Tıpkı helikopter gibi çocuklarının etrafında uçarak her istediklerini anında yerine getiren anne babaların, okula uyumu zorlaştıran önemli nedenlerden biri olduğu bildirildi.
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez, yeni eğitim öğretim yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, “helikopter anne baba” kavramının ABD’de 2000’li yılların başında ortaya çıktığını, çeşitli araştırmalara ve kitaba konu olduğunu söyledi.
Sökmez, “aşırı ebeveynlik” olarak da nitelendirilen bu tutuma yönelik eleştirilerin son dönemde arttığını vurguladı.
Çocuklarından ayrılamayan, çocuğa gereğinden fazla odaklanan yapabileceği sorumlukları bile kendisi yapan, çocukları hakkında aşırı kaygılı, çok korumacı ve kontrolcü ebeveynlere “helikopter anne-baba” denildiğini aktaran Sökmez, şunları kaydetti:
“Helikopter anne-babalar sahip oldukları bu özellikler nedeniyle hem okulu hem öğretmeni hem de diğer velileri fazlaca kontrol altında tutmaya çalışmaktadır. Örneğin, veliler arasında kurulan WhatsApp gruplarında diğer velileri ve öğretmeni sürekli manipüle ederek hem velilerin hem diğer çocukların hem de öğretmenin tutum ve davranışlarını kontrol etmeye çalışmaktadırlar.”
“HELİKOPTER ANNE-BABALARIN ÇOCUKLARI DAHA KAYGILI”
Sökmez, 2000’den sonra doğan çocukların “Z kuşağı” diğer adıyla “kristal çocuklar” olarak adlandırıldığını hatırlattı.
Bu çocukların en temel özelliğini daha hassas, duygusal ve kırılgan olmaları olarak açıklayan Sökmez, “Tıpkı bir helikopter gibi çocuklarının etrafında uçarak her istediklerini anında yerine getiren anne babalar, okula uyumu zorlaştıran önemli nedenlerden biri. Günümüzde yaygın olarak görülen helikopter anne-babaların okula uyum sürecinde çok stresli oldukları ve bu stresi çocuklarına da bulaştırdıkları görülüyor. Okula uyum sorunu buz dağının görünen yüzü olabilir ve derinlerde daha birçok farklı sorun yatabilir. Bu noktada, üç haftadan uzun süren ve sürekli ağlama, mide ağrısı, baş ağrısı, uykusuzluk gibi fiziksel semptomların baş gösterdiği çocukların okul psikolojik danışmanının desteği ve yönlendirmesiyle daha kapsamlı ele alınmasını öneririz.” şeklinde konuştu.
“SORUMLULUK ALMA YETENEKLERİ GELİŞMİYOR”
Helikopter anne babaların çocuklarının uçmak için kanatlarının yani sosyal becerilerinin, sorumluluk alma yeteneklerinin, psikolojik dayanıklılıklarının gelişmediğine dikkati çeken Sökmez, “Çocuğun iletişim kurup bilgi alacağı yerlerde bile anne-baba çocuğu yerine iletişimi kurup, fark etmeden çocuklarının psiko-sosyal gelişimine zarar veriyor. Örneğin, çocuğun katılacağı doğum günü partilerinden, alacağı hediyeye, kimle ne kadar arkadaşlık edeceğine kadar her şeyi planlayıp bu süreçleri çocuğu yerine kendileri yürütüyorlar.” dedi.
Sökmez, şöyle konuştu:
“Helikopter anne-babaların aşırı koruyucu ve kontrolcü özellikleri nedeniyle çocuğun okula, öğretmenlerine ve arkadaşlarına teması çok sınırlı, aşırı yapılandırılmış ve çok steril olmakta yani ilişkileri doğallığını kaybedebilmektedir. Bu durumda, çocuğun gerçek duygularını yaşamasına ve kişiliğinin gelişmesine engel olabilmektedir. Ayrıca, bu tür anne-babaların çocukları ufacık bir engellemede ya da olumsuz bir durumda bile hemen kendilerini aşağılanmış, küçümsenmiş ya da reddedilmiş hissedebilmektedir.
Örneğin, genel olarak öğretmenin reddetme davranışı; fiziksel ve sözel şiddet, diğer öğrencilerle kıyaslama ve etiketleme davranışı olarak tanımlanmasına rağmen helikopter anne babaların kristal çocukları, çok daha küçük olumsuz davranış ve tutumlarda bile kendilerini reddedilmiş hissedebilmektedir. Örneğin, öğretmenin o gün diğer günlere göre daha az gülümsemesi bile öğrencinin kendisini reddedilmiş hissetmesine ve sevilmediğine inanıp, yoğun hayal kırıklığı yaşamasına neden olabiliyor. Ya da herhangi bir sınıf kuralını öğretmen genel olarak sınıfa bile hatırlattığında, aşırı hassas ve kırılgan öğrenci kendisi eleştiriliyor gibi hissedip, öğretmene küsüp ve iletişimi kesebiliyor.”
KURALLARA UYMAKTA DA ZORLANIYORLAR
Sökmez, helikopter anne-babaların çocuklarının kurallara uymakta zorlanabildiğini, aşırı kaygılı davranışlar sergilediğini dile getirerek, “Başkalarının kendisi hakkında ne dediğini hem aileleri hem de çocuklar çok önemser. Aşırı rekabetçi tutumları vardır. Helikopter anne-babalar çocuklarını bale, tenis gibi etkinliklere gönderirken bile öncelikleri çocuklarının keyif alma ve sosyalleşmesinden çok, başarılı olması. Bu nedenle tekli özel derslere ağırlık verirler. Yani, sadece akademik değil sosyal etkinliklerde de aşırı rekabetçi tutum sergilerler.” ifadesini kullandı.
Bu çocukların sosyal ilişkilerde de problem yaşayabildiğine işret eden Sökmez, arkadaş ilişkilerinde özellikle yaşıtları ile problemlerini çözemeyip sürekli aileden onay ve destek bekleyebildiklerini sözlerine ekledi