Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği Başkanı Enver Mamülcü, yazılı açıklamasında, corona virüs pandemisinin ekonomiye olumsuz etkilerine işaret ederek, “Bu enkazı aşmamız devletimizin elinde olan kaynaklarla mümkün değildir. Bahsettiğim insan olanakları, bilgi, tecrübe ve mali kaynaklardır. Bunların olmaması, olmayanın yerine oluru şeklinde değişimlerle ve yaratıcılıkla mümkündür. Tabi ki kimse sihirbaz değildir ve bir anda tek dokunuşta var olmayanı var edemez. Sağlık yönetimi açısından iyi denilecek bir süreç sürdürülmüştür. Bu süreç sahada olan insanların yüksek özverisinin bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce aday olan her iki hükümet kanadının “sürdürülebilir ekonomi ve sosyal devlet anlayışını içeren kriz yönetimini, popülist seçim mantığı ile sağlıklı ve kararlı etkin bir şekilde yürütemedikleri” görüşünü savunan Mamülcü, “Hal böyle olunca halkın tüm kesimlerini bir biri karşısına getirerek işin içinden sıyrılma yönünde manevra yapıp, gerek bankalarla vatandaşı, gerek kamuyla iş çevrelerini, gerek işverenle işçiyi, gerek kiracıyla mal sahibini, gerek tüm iş dinamiklerinin yerle bir olduğu durumda borçluyla borç vereni, gerek yabancı ile yerliyi veya bir başka değişle; halkı halka vurmanın açık bir göstergesi haline gelen siyasi kararlar almaktan geri duramamaktadırlar. Bu anlayıştan kurtulmamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“Ülkede hale daha bu krizden faydalanarak tekrardan siyasi yapıyı kurma ve ona göre gerçek bir devlet politikası izleme noktasında yer alacak modelleşmenin tam zamanıdır” diyen Mamülcü, halka ve tüm örgütlere şu çağrıyı yaptı:
“Yasaların aksak kısımlarını cesaret ve kararlılıkla tadil edip, istikrara gidecek yolda yeni bir temel atmanın tam zamanıdır. Halkımıza ve tüm örgütlere açık çağrımızdır! Yeni bir dünya kuruluyor. Bu durumda ilerleme eskiye göre daha zor ve kötü olacağından, daha iyi bir düzen kurma, örneğin; Singapur modeli veya Tayvan Modeli gibi bunlara yakın modellerle kendimizi revize etmez isek ülkemizi, bayrağımızı ve çocuklarımızın geleceğini harcamış olacağız. Bu değişimi başaramazsak dünyanın yeniden şekilleneceği bu durumu sonucu olarak başkalarının boyunduruğu altında ezilerek izlemek ve sürdürmek zorunda kalacağız.”