Kamu-Sen başkanı Metin Atan yaptığı yazılı açıklamada, hep hak budama, tedbir alma amaçlı protokol imzalandığını savunarak, “Acı reçeteyi hepimiz içeceğiz ama bu tedbirler alınırken halkın refahını artırmak için de bazı atılımlar yapılmalı” dedi.
Atan, 2019 sonunda kadar istihdam yapılmayacağının söylendiğini ifade ederek, eğer dairelerde iş yoğunluğundan dolayı işler aksarsa, kendilerinin istihdam yapılması adına gerekli adımları atacaklarını kaydetti. Atan, “Bir kişiye 30 iş geliyorsa ve işler yetişmiyorsa tabi ki istihdam yapmak zorundasınız. Mali durumu düzelteceğiz diye çalışanları ezmeye kalkarsanız karşınızda bizi bulursunuz” dedi.
“KAMU REFORMUNA ÖNCELİK VERİLMELİ”
Kamu reformu ile ilgili ne yapıldığını öğrenmek istediklerini dile getiren Atan, artık kamu yasasının toptan değişmemesi gerektiğine inandıklarını, 7 79’un içine kamu reformundaki bir kaç önemli unsur dahil edilirse bu yasa ile de devam edilebileceğini söyleyen Atan, kamu reformunun protokolde de öncelikli olmadığını gördüğünü, bunun sebebinin de önümüzdeki seçimler olduğunu ileri sürdü.
Atan, “Mali protokolün bu şekilde olmasına karşıyız. Sendikalar olarak oturup bu konuda görüş alışverişi yapacağız” dedi.
“İŞLER DÖNÜYOR AMA NASIL DÖNÜYOR?”
Atan şöyle devam etti:
“Sürüş ehliyetlerinde sorun var. Eğer orada istihdam yapılmaz ise biz eyleme gideceğiz. Çünkü orada çalışan arkadaşlarımız ek mesai alamıyor ve hala oraya istihdam yapılmıyor. Orada işler dönüyor ama nasıl dönüyor idarecilerin umrunda değil. Sayın Bakan’a ricamdır lütfen oraya istihdam yapılsın. Çünkü bütün adanın işleri orada dönüyor. Kendilerine 10 günlük süre veriyoruz. Ya orada istihdam yapılır ya da grev değil her türlü yaptırımı yapacağız.”
“FIRSATÇI TABELA SENDİKACILIĞI”
Cezaevi ile ilgili de, Temmuz ve Ağustos aylarında ek mesai çalıştırıldığını ve Maliye bakanının ek mesailerin ödeneceğini söylediğini ifade eden Atan şöyle devam etti;
“Maliye bakanı bizi KTAMS ile birlikte acil toplantıya çağırdı. Fakat bazı emek hırsızı, fırsatçı tabela sendikacılığı yapan bir sendika orada konuşulan, hangi konularda uzlaşı sağlandığına dair fikri olmamasına rağmen gidip üyelerine kendi görüşmüş gibi lanse ediyor. Bu durumu üyeleri çok iyi biliyor. İçinde bulunmadığı bir toplatıyı sanki kendisi oradaymış gibi anlatması ve ulaşılan sonuçları sanki kendisi sayesinde ulaşılmış gibi davranması emek hırsızlığından başka bişey değildir. Bu nedenle buradan bu sendikayı uyarıyorum. Bireysel çıkar elde etmek için eylem yapacağına, bütün toplumu ilgilendiren konulara vakıf olup ilgilense bu durumlara düşmez”.
Atan, Başbakanın nihayet kendileriyle görüşeceğini dile getirerek, “Bu atamaların umarım sonuna gelmiştir. Mali protokol de imzalandığına göre artık hükümet halkına dönmeli. Aksi halde sorunlar birikecektir. Halkın refahını yükselten icraatlar bekliyoruz hükümetten” dedi.
Aksi takdirde ayrımcılık ya da zıt görüşler ile çözüm üretilemeyeceğini herkesin bildiğini savunan Atan, “Burada en önemli olay konsensus sağlanıp en asgari konuda mutabakat sağlamaktır. Halkın yararına ne yapılması gerekiyorsa herkes üstüne düşeni yapacak” dedi.
Sadece sendikalardan ve çalışanlardan birşeyler beklemenin yanlış olacağını belirten Atan, Asgari ücretin daha belirlenmediğini hatırlatarak, “ Benim tavsiyem artık asgari ücreti boşverin, hayat pahalılığı ne ise devlette, özelde çalışanlara da onu verin. Yine birkaç toplantı sonrası 150-200 TL artış yapılacak. Olan yine çalışana, özelde çalışan insanlara olacak” dedi.