Kimin diploması sahte kiminki değil; öğreneceğiz. Meclis araştırma komitesi belki de herkesi hizaya çekerek ifadesini alacak: “Bu diplomayı alırken hangi dersleri aldın; ne kadar para verdin?” diye soracaktır.
Tek sorunun “sahte diploma” olmadığını da biliyorlar diye düşünüyorum. Nasılsa her on yılda bir “batan”, hangi statüde çalıştığını bile tam olarak anlamadığım Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi bir amiral gemimiz var. Amiral gemisi su alıyorsa, diğer takaları da çeşitli yönleri ile incelemek gerekecek. Başbakan ile Ana Muhalefet Partisi Başkanı hemfikir olduklarına göre üniversitelerin ıcığı-cıcığı çıkarılacak demektir. İyi olacak!
Ama gerçekten öyle olacak mı?
Meclis’te kurulacak olan araştırma komitesi sadece sahte diplomaların peşine düşerse kendini polis yerine koymuş olacak ve sistemin iyileşmesi için gerekli olan teşhisi koyamayacaktır. Böyle bir teşhis için aşağıdaki konuların kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir herhalde:
- Kuzey Kıbrıs, bir “eğitim adası” olmak için gerekli potansiyele sahip mi? 100 binleri aşması hedeflenen öğrencileri eğitmeye yetecek insan potansiyeline sahip miyiz? Kaliteli öğretim üyelerimiz var mı?
- Var olan öğretim görevlileri nasıl yetiştirildi? Doktora tezleri günümüz koşullarına uygun bilimsel temellere sahip mi? Doktoradan sonraki ilerleme süreçlerinde gerekli koşullar yerine getiriliyor mu?
- Üniversitelerin diğer dünya üniversiteleri ile bilimsel alış-verişi ne durumdadır? Başka üniversiteler ile öğretim üyesi ve öğrenci değiş-tokuşu yapılabiliyor mu?
- Üniversitelerimize kabul edilen öğrencilerin orta eğitim durumları nedir? Üniversitedeki dersleri takip edebilecek alt yapıya sahip midirler? Değillerse bu konuda nasıl bir düzenleme yapılması gerekir?
- Üniversiteler gerekli yükümlülükleri yerine getirebilecek mali yapıya sahip midirler? Sermayeleri yeterli mi? İlerleyen zaman içinde sermaye yeterliliklerini koruyabiliyorlar mı?
- Özel üniversitelerin sahiplerinin üniversiteler ile ilişkileri ne olmalıdır? Bankalar örneğinde olduğu gibi üniversite sahiplerinin üniversiteyi kullanarak yapabilecekleri şeyler veya üniversitelerinden yararlanma olanakları kısıtlanmalı mı; kısıtlanmamalı mı?
- Bugünkü durumda “batmış” denen üniversitelerin batma nedenleri nelerdir? Neden zamanında önlem alınamamıştır?
Meclis’te kurulacak bir araştırma komitesi, bunlara ve belki de bunlar gibi daha onlarca soruya yanıt üretmek zorundadır. Aksi takdirde KKTC bir üniversiteler çöplüğü olmaktan kurulamayacak; “günün ihtiyaçlarına uygun” veya “batmasına müsaade edemezdik” denilerek alınacak kararlarla ülkenin çok daha büyük zararlar görmesinin yolu açılacaktır.
2000 yılındaki banka krizini saymazsak KKTC, herhangi bir konuyu yeniden şekillendirme becerisine sahip olmadığını defalarca kanıtlamıştır. 2000 yılında yaşanan bankalar krizi sonrasında Türkiye’de Kemal Derviş önderliğinde yaşanan “yeniden yapılanma” sürecinin de etkisi ile bankacılık sistemi yenilenmiş ve bugün krizlere dayanıklı bankacılık yapımız ortaya çıkmıştır.
Örnek alınabilecek tek gelişme odur. Devletin izni ile kurulan, başkalarına “yetki belgesi” dağıtan ve bu yetkiye sahip olacakları “ehil hale getirme” ile yükümlü olan üniversiteler için de benzer bir yol izlenmesinde yarar vardır.
Henüz vakit var gibi görünüyor zaten… Hade iş başına…