Bir krizden geçiyoruz… Kriz halleri elbette pek çok özellikler gösterecektir. Belli bir nedenle ortaya çıkmış olsa bile kriz, hayatımızın farklı yanlarını etkisi altına alacak; bizi rahatsız edici gelişmelere neden olacaktır.Nitekim, Covid-19’un yaptığı şey, milyonlarca insana bulaşmak ve binlercesinin hayatına mal olmakla sınırlı kalmadı; hepimizi, geleceğimizin nasıl olacağına dair endişelere de sevk etti.

Olağanüstü bir durumdayız… Hepimiz endişe içindeyiz… Birşeyler duymak ve öğrenmek telaşındayız…

Böyle bir zamanda iletişim, bilgi ve tutumların aktarılması nasıl olmalıdır? Kriz yönetiminin başında olanlar veya mesajların iletilmesi ile ilgili çalışanlar nasıl davranmalıdır?

BİLGİ İHTİYACI

Bu süreçte, önceliğimiz ne olup bittiğini tam ve doğru bir şekilde öğrenmektir. Yaşadığımız salgını dikkate alırsak, birinci önceliğimiz nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuza ilişkin fikir edinmektir: Bu virüs nasıl bir şeydir? Bulaşması nasıl olur? Bulaşın belirtileri nelerdir? Tedavisi var mı? Bunun gibibilimsel bilgilerin bize doğru ama aynı zamanda anlaşılır bir şekilde ulaştırılmasıönem taşımaktadır.

Etrafımızda olan biteni tam olarak bilmek ve kendi güvenliğimizi buna göre sağlamaya çalışmakisteriz: Virüs bize nasıl ulaştı? Kendi evimize girmesinin muhtemel yolları nelerdir ve biz bundan nasıl korunabiliriz?

Kamu otoritelerinin yaptıkları çok önemli:Nerede nasıl önlemler alınmıştır? Bu önlemleri sürdürmeye gücümüz yetecek mi? Bu konuda yurttaşlardan istenenler nelerdir? Hane halkına yardım edecek birileri olacak mı? Bu yardım hayatta kalmamıza yetecek mi?

Böyle bir krizde, esas olarak yukarıdaki sorulara yanıt arar ve bu yanıtlar ışığında kendimize korunaklı bir pozisyon yaratmaya çalışırız.

ÖNCE GÜVEN

Kuşkusuz, bu süreçte elde edeceğimiz bilgilerin güvenilir bilgiler olmasınıisteriz. Güven, bir duygudur. Hayatta kalıp kalmayacağımızdan bile endişe ettiğimiz böylesi bir dönemde doğru bilgilere bile güven duymamak mümkündür. 

Bu durumda mesajları hazırlayan ve iletenlere bu durumu dikkate almak düşer: 

• Oluşturacakları mesajlar, kısa ve anlaşılır olmalıdır. 
• Bilimsel olgular, bilim diliyle değil mümkün olduğunca halk dili ile anlatılmalıdır. 
• Yaşananları olumlu veya olumsuz yorumlarla değil sade bir şekilde anlatmak gerekir. İnsanlar, bunları kendi mizaçlarına göre değerlendirecektir. Olumsuz bir gelişmeyi olumlu olarak satmak çabası, güvensizliği beslemiş olacaktır. 
• Doğruluk esastır. Yanlış bilgi aktarımların ardından yapılacak her düzeltme güvensizliği besleyecektir. Medya araçlarının bu kadar çeşitlendiği bu iletişim ortamında yanlış bilgiyi dolaşımdan kaldırmak da mümkün olamayacak; doğru ile yanlış birbirine karışacaktır. 

İLETİŞİM SİSTEMİ

Kriz yönetimi elbette siyasi bir olaydır. Kriz yönetiminde başarılı olmak olumlu; başarısızlık büyük bir olumsuzluk olarak yöneticilerin hanesine yazılacak ve onların siyasi hayatını etkisi altına alacaktır. Bu bir gerçektir ama bunun büyük bir telaşa neden olmasının,başarıyı değil başarısızlığı getireceği de unutulmamalıdır. Böyle bir ortamda görünürlüğü artırmak,belki de başarının değil başarısızlığın sorumlusu olarak algılanmakla sonuçlanacaktır.

Krizi başarı ile sonuçlandırmak, tek başına bir görevlinin veya siyasi liderin elinde olan birşey değildir. Başarı, hem eldeki olanaklara, hem de kriz yönetimi konusunda eğitilmiş ve deneyim kazanmış bir ekibe sahip olmaya bağlıdır. İletişimin doğru kurgulanması da bu başarıya etki edecektir.Siyasiler için asıl endişe verici olan ise, kamuoyunun eldeki olanakların iyi bir şekilde kullanılamadığı kanaatine ulaşması ve yönetenlere siyasi bir bedel ödettirmesidir. Bunu engelleyecek olan şey, doğru kurgulanmış bir iletişimdir.

“Siyasi geleceğim ne olacak” endişesi ile sağa sola saldırmak, hem kriz yönetimine dolayısı ile halka; hem de bu krizi yönetmeye çalışanlara ciddi şekilde zarar verecektir.

KKTC’DE YAŞANANLARKuzey Kıbrıs’ta yaşananları değerlendirerek kriz iletişiminde yapmamız gerekenler ile yapmamamız gerekenlere ilişkin pek çok örnek toplamak mümkündür. Şimdiki önceliğimiz, krizi yönetenleri başarılı veya başarısız olarak nitelemek değildir;bu değerlendirme daha sonra yapılacaktır. Bugünkü hedefimiz, Covid-19 krizini başarı ile yönetmektir. Kriz yönetiminin başında olanların da bu hedefe odaklanması ve diğer alanlarda olduğu gibi iletişim alanında yaptıklarını da yeniden değerlendirerek yola daha etkili bir şekilde devam etmeleri,hepimizin yararına olacaktır.