemini gösterebilmeleridir.
Siyasetcilerimizden, söylemlerinde tarıma gereken desteğin verilmesini dile getirdikleri gibi icraatta da üreticilerimize destek olmalarıdır. Yaratıldığı söylenen kaynakların adil ve eşit paylaştırılması birbirinden ayrılmaz bir bütün olan tarım sektörünün tüm paydaşlarının düşünülerek idame ettirilmesi bir sorumluluktur.”