Sevgiyi, öfkeyi, coşkuyu veya teslimiyeti…
Bütün duygusal tepkilerimiz hissettiklerimizin sonucudur: Ne hissedersek, ona göre tepki veririz. Hissetmek önemlidir!
Bir kriz ortamından geçiyoruz. Algılarımız bize ölümün soğuk nefesini hissettiriyor; korkuyoruz. Covid-19’dan kurtulmak için yapabileceklerimizi düşünüyor ve ona uygun tepkiler veriyoruz. Kimimiz, “kapanalım, kimse ortalıkta dolaşmasın” diyor. Anlıyoruz ki kapanabilecek durumdadır; kapanmamızı öneriyor.
Krizin ekonomik yansımaları da vardır: Dükkanından içeri adım atılmayan esnaf, çocuklarını nasıl besleyeceğini, salgın sonrasında hayatta olup olmayacağını düşünüyor. O’nun da korkuları vardır. Ama O, “açılalım” diyor. “Biraz daha açılalım. İnsanlar gelsin, sandüviç yesin, çay içsin. Üç-beş kuruş kazanalım, çocukları doyuralım” diye düşünüyor.
Herkes hangi korkuyu hissediyorsa, ona göre düşünüyor. Empati kuramayanlar, bunların çoğunu anlayamazlar. Kendi hissettiklerinin sınırlarını aşamazlar.
EKONOMİSTLERİN SAPTAMASI
Amerika’nın önde gelen ekonomistlerinden bir grup tarafından yapılan çalışma, Covid-19 salgınının yarattığı ekonomik krizin varlıklılara olan etkisinin sona erdiğini ortaya koymuş. Onlar kendilerini yeni duruma uyarlamış bulunuyorlar. Bir yerden kaybetmişlerse, başka bir yerden kazanmışlardır. Biri kaybetmişse, bir başkası kazanmıştır.
Ama bir de yoksullar var… Onların krizi geçmemiş… Onların krizinin nasıl seyredeği de henüz belli olmamış… Ekonomistlerin saptaması böyle…
Bizdeki durum da benzerdir:Geliriniz Covid-19 salgınından etkilenmeyecek nitelikte ise sorun yoktur; kapanmak veya açılmak size kalmıştır; nasıl hissederseniz öyle davranabilirsiniz. Salgını gelirlerinizi yerle bir etmişse, eski günlere dönmeye çalışır; Covid-19’a karşı daha cesur bir mücadele verilmesini istersiniz.
HÜKÜMETLERİN GÖREVİ
Kişisel olarak neyi savunacağımız, hissettiklerimiz ile çok yakından ilişkilidir. Bu nedenle siyasi yaşam, özellikle bir TEMSİL sorunudur: KİMLER GİBİ HİSSEDERSENİZ, ONLARI TEMSİL EDERSİNİZ.
Yine de hükümetler, bir başkanın veya başbakanın hissettiklerine göre değil, mümkün olduğunca kendini hissettirenlere hizmet edecek şekilde hareket etmeye çalışırlar. Böylece daha kapsayıcı ve daha uzun ömürlü olmak isterler…
KKTC’de şimdi salgın ve salgının yansımalarına bakışımız tam da böyledir işte: Hükümet, kendini hissettirenlere hizmet etmeye çalışırken, kendini ortaya koyamayanları unutmuş görünüyor.
Elbette bütün bunlar, bir temsil sorunu olan seçimleri de, KKTC’nin bundan sonraki düzenini de etkileyecektir.