Küsmek de bir eylemdir ve işlevi vardır: Muhatabınız olan insan veya insanlarla ilişkilerinizden memnun değilseniz, o ilişkileri kesip atarsınız. Hayata başka insanlarla ve başka ilişkilerle devam etmeye çalışırsınız.
Siyasette küsmek olmazmış…
Keşke olsaydı! Küsmüş olsalardı, tıkanan siyaseti açmak için yapılan sahte konuşmalardan yarar umar durumuna düşmüş olmayacaktık.
Küsmediler; konuşuyorlar! Konuşuyorlar ama ne onlar bir şey anlayabiliyor, ne de biz!
BAKANLIK KONUŞMALARI
Ulusal Birlik Partisi ile Halkın Partisi’nden söz ediyoruz.
Aralarındaki ilişki oldukça verimsiz ve güvensiz hale gelmiş olan bu ikilinin yeni hükümet kurma çalışmaları bir türlü beklenen sonucu vermedi. HP Genel Başkanı Senin, bakanlık pazarlığı yapmadıklarını söylese bile konu ile ilgili diğer açıklamalar ve bilgiler ortada bir bakanlık pazarlığı olduğunu gösteriyor. Halkın Partisi, bir ortaklığa gidebilmek için İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın HP’ye verilmesini isterken UBP bunları “kırmızı çizgi” olarak ilan etti.
Anladığım kadarıyla Halkın Partisi, Maliye Bakanlığı ile Başbakanlığın ortaklaşa kullanacağı yetki ile yeni istihdamlar yapılmasını önlemek gücüne sahip olmak istiyor. Önümüzde yeni bir seçim olduğuna göre, her seçim arifesinde tekrarlanan bu istihdam furyasını önlemek veya kendine de bir pay almayı istemek tuhaf veya yadırganacak bir şey mi?
UBP-HP hükümetinin İçişleri Bakanlığı üzerinden yaşadığı tartışmaları da hatırlıyoruz. Gazimağusa-İskele İmar Planı henüz daha sonuçlanmadı. HP’nin bu konuyu gündeme getirmesi de yadırganacak bir şey olmasa gerektir.
MÜDAHALELER NE OLACAK?
Kudret Özersay’ın asıl iddialı olduğu alan Kıbrıs sorunu ve Cumhurbaşkanı’na terk ettiğimiz işlerdir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı’na aday oldu… İkinci kez… Beklediği oyu alamamasında, elbette koalisyon ortağı Ulusal Birlik Partisi’nin yaptığı veya yaptırdığı eylemler de etkili oldu.
Yeni koalisyon kurulacaksa bu eylemlerin kaybettirdiği prestijin en azından birazını geri almasını sağlayacak taleplerde bulunması yadırganacak bir şey mi?
Yoksa bütün bu eylemlerin görmezden gelinmesi mi gerekir?
Küsmüş olmamak için görmezden gelecekleriniz yeni bir seçim öncesinde de yaşanırsa, ne olacak? Ortaklığınızın hesabını nasıl verebilecek; seçmenin yüzüne nasıl bakacaksınız?
Bence asıl yadırganması gereken şey, 2020 seçim sürecinde yaşananların görmezden gelinmesi ve UBP ile HP’nin hiçbir şey olmamış gibi koalisyona devam etmeleri olurdu.
NEYİ KONUŞACAĞIZ?
Siyasette küslük olmazsa olmasın…
Onların işi ülke sorunlarını konuşup tartışmak ve ortak zemin buldukları ölçüde çözüm için işbirliği yapmaktır. Biz küssek bile onlar küsmesinler; konuşsunlar… Ama imalarla değil, açık açık konuşsunlar.
Ülkenin karşı karşıya bulunduğu en temel sorunları ve çözüm önerilerini ele alsınlar…
Yaptıkları koalisyonlarda yaşadıkları sorunları değerlendirsinler… HP yetkilileri Maliye Bakanlığı’nın kendilerine verilmesini istemişlerse bunu, gerekçeleri ile birlikte halkla da paylaşsınlar… UBP’liler İçişleri Bakanlığı’nı niye “kırmızı çizgi” haline getirdiklerini bizim duyacağımız ve anlayacağımız şekilde açıklasınlar. Sadece hükümet oluşturmak için “konuşur gibi yapmak” ile yetinmesinler.
Maliye’yi isteyen de açık olsun; vermek istemeyen de… 2021’de 3.5 milyar TL açık verecek olarak Maliye’ye niye taliptirler; söylesinler de biz de bilelim!