KAMPANYANIN KENDİSİ KİME OY VERİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ ANLATIYOR ZATEN!

0
blank

Türkiye halkı 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Seçmenlerin her birinin oy doğrultusunu belirleyecek kendi nedenleri vardır. Kimi ekonomik verilere, kimi dünyayı nasıl algıladığına, kimisi bu zorlu hayatta kendisine kimin yardım ettiğine bakar ve oyunu verir.

Bir de kampanya var tabii… Adaylar Türkiye için neler yapabileceklerini anlatarak da oy toplamaya çalışıyorlar. Anketlerde önde görülen Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “popülist” söylemleri olmasına karşın esasında “iyi bir yönetim” vadediyor. Bilimsel doğrulara dayanan bir ekonomi yönetimi, yargıya bağımsızlığını kazandırma gibi Türkiye’nin geride bırakmış olması gereken sorunlarını çözeceğini anlatıyor.

Bugünkü Cumhurbaşkanı ise açılıştan açılışa koşuyor. Kılıçdaroğlu kampanya yaparken O, denize gemi indirmiş, havada helikopter uçurmuş, yollar ve viyadükler açmış olduğunu anlatmaya çalışıyor! Bunların abartılı olduğunu elbette biliyoruz. Tamamlanmamış işler tamamlanmış gibi, olmamış şeyler olmuş gibi anlatılıyor. “Kipti, şecaat arz ederken sirkatin söyler! Yapmaya çalıştığı şey, asgari ölçüde demokratik olan herhangi bir devlette asla yapılmaması gereken; yapılması kesin olarak yasaklanmış olan bir şey. Devlet olanakları ile propaganda yapıyor ve utanması gereken şeyden övünme payı bile çıkarabiliyor.

blank
Kendisi yetmezmiş gibi seçim ortaklarını da yanında taşıyor. Devlet olanakları ile onların reklamını da yapmaya çalışıyor. (Resim Gıynık gazetesinin bir manşetini yansıtmaktadır)

Demokratik ülkelerde, adayların aldığı bağışlar bile sınırlanır ve seçim yarışı mümkün olduğunca adil hale getirilmeye çalışılır. Türkiye’de ise adayın biri, kendisini destekleyenlerin sağladığı kaynak ile bütün Türkiye’yi dolaşmaya ve kampanya yapmaya çalışırken diğer aday devlet kendisine aitmiş gibi devlet olanaklarını hovardaca harcıyor. Türkiye’yi işte bu hale getirdi!

Türkiye insanı, böyle bir adaletsizliğe göz yumacak değildir. Bu kampanyasının kendisi, kimin kendini devlet yerine koyduğunu, kamu kaynaklarını kendisi ve yandaşları için harcadığını bir kez daha gösterdiğine göre “kime oy verilmemesi gerektiği” de çok açık bir şekilde kanıtlanmıştır. Eminim ki Türk halkı da bu dersi almıştır.

Kılıçdaroğlu zaten öndedir; yarışın sonu yaklaştıkça ara daha da açılacaktır. Kimin kazanmaması gerektiği kadar, kazanamayacağı da belli olmuştur. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde yeni parlamentonun yapması gereken ilk iş, seçim yarışını adil hale getirecek kuralları yeniden yürürlüğe koymak olmalıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz