Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş), Mali İşbirliği Anlaşması Protokolü’nü eleştirerek, zoraki tedbirlerle, anti demokratik davranışla KKTC’deki demokrasinin katledilmiş olacağını, ülke ve çalışma barışının bozulacağını savundu.
Hür-İş, 2019 Reform Eylem Planı’nın birinci bölümünde yer alan çalışma hayatıyla ilgili maddelerin taraflarca yeni baştan ele almalarını önererek, olumsuzlukları ortadan kaldırmak için üye sendikalarla birlikte hareket ederek her türlü mücadele ve eylem planı içerisinde olacağını belirtti.
Hür-İş Federasyonu yetkilileri 2019 Reform Eylem Planı konusunda basın toplantısı düzenledi.
ÇALUDA: “ÇALIŞMA HAYATINI DİNAMİTLEYEN MADDELER DE VAR”
Toplantıda Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Çaluda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan ve Mali İşbirliği Anlaşması Protokolü’nde yer alan birçok olumlu maddenin yanında, çalışma hayatını olumsuz yönde etkileyen, dinamitleyen maddeler bulunduğunu ileri sürdü.
Çaluda, 2019 Reform Eylem Planı’nın, yapısal dönüşüm bölümünde, birinci madde olan kamu sektörü kısmında yer alan maddelerin büyük ölçüde Federasyonu ve üye sendikaları rahatsız ettiğini ifade etti.
Planda yazılanların çalışma hayatını olumsuz yönde etkileyeceğini, çalışma barışını bozacağını, toplu pazarlık yapma müessesini ortadan kaldıracağını kaydeden Ahmet Çaluda, planın, toplu iş sözleşmelerine doğrudan müdahaleyi getirdiği görüşünü belirtti.
Çaluda, hak ve menfaat sağlayacak toplu iş sözleşmesi yapılamayacağını, istihdam edilecek toplam personel sayısının bir önceki yılda emekli olanların sayısını aşmaması kuralının da getirildiğini anlatarak, plana göre bu yılsonuna kadar kamuda geçici istihdamın yapılmaması maddesini de eleştirdi. Çaluda, eylem planına göre toplu iş sözleşmesi imzalanmadığı durumlarda eskisindeki ek tahsisatların devam etmemesi yönünde düzenleme de bulunduğunu belirtti.
42/1996 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası ile 22/1992 sayılı İş Yasası’nda çalışanların aleyhinde değişiklik yapılacağı, yapılacak değişikliklerle direkt toplu iş sözleşmelerine müdahale edilecek anlamı taşıdığına işaret eden Çaluda, “Bu müdahalelerle, zoraki tedbirlerle, anti demokratik davranış ile KKTC’deki demokrasi katledilmiş olacaktır, ülke ve çalışma barışı bozulacaktır” dedi.
Çaluda, toplu iş sözleşmelerinin, işveren ve sendika temsilcileri arasında müzakere ederek mutabakat sağlandığını hatırlatarak, halbuki 2019 Reform Eylem Planı’nda ayrıca Maliye Bakanlığı’nın da onayının şart koşulduğunu söyledi.
“ADETA HÜKÜMETE KARŞI EYLEM YAPMAYA DAVETİYE NİTELİĞİNDE”
Çaluda, “Bu protokolle çalışma hayatına getirilecek tedbirler; çalışanların sivil toplum örgütlerini, sendikaları, haklarını korumak amacıyla adeta hükümete karşı eylem yapmaya bir davetiye niteliğini taşımaktadır” dedi.
“DEVLETTE İSTİHDAM DURDURULUYOR”
Yıllardan beri devletin işlerini yürütmek için, kurum ve kuruluşların, teşkilat yasalarının oluşturduğunu, bu teşkilat yasalarında devlete ait işlerin, kimler tarafından yürütüleceğinin açıkça belirtildiğini anlatan Çaluda, bu yasalarda gerek kamu görevlisi, gerekse işçi münhallerinin bulunduğunu ancak bu münhallerin doldurulmadığını, bunların yerine devlet görevlerinin yapmada hiçbir yasal yetkisi olmayan taşeronlarla yürütülmeye çalışıldığını dile getirdi.
Bu taşeronların devlete büyük bir maliyet getirdiğini ileri süren Hür-İş Başkanı Ahmet Çaluda, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir devlet işçisinin devlete maliyeti 5 bin TL iken, bir taşeron işçisinin maliyeti 7 bin 500 TL’nin üzerindedir. Hal böyleyken taşeron patronları, hem devleti ve hem de çalıştırdığı işçileri sömürerek zengin olmaktadırlar. Sendikalar ve federasyonumuz, taşeron sistemi istihdamın kaldırılmasını istemektedir ve bu uğurda da gerekli mücadele platformu oluşturulacaktır. Taşeron işçilerin büyük bir çoğunluğu üçüncü ülkelerden gelmektedir. Bunların istihdamı yerel istihdamı da engellemektedir.”
Çaluda, Hür-İş Federasyonu’nun bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için üye sendikalarıyla birlikte hareket ederek her türlü mücadele ve eylem planı içerisinde olacağını, 2019 Reform Eylem Planı’nın birinci bölümünde yer alan çalışma hayatıyla ilgili maddelerin taraflarca yeni baştan ele almalarını önerdiklerini söyledi.
Ayrıca, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Yasası’nın günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesini, Din Görevlileri Yasası’nda mevcut kadroların açılarak doldurulmasını isteyen Çaluda, “Aksi hale ülkemizde bir eylem süreci başlatılacaktır” dedi.
Ahmet Çaluda, kendilerinin muhatabının sadece bu yasalara evet diyen hükümet olduğuna işaret ederek, “Hükümete karşı direnmek bizim asli görevlerimizdendir” diye konuştu. Çaluda, ülkenin iç barışa ihtiyacı olduğunu, bu nedenle kazanılmış haklara zarar vermeden bu badireyi atlatmak için yeniden değerlendirme yapılmasını ve önerilerinin dikkate alınmasını istedi.
YELTEKİN: “BİZ 2019 MALİ PROTOKOLÜNÜ TOPTAN REDDEDİYORUZ”
Hür-İş Genel Sekreteri Ali Yeltekin ise 2019 protokolünün Türkiye’den verilecek para için ülkedeki kaynakları, çalışanın haklarını yok etmeyi öngördüğünü halbuki vergi sistemindeki düzenlemelerle bu sorunların ortadan kaldırılabileceğini savundu.
Yeltekin, Türkiye’den ek kaynaklar talep etmek yerinde ülke içerisinde uygulamaya konacak düzenlemelerle bu giderlerin karşılanabileceğini dile getirerek, “Biz 2019 mali protokolünü toptan reddediyoruz ve diğer örgütlerle birlikte karşı koyacağız” dedi.