Tüm dünyada süregelen pandemi nedeniyle başta seyahat özgürlüğünün kısıtlandırılması ve yükselen sağlık endişeleri, hiç kuşkusuz küresel turizm piyasalarında ekonomik yıkım etkisi yaratmıştır.
Durum böyleyken turizmde dünyanın pek çok yerinde ortaya çıkan ekonomik sonuçlar, hükümetler tarafından görmezden gelinmemiştir. Turizmin en temel yapı taşlarından olan uçak firmaları, oteller, tur operatörleri ve yerel seyahat acentaları yaklaşık 1 yıldır çeşitli ekonomik destek paketleri, yeni normale uygun turizm politikaları ve işbirliği modelleriyle yaşatılmaya ve yeni döneme hazır hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Ülkemize bakıldığında ise, yeni turizm politikaları ve işbirliği modelleri hususu bir kenara dursun; ekonomik destek anlamında bile ortaya çıkan görüntü şudur: Ekonomik kriz derinleştikçe, can simidimiz olan ekonomik destek paketleri aksi yönde küçülmektedir.
Önceden 2000 TL olarak verilen işveren destek ödemesi, yalnızca işverenin sosyal sigorta primlerini karşılar nitelikteydi. Oysa yeni destek paketinde “en çok 1500 TL” diye anlatılan destek ödemesi ile işverenin kendi sosyal sigorta primlerini bile karşılayabilmesi mümkün olmayacaktır.
Bir başka değişle önceden hükümet bir cebinden alıp diğer cebine koyarak, özel sektöre destek verdiği iddiasındaydı. Şimdi ise hükümet, özel sektörden destek talep eder duruma gelmiştir.
Turizm sektöründe yüzlerce tahsili gecikmiş kredi, çek yasağına girmiş gerçek/tüzel kişiler, ana sermayesini tüketmiş binlerce küçük ve orta ölçekli işletme mevcuttur. Ama yeni destek paketinde hibe yok; borç var! Tabii ki alabilene. Yeni pakette 1 yıl geri ödemesiz %15 faizli kredi seçeneği mevcuttur. Ancak yukarda bahsi geçen işletmelerin bu krediden faydalanması mümkün değildir. Önceden KGF destekli kredilerden yararlanan şirketlerin de yukarda bahsi geçen KGF destekli krediden faydalanabilmeleri mümkün olmayacaktır. Geriye kim kaldı? Bilemiyorum!
Diğer bir husus olan sosyal sigorta primlerine devlet desteği ise tam bir keşmekeştir. En fazla 10 çalışanı olan şirketlere %100; 11-20 çalışanı olan şirketlere %50; 21 ve üzeri çalışan sayısı olan şirketlere ise %30 destek barajları uygulanmaktadır. Kayıt dışı çalışanın arttırılması noktasında bundan daha iyi bir formül bulunumazdı herhalde. Bir de destek ve baraj ayni cümle içersinde nasıl yer alır? Hiç bilmiyorum!
Soruyorum: Bu paket bir destek paketi midir? Eğer öyleyse kim kimi desteklemektedir?