Okulların güçlendirilmesi için toplanan bir milyar TL’nin nereye gittiğini soruyoruz. Yanıt vermiyorlar ama biz biliyoruz: Maaş ödemesinde kullanıldı!
Araba ruhsatları için ödediğimiz vergilerle yolların aydınlatılıp aydınlatılamayacağını araştırıyoruz. Biliyoruz; ruhsat paraları maaş ödemelerinde kullanıldı.
Turizmciler, Turizm Teşvik ve Tanıtma Fonu’nda biriken paranın hesabını arıyorlar ama bulamıyorlar: Bu kaynağın da maaş ödemelerinde kullanıldığı çok açık!
Fiyat İstikrar Fonu var… İthal ürünlerden alınan ekstra vergilerle oluşan bu kaynağın nasıl kullanıldığı tam olarak bilinemiyor. Bu fonun pahalılık yarattığı biliniyor ama devlet bu fondan bir türlü vazgeçmiyor. Parayı maaşları denkleştirmek için kullanıyor!
Bir zamanlar fonlar ayrı ayrı yönetilirdi. Bu fonları yönetenler, doğrudan fonla ilgili kişiler olur; biriken paralar bankalarda hazır olarak tutulur ve hatta faize konurdu. Örneğin Turizm Teşvik ve Tanıtma Fonu, doğrudan Turizm Bakanı’na bağlıydı. Meclis bütçesini yapar ve Sayıştay da denetlerdi ama para bakanın kontrolünde olur ve bütçeye göre harcanırdı. Sonraları bunu değiştirdik. Daha verimli kullanılabilmek için bütün kaynaklar Maliye Bakanlığı’nın kontrolüne verildi. Fonların çoğu iptal edildi, kalanların parası hazineye akmaya ve Maliye Bakanı’nın onayı ile kullanılmaya başlandı.
Galiba olmadı! Başka ülkeler için doğru olan bu davranış, bize yaramadı! Maliye’nin kasasına giren para çıkmıyor ve amaca uygun harcanmıyor. Bunun son örneği, Deprem Fonu’nda toplanan paraların başına gelenler oldu. Okul binalarının nasıl güçlendirilmesi projelendirildi, bazıları ihale edildi ve işler tamamlandı ama para bulunamadı; ödeme yapılamadı.
KKTC’nin “maaş ödeme” devleti olduğunu yazıp duruyoruz ama bu sorun yazmakla, eleştirilmekle geçiştirilecek boyutu aştı artık; hayatımızı tehdit etmeye başladı. Maaşların gününde ödenmesi “tek hayati sorun” olarak algılanıyor. Kasada para varsa, kamu maaşları ödenecek. Yollar, binalar bekleyecek; hastalar ölecekse ölecek!
Eğitim Fonu olsa ve devlet gelirlerinin bir kısmı doğrudan Eğitim Bakanı’nın emrine verilse daha iyi bir sonuç alınamaz mı? Genel Sağlık Sigortası ve Fonu çalışması zaten var; en erken bir zamanda hayata geçmesi hepimiz için daha yararlı olmayacak mı?
Fonların Maliye’den ayrılması ve hatta gelirler idaresinin bambaşka bir çehreye büründürülerek yeni fonlar icat edilmesi, belki de bizi “maaş devleti” olmaktan da kurtaracak. Maaşlar da bir fona bağlansa ve fondaki para yetmediği zaman maaşlar eksik olarak ödense ne olur? Bunun sonucunda daha az istihdam veya kamu görevine olan ilginin azalması gibi sonuçlarla ortaya çıkmaz mı? Böylece kamudaki istihdam yükünden ve verimsizlikten kurtulmanın yolunu da açmış olmaz mıyız?
Başkalarının biçtiği gömlek, bize uymadı galiba. “Taylor made” derler ya; bize öyle bir idare lazım!