Yeniden Doğuş Partisi, yarın hükümet sorununu görüşecek. Genel beklenti, YDP’nin hükümetten çekilme kararı alacağı şeklindedir. Benim beklentim ise, YDP’nin hükümetin yeniden şekillendirilmesini isteyeceği şeklindedir. Emin olmak zaten mümkün değil!
Yeniden Doğuş Partisi kitlesi, öteden beri “dışlanmışlık sendromu” yaşıyor. Yeterince kadrolaşamamak başlıca sıkıntılarıdır sanırım. Eskiden diploma sorunları vardı; şimdi çok sayıda diplomalı üyeleri de var. Devlet kadrolarında yer istiyorlar.
Sorun, bu çözümün hangi yollarla üretileceğidir…
Belki de bu nedenle Erhan Arıklı, yanına Talip Atalay’ı da alarak Ankara’ya gitti. Ankara’da duyduklarını parti meclisine aktarmasını Atalay’dan isteyecek herhalde… Böylece, Türkiye’deki iktidarın Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar hükümetin görevde kalmasını istediği, YDP önde gelenlerine sağlam bir şekilde duyurulmuş olacak ve pazarlık başlayacak.
Bu konuyu Hasan Tosunoğlu’nun DP’den istifasıyla birlikte düşünürsek çözüm yolunun DP kontrolündeki bir-iki kurumu YDP kontrolüne aktarmak olduğu öngörülebilir. Üzerinde durulan kurumun Kooperatif İşleri Dairesi ve Kooperatif Merkez Bankası olduğu söyleniyor. Böylece önde gelen bazı YDP’lilere yer bulunmuş ve hükümetin ömrü de en azından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar uzatılmış olur.
Hükümetteki diğer bir sorun UBP’li bakanların değiştirilmesidir. Başbakan Üstel, kurultay sürecinde kendine destek olan ve ileride de destek olabilecek kişiler ile çalışmak istiyor ama %65 oy aldığı kurultay sonrasında bile milletvekilleri üstünde tam bir otorite kurabildiği söylenemez. “Yıllanmış milletvekilleri” çeşitli bağlantılarını da devreye sokarak bakan olmak veya bakanlıklarını devam ettirmek için bastırıyorlar.
Bu gerçekler ışığında, DP ve YDP kaynaklı sorun çözümlense bile hükümet değişikliğinin hiç de kolay olmayacağı söylenebilir. Kurultayda genel başkanlığa aday olan ve %35 oy alan Hasan Taçoy, UBP’ye sahip çıktığı görüntüsü ile Ertuğruloğlu’ndan boşalacak Dışişleri Bakanlığı’na yerleşmek istiyor. Çalışıyor ve hedefinden uzak olduğu söylenemez.
Bunun dışında yaşanacak değişiklikler hem sancılı hem de riskli olacak. İçişleri veya Tarım Bakanlığı gibi bakanlıklarda değişiklik yapmak hiç de kolay olmayacak. Buna karşılık, iyice yıprandıkları gözlemlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nda değişikliğe gidilmesi herkes tarafından kabullenilmiş gibidir.
Başbakan, şimdiye kadar yaptığı bütün işlerde büyük bir soğukkanlılıkla hareket etti. Hükümet değişikliği konusunda da çok ihtiyatlı hareket ediyor ama zaman, her zaman leyhe çalışmıyor. Şimdiki durumda, Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça hükümette değişiklik yapmak zorlaşıyor; süre uzadıkça daha da zorlaşacak. Bu nedenle bu değişikliklerin en geç Şubat ayının ilk yarısı içinde yapılması bekleniyor.
Şimdiki durum bu ama yarın bile bu durumda olunmayacağının altını çizmek gerekiyor. Ne olacağı ise tamamen Başbakan Üstel’e ve onun destekçisi durumunda olan Türkiye’deki iktidar odaklarına kalmıştır.