LAÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Karakartal açıklamasında, “Kıbrıs’ta yaşanan sorunların barışçıl dille halledilmesine, 1821 isyanının 200’üncü yılı diye 2021’de büyük kutlamalara girişen Yunan-Rum ikili engel oldu” dedi.
YUNANİSTAN MASUM TÜRK KANLARI ÜZERİNE KURULDU
“Yunanistan ve Rum kesimi için büyük kurtuluş olan bu 200 yılın Türkler için matem ve soykırımın 200’üncü yılıdır” diyen Karakartal, Yunanistan’ın masum Türk kanları üzerine kurulduğunu belirtti.
Karakartal, Mart 1921 yılında Atina’nın güneyinde Yunanın, Türk ve Yahudilerin birlikte yaşadıkları 1950’lerden itibaren üçyüz kusur yıldır Osmanlı toprağı olan Mora yarımadasında, Avrupa devletleri ve Rusya’nın desteğiyle başlayan Rum saldırıları ve isyanları sonucunda 1829’da Atina ve Mora civarında bağımsız Yunanistan kurulduğunu ve bunun bedelinin de 40-50 bin masum Türkün kanına ve canına ödetildiğini kaydetti.
1821-1829 YILLARI ARASINDA TAM BİR TÜRK SOYKIRIMI UYGULANDI
İletişim, radyo, televizyon, uydu yayını gibi çağdaş görüntü teknolojilerinin olmadığı bu devrede, 1821-1829 yılları arasında tam bir Türk soykırımı uygulandığını dile getiren Karakartal, “Burada papazlar başı çeker. İstanbul’daki Fener Rum patriği isyanın Kıbrıs’a da çekilmesini ister, hatta Tuzla’da Rus konsolosu ve Rum başpiskoposu bu konuda görüşürler.” ifadelerini kullandı.
Bu isyanda Rum papazların “Türkleri yok edenlere şahitlik makamı vadederler.” Dillerde de “ Ne Mora’da ne dünyada hiç bir Türk kalmamalı” şeklinde sözleri olan şarkı dolaştığını dile getiren Karakartal, “hatta Rum piskopos Germanos şu sloganı üretir: ‘Hristiyanlara huzur, Türklere ölüm.’” dedi.
Mora isyanının çıkarılması gününün paskalya zamanına getirmek düşüncesinde olunduğunu kaydeden Karakartal, Rumlar ve biraz gecikmeyle ayaklanma ve Türk soykırımına başladığını ifade etti.
Mora yarımadasında 3500 Osmanlı- Türk askeri varken, isyancı Rumların sayısının 15-16 binleri bulduğunu dile getiren Karakartal, Mora yarımadasında kapanı sıkışan Türkler ve Yahudilerin Tripoliye kentine sığındıklarını ve şehirde 15-20 bin Türk ve Yahudi sığınmacı olduğunu belirtti.
Karakartal, Yunanlıların Mora soykırımında şunları yaptığını vurguladı:
1. Teslim olursa bir şey yapmadıklarını söyledikleri masum Türkleri ya anında öldürür, ya da kendilerine malın-mülkünü bırakıp Anadolu’ya göç edeceği yazılı kağıtları imzalatır bunları yapanları da bindikleri teknelerde öldürür.
2. Kadın, çocuk ve yaşlılar da katledilir. Kızlara tecavüz edilip ya öldürülür, ya köle olarak satılır.
3. Tripoliye kentine sığınan ve sayıları 40 bine yaklaşan masum Türkler 3 gün içerisinde vahşice öldürülür. Olaylara şahitlik eden Alman doktor Boldemann, vahşetten utanç duyarak zehir içip intihar eder. Rum çete lideri şehre girdiğinde şehit Türk cesetlerinden yolda atını sürecek yer bulamaz.
4. Vahşetten ölmüş, mezarlıklarda yatan Türkler de nasibini alır. Mezardan çıkarılan kemikleri yakılır.
5. Yunan-Rum ikilisi isyan ve katliamlarını Mora dışına, Ege denizindeki adalara da taşır. Türklerle Rumların birlikte yaşadıkları Sakız ve Sisam adalarında Türklere saldırılar başlar. Örneğin Çeşme-İzmir’in karşısında bulunan Sakız adasında 80 askerimiz şehit edilirken, binlerce Türk katledilir, kurtulan ada Türkleriyse Sakız’ı terk edip Anadolu’ya kaçar. Bugün Sakız adasında bir manastırda sergilenen ve Trüklerin kestiği başlar diye gösterilen kafatasları adada Mora isyanı sırasında katledilen Türklerin kafataslarıdır.
Osmanlı devletinin bütün bu olanları Anadolu’da yaşayan Rum vatandaşlarına karşı bir saldırı olmasın diye kamuoyundan sakladığını dile getiren Karakartal, duyulan isyan ve katliam haberlerinin ise şehit sayılarını gizleyerek kısa duyurulduğunu belirtti.
İki millet arasında ve Kıbrıs’ta yaşanan sorunların barışçıl dille halledilmesine, 1821 isyanının 200’üncü yılı diye 2021’de büyük kutlamalara girişen Yunanistan ve Rum kesiminin engel olduğunu belirten Karakartal, “Onlar için büyük kurtuluş olan bu 200 yıl bizim için matem ve soykırımın 200’üncü yılıdır. Yunanistan masum Türk kanları üzerine kurulmuştur.” dedi.