Hüseyin Özgürgün, statü değiştirmeye karar verdi: Artık milletvekili değil, emekli başbakan olacak! 

Kimine göre, “bir kişi daha politika sahnesinden silinmiş” olacak; kimine göre, “yapanın yanına kar kalmadığının” yeni bir örneği olacak.

Elinizin koca körü!

Emekli olmasıyla birlikte hem oldukça yüklü bir ‘ikramiye’ alacak; hem de yüklü bir emekli maaşı. En güzeli, gözlerden uzakta, gündemden düşmüş olarak yaşamak olacak. Belki de başlıca amacı buydu ve buna ulaşmış olacak! Sizden de, politik çekişmelerinizden de kurtulmuş olarak göndereceğiniz paraları yemeye devam edecek!

KAMUSAL GÜVENCELER

Hayat zordur… Kendinizi ve ailenizi geçindirmek için yıllarca uğraşırsınız. Bazen bir fırtına eser, bütün yaptıklarınızı yerle bir eder; biriktirmeye çalıştıklarınız bir çırpıda tuzla buz olur. Şaşkına dönersiniz.

Emeğinizle geçinmeye çalışmak zordur. Ailenizin bütün birikimini bir işe yatırıp kazanç beklemek risklidir.

En iyisi, kamu görevi! Helde de KKTC’de…

Tarife gerek yoktur; ay bitsin aylık gelsin!

Çalışırken rahat edersiniz. İzinleri bol, maaşı yüksek ve güvenceli… Pandemide bile işinizi kaybetmezsiniz: Evde yat, maaşı kap!

Emekliliği daha da güzel… Dünyanın en gelişmiş ülkeleri yurttaşlarını 65 yaşını geçtikten sonra emekli ederken bizimkiler fırsatı bulur bulmaz dışarı atlayabiliyor. Sonra, ikinci bir “yeni hayat”! Nasıl olmasa aybaşı maaş bankada hazır! Kuzey Kıbrıs’ta yaşamaya devam etmek bile gereksiz.

KİMİN PARASINI ALIYORSUNUZ?

Dünyanın hiçbir yerinde yoktur: Böyle bir hayat, sadece KKTC’de ve sadece çok küçük bir azınlık için mümkündür. 

Çok iddialıyım: Böyle bir hayat, ne Amerika’da vardır; ne de Almanya’da… İngiltere’de olmadığını bütün Kıbrıslı Türkler biliyor zaten.

Gelişmiş demokrasilerde, kimse size halkın parasını yedirmez. Kamudan bir menfaat sağlayacaksanız çalışacaksınız. Başkalarının özel şirketlerde çalıştığı gibi çalışacak; işte kalmak için düzgün bir şekilde çalışmaya ve kendinizi geliştirmeye dikkat edeceksiniz.

KKTC’deki tam bir soygundur! Halkın parasını yasal yollarla yutmanın güzel bir mekanizması kurulmuştur ve tıkır tıkır çalışmaktadır!

EN GÜZEL HIRSIZLIK!

Son günlerde devlet dairelerine veya bazı kamu kuruluşlarına yapılması düşünülen istihdamlar tartışılmaktadır. Birkaç yüz kişi “işe alınacakmış”! Ayda 15-20 milyon TL daha ek bir kamusal gider yaratılacakmış…  Ve bir ömür boyu devam edecekmiş… Kendi batsa bile devlet sizi ödemeye devam edecekmiş.

Seçilmesini kolaylaştırmak için size işe alanlar başarısız olsa da kimse sizi işten atmayacak!

Yaptığınız iş ortadan kalksa bile “özlük haklarınız” devam edecek; evde yatarak bile olsa maaş almaya devam edeceksiniz.

Ne güzel hırsızlık değil mi? Kimse size hırsız demiyor; polis hakkınızda soruşturma bile yapmıyor. Banka soymuş olsanız bu kadar rahat edemezdiniz. Parayı sakladığınız yeri üç-beş günde bir de olsa bile kontrol etme; başka hırsızlara kaptırmama gerilimi yaşardınız. Size bir ömür boyu yetip yetmeyeceği bile şüpheli olurdu üstelik.

Ama bu öyle değil! Tam güvence; en uzun süre garanti!

Hırsızlık arkadaşlarınıza bir oy veriyorsunuz, onlar size bir ömür boyu maaş garantisi sağlıyor. Onlar da paylarına düşeni alıyorlar tabii… Sizin oylarınızla seçildikleri makamlardan istifa etseler bile hayatları aynı güzellikte devam edebiliyor. 

Soyunlan devlet kasası oluyor ama ne de olsa sahip yok! Kimse şikayet etmiyor. Ne mahkeme, ne de polis, böyle bir suçun peşine düşmüyor. 

Dedim ya, iddialıyım: Böyle bir hırsızlık sadece KKTC’de yapılabiliyor.