“KANSERLE YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR”

PROF. DR. MUSTAFA CAMGÖZ, WESTMINISTER ÜNİVERSİTESİNDE YAPTIĞI KONUŞMADA KANSER HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU VE METASTAZI KONTROL ETMENİN ÖNEMİNİ AÇIKLADI

0
blank

Kanser Araştırma Vakfı Başkanı (KAV) Prof. Dr. Mustafa Camgöz, Dünya Kanser Günü’nde önemli açıklamalarda bulundu. Davetli konuşmacı olarak katıldığı Westminister Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, kanser tedavisinde çığır açacak gelişme ve çalışmalardan bahseden Prof. Dr. Camgöz, “Celex hipotezi” kavramını bilim dünyasına kabul ettirdiklerini vurguladı.

Konuşmasında metastazın kanser hastalarında önde gelen ölüm nedeni olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Camgöz şunları söyledi: “Metastaz, kanser hastalarında önde gelen ölüm nedenidir. Kemoterapi gibi sistemik tedavi uzun vadede hastalığı daha da kötüleştirebilir ve agresif hale getirebilir. Bu nedenle metastazın kontrolü kanserle yaşamak için çok önemlidir. Yıllar süren araştırmaların neticesinde sodyum kanallarının metastazın gelişmesinde önemli bir rol oynadığını gösterdik. Şöyle ki metastatik kanser hücreleri elektriksel olarak uyarılabilir bu da agresifliklerini yani yayılmalarını arttırır. Celex hipotezi olarak adlandırdığımız bu kavramı bilim dünyasına da kabul ettirdik”.

Konuşmasında, kanser tedavilerinde kullanılabilecek ilaç konusuna da değinen Prof. Dr. Mustafa Camgöz, “metastazı engelleyebilecek toksik olmayan bir ilaç olarak ranolazini öngörmekteyiz. Ranolazin, kanser hücrelerinde sodyum kanallarını bloke ettiğinden epilepsi hastalarında yıllardır güvenle kullanılmaktadır. İnsanlar üzerinde yapılan klinik çalışmalar da ranolazinin güvenli bir şekilde sodyum kanalını bloke ettiğini göstermektedir. Tüm bunlardan dolayı iyon kanalları kanser tedavisinde devrim yaratabilir ve ranolazin gibi güvenli bir ilaç anti-metastatik bir ilaç olarak kullanılma potansiyeline sahiptir. Bu sayede, metastazı kontrol ederek kanserle yaşamı mümkün kılabiliriz” dedi.

Konuşmasında Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun istatistiklerine de yer veren Prof. Dr. Camgöz, 2022 yılında dünyada 20 milyon kanser vakası görüldüğünü ve 2050 yılına değin bu sayıya 35 milyon yeni vaka eklenmesinin beklendiğini kaydetti. 2050 yılı itibariyle kanser hastası oranının %77’e ulaşacağını belirten Prof. Dr. Mustafa Camgöz, her 2-3 kişiden birine yaşamları boyunca kanser teşhisi konulacağını söyledi. Son yıllarda kanser teşhislerinin %16’sının 50 yaş altındaki kişilere konulduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Camgöz bu oranın artış eğiliminde olduğunu kaydederek “bu nedenle erken teşhis ve yan etkisi az, etkili ve uzun süreli tedavilere ihtiyaç var” dedi.

Kanserde erken teşhisin önemine de değinen Mustafa Camgöz, KAV’ın ülke özelinde yaptığı istatistik çalışmalarında özellikle meme kanserinin erken teşhis edildiğini ve bu noktada dünya geneli ile benzer bir gelişme kaydettiğini belirterek Kıbrıs’a özel bir durum olmadığını ve KAV olarak bunu uzun yıllar önce tespit ettiklerini kaydetti.

Sodyum kanallarının meme, prostat, akciğer, rahim ağzı gibi birçok kanserde rol aldığı gibi nöroblastom türü kanserin agresif ilerlemesinde de rolü olduğuna dair bulgulara sahip olduklarını belirten KAV Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, Dr. Pınar Oyganer ile başlattıkları nöroblastom projesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Prof. Dr. Camgöz nöroblastom projesi kapsamında KAV olarak CENGO-V vakfı ile işbirliği içerisinde 6 Nisan Pazar günü 22 ncisini düzenleyecekleri Orkide Yürüyüşü’nün temasını nöroblastomun oluşturduğunu ve yürüyüşten elde edilecek bağışların tamamının bu projeye aktarılacağını vurguladı ve herkesi bu yürüyüşe katılarak projeye destek olmaya davet etti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz