İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNİN ONAYLANMASI NEYİ ANLATIYOR?

KAMUOYU DENETİMİ DİYE BİR MEKANİZMADAN ESER KALMADI: TÜRKİYE DEMOKRASİSİNİN NE OLDUĞU BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ!

0
blank

Türkiye Büyük Millet Meclisi, İsveç’in NATO’ya üye olmasına onay veren bir kanun geçirdi. Elbette yerinde bir karardır. İsveç’in NATO üyeliğine ihtiyacı olup olmadığı, bu üyeliğe onay verilmesinin karşılığında İsveç’ten talep edilenlerin yerine getirilip getirilmedi gibi tartışmalar bir yana, bu karar Türkiye’nin batı dünyasından kopmak istemediğini göstermesi bakımından önemlidir ve yerindedir.

Türkiye’de en büyük tehlike, Batı’dan ama özellikle de Batı dünyasına ait olduğu düşünülen değerlerden kopmaktır. Bu kopuşun yaşanması, bilinen şekliyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de sonu olacaktır!

İsveç’in NATO üyeliğini engellemek, İsveç’in savunma ihtiyaçlarını karşılamada biraz daha zorlanmasına neden olacaktı ama Türkiye’yi batı savunma sisteminin “güvenilmez bir elemanı” haline getirerek Türkiye’yi çok daha büyük zorlukların içine itecekti. Bu kararla Türkiye Batı ile yaşadığı sorunları çözmüş olmayacak. F16 kararının ABD Kongresi’nden geçmeyeceğini düşünüyorum. Yahudi Lobisi engel olacaktır. Avrupa’dan savaş uçağı almak kolaylaşabilir… Olmadı, İsveç uçakları alınabilir… Sorunlar devam edecek ama çözüm bulma olanakları artacaktır. Yerinde bir karar olmuştur!

Bu yerinde kararın alınış şekli ise, Türkiye’nin nasıl bir ülkeye dönüştürüldüğünü göstermesi bakımından kararın kendisinden bile önemlidir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesi karşılığında Türkiye’nin AB üyeliğini masaya koymuştu, alamadı! Bu onaya karşılık ABD’den F16 almak istedi; henüz alamadı! Türkiye’nin “PKK’lı” dediği kişilerin İsveç’ten sınır dışı edilmesini istedi; İsveç yasalarına takıldı! İsveç, gösteri hakkını ortadan kaldıramaz; Türkiye karşıtı gösteriler de bitmeyecek!

Bu gelişme Türkiye’nin “zayıflığını” değil, “ne istediğini bilmediğini” gösteriyor. Makul şeyler talep etsek alacağız ama bizden istenenler karşılığında bütün devletleri kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Başaramayız!

Bir de düşünce ve siyasi tartışmalar dünyamızın içine düştüğü durum vardır tabii… İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili tartışmaların kısa tarihi, bu konudaki sefaleti göstermesi bakımından da önemlidir. İsveç’in NATO üyeliği tartışmaları son güne kadar devam ederken TV ekranlarını dolduran “düşünürler”, neler söylemediler neler? Şimdi ayni “düşünürler”, Türkiye’nin yüce çıkarlarının gerektirdiği gibi davranılmasını öveceklerdir. Benzer şeyleri sosyal medya kullanıcılarından da bekliyoruz tabii… İsveç’e küfürlü saldırılar bitecek; Türkiye’nin İsveç’i kurtarmış olması ile övünülecektir.

Dış politikayı iç politikanın bir unsuru haline getirdiğinizde bu duruma düşmeniz ve destekçilerini de maskara çevirmeniz kaçınılmazdır. İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili yaşanan kısa tarih, bunu göstermiştir.

Ama kimin umurumda?

Türkiye aydınları sindirildi, yerlerini aydın görünümlü yalakalar aldı. Devlet kaynaklarından beslenerek “gazetecilik” yapmak, TV’lerde “yorumcu” olmak marifet sayılıyor. Sözünü esirgemeyen aydınların ve yurttaşların ellerinde kala kala sosyal medya araçları kaldı ama onlarla da kendi ağınızdaki kişilere ulaşabiliyorsunuz zaten. Bu ortamda kimseye aldırmanıza, “ne derler sonra” diye düşünmenize gerek yoktur. Dün “ak” dediğinize, bugün “kara”; dün “kara” dediğinize bugün “ak” diyebilirsiniz. Türkiye demokrasisi bu hale geldikten sonra korkulacak hiçbir şey kalmadı!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz