Gazeteciler de saldırı altında kalabiliyor. Konuya benden daha fazla dahil olanlardan bile, “kabine değişecek diye yazıp durdunuz ama hiçbir şey olmadı işte” diye eleştiri alıyoruz. “Uydurup yazıyorsunuz” anlamında bir tür “saldırı” aslında…
Spekülatif haberlere yöneldiğiniz zaman böyle sonuçlarla karşılaşma olasılığınız her zaman vardır.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ocak ayının başındaki KKTC ziyareti öncesinde çalışma odasındaki şahsi eşyalarını topladığını herkes biliyor. Fenerbahçe bayrakları hala duruyor mu bilmiyorum ama bunu dün bile teyit ettim… Ertuğruloğlu, Dış İşleri Bakanlığı’ndan ayrılmaya gönüllüdür ama hala daha görevine devam ediyor. KKTC kabinesi bir türlü değişmedi; değişemedi!
Basit bir akıl yürütme bunun nedenini anlamamıza yardımcı olabilir: Türkiye medyası, hafta sonu yapılacak olan AK Parti kongresine ilişkin haberlerle dolup taşıyor. BBC-Türkçe’den Ayşe Sayın, AK Parti MKYK ile Türkiye hükümetinde eşzamanlı değişim olabileceğini yazdı. Sayın, “Bu görüşü savunanlar, Mayıs’ta yapılması planlanan kongrenin 23 Şubat’a çekilmesini kapsamlı bir değişimin işareti olarak yorumluyor” diye de ekledi zaten. Sayın’a göre, Erdoğan’ın kabine dışında kalacak bazı isimleri parti yönetimine almak için kongreye birkaç gün kala kabine revizyonuna gideceği haber veriliyor. Ankara kulislerinde, Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı ve pek çok yetkinin onda toplanacağı bile konuşuluyor.
Türkiye’de böylesine beklentiler varken Başbakan Ünal Üstel’in daha önce konuşulmuş olsa bile kabinede değişiklikler yapması elbette beklenemez. Burada yapılacak her değişiklik Türkiye’deki kabine değişikliği sonrasında yeni bir değişikliği gerektirebilecekse oturup beklemekte yarar yok mu? Hesapsız ve ihtiyatsız bir değişiklik, Üstel’in Türkiye ile olan etkili ilişkilerinin zayıflamasına bile neden olabilir. Deneyimli bir siyasetçi olarak böyle bir yanlışlık yapması Üstel’den beklenen bir hareket olmaz sanırım.
KKTC hükümetinde olabilecek değişikler konusunda yaşanan bir diğer zorluk ise KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgilidir. KKTC hükümetinde yapılacak değişiklikler önemli kırgınlık veya küslüklere neden olursa ve Cumhurbaşkanı Tatar seçimi kaybederse bunun faturasını Başbakan Üstel’e çıkarabilecektir. Başbakan’ın kendini böyle bir suçlamadan koruma çalışması da oldukça tabiidir. Bu nedenle de kabine değişikliği konusunda on kez düşünmek durumunda kalması doğal karşılanmalıdır. Zaman geçtikçe bu zorluk kendini daha fazla hissettirecektir.
Böylesi zorluklar arasına sıkışmış olsa bile kabine değişikliği tümüyle ortadan kalkmış sayılmaz: Ertuğruloğlu’nun yerine aday olan Oğuzhan Hasipoğlu ısınma demeçleri vermeye devam ediyor. Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, görevde kalmasını sağlayacağını düşündüğü büyük bir gayretle işe sarılmış görünüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Başbakan Üstel’e sorsak, ondan bile net yanıt alamayacağımız bir durumda olduğumuz çok belli aslında.
Birşeyler olacak ama ne olacak kimse bilmiyor!