Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri Turgut Alas, Başbakan Ünal Üstel’in Güzelyurt’a ulaştırılan sulama suyu ile ilgili açıklamalarında “her şey tamammış gibi bir hava yaratıldığını” savunarak, yetkililere birtakım sorular yöneltti.
Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, ilk olarak tarımda kullanılacak fiyatın ne olacağını soran ve tarımsal sulamada “kullanan öder” sistemi ile “peşin ödeme” ve “kontörlü su sayacı” uygulamasına geçilmesini eleştiren Alas, “söz konusu pahalılaşmada fiyatı bile belli olmayan suyun parasının nasıl peşin ödenebileceğinin açıklanması” gerektiğini söyledi.
Alas, TC-KKTC Su Temini ve Yönetimine İlişkin Anlaşma maddelerine göre KKTC’deki diğer su kaynaklarının da ileride suyun işletilmesini alacak işletmenin eline geçeceğini ve ihaleyi alan işletme dışında bir işletmenin sektörde olmasını engellediğini söyleyerek, “Yap-İşlet Devret modelinde işletmeyi alacak olan firma kaç yıllığına işletme hakkına sahip olacak? Su konusunda da elektrikte olduğu gibi tekelleşmenin önünü açtığınızın farkında mısınız?” diye sordu.
– “KKTC’de bu şartı yerine getirecek kaç şirket vardır?”
İhaleye girecek işletmelerden sektörde en az 10 yıl tecrübe şartının olup olmadığını da sorgulayan Alas, “Böyle bir durumda KKTC’de bu şartı yerine getirebilecek kaç şirket vardır? Yoksa amaç zaten yurtdışından bir firmaya suyun işletmesini devretmek midir?” sorularını yöneltti, Kıbrıslı firmaların devre dışı bırakıldığını öne sürdü.
Üreticilerin söz konusu suyun Güzelyurt’un sadece dörtte birine verilebileceğini, bu yerlerin de belli kişiler olduğunu söylediğini ileri süren Alas, bir an önce bu söylentileri ortadan kaldıracak şeffaf bir açıklama talep etti.
Alas, “Tüm bu sorular cevap ararken, çıkıp ‘Su Projesi’nin Güzelyurt ayağını bitirdik artık, tamamdır’ demeniz ne kadar gerçekçidir?” dedi.
2010’da imzalanan ‘’Çerçeve Anlaşma’’, 2016’da imzalanan ‘’Su Temini ve Yönetimine İlişkin Anlaşma’’ ile ‘’Geçiş Dönemi Anlaşması’’ çerçevesinde TC hükümetinin KKTC’nin su ihtiyacından az olmamak kaydıyla yılda 75 milyon m3 hacme kadar su temin etmeyi kabul ettiğini ve geçiş dönemi ardından uygulama sözleşmesinin yürürlüğe gireceği bilgisini paylaşan Alas, bu süreçte dikkat edilmesini gerekli gördüklerini şöyle paylaştı:
“Su ihalesinde KKTC halkının hakları ve çıkarları öncelikli olarak ön planda tutulmalıdır.
İhalede yalnız TC’den gelen su değil, ülkenin yerel kaynakları olan yeraltı suyu, arıtılmış atık su gibi kaynakların da birlikte değerlendirileceği dikkate alınarak, ihale süreci ve fiyatlandırma ona göre düzenlenmelidir.
Yerel kamu-kurum-kuruluş-firmaların söz konusu ihale kapsamında olmaları sağlanmalıdır.
İhalede yerel işgücünden en üst düzeyde yararlanılması sağlanmalıdır.
İhale kapsamındaki işler arasında, ülkenin kalıcı kaynağı olan yeraltı su rezervlerinin kalite ve miktarlarının artırılması da yer almalıdır.
Özellikle içme-kullanma suyunda AB standartlarında kesintisiz ve yeterli miktarda su temin edilmelidir.
Kurulacak sözleşme ilişkisinde suyun fiyatı konusunda kamunun düzenleyici ve denetleyici rolü net şekilde belirtilmelidir.
Ülke şartları göz önünde tutularak kamu-özel ortaklığı şeklinde bir ihale süreci gerçekleştirilmelidir.”