Fileleftheros gazetesi raporun içeriğiyle ilgili haberi “Bu Kez Farklı- Guterres’ten, Eşit Mesafelere Sahip, Aynı Zamanda Referans Şartları ve (Guterres Çerçevesinin) 6 Noktada Israr Eden Rapor- Teknik Komiteler, Güven Yaratıcı Önlemler- Maraş, Ara Bölge, Hidrokarbonlar- Doğal Gaz, Çözüm Bulunması İçin Güçlü Bir Teşvik” başlıklarıyla yer verdi.
Guterres’in raporda “tüm müdahil taraflara son bir çağrıda bulunduğuna” işaret edilerek, “Kıbrıs halkının bu kez farklı olduğunu bilmeyi hak ettiğine” vurgu yaptığı belirtildi. Gazete, Guterres’in liderler, garantör güçler ve ilgili taraflardan “önümüzdeki dönemi verimli bir şekilde kullanmalarını istediğini” de yazdı.
Guterres’in raporu Politis gazetesinde ise “BM Genel Sekreterinden İyimser Olmayan Değerlendirmeler- Yeni Taahhütler İstiyor- Bir Sonraki Adım Belirsiz- Doğal Gaz ve Maraş’a Atıflar- Maraş İçin Destek- Güven Ortamının Güçlenmesini İstiyorlar- Kıbrıs Sorunuyla İlgili Teknik Komitelerin Çalışmaları ve GYÖ’ler Bir Kez Daha Ön Planda” başlıklarıyla yer aldı.
“Guterres’in rapordaki ifadelerinin iyimserliğe çok da yer bırakmadığını, çünkü kendisinin müzakerelerin yeniden başlaması perspektifini belirsiz olarak nitelediğini” yazan gazete, Guterres’in tarafları önümüzdeki dönemi verimli bir şekilde kullanmaya çağırdığını da iletti.
Taraflardan yeni taahhütler isteyen Guterres’in, yapılan açıklamalara dayanarak ortamın iyileşmediği sonucuna vardığını ve bundan ötürü de iki tarafa sorumluluk yüklediğini yazan gazete, Guterres’in referans şartlarında anlaşmaya varılmamasının sorumlusunun ise meydana gelen gerginlikler olduğunu düşündüğünü ekledi.
PARTİLERDEN TEPKİ
Gazete, bazı Rum siyasi partilerinin rapor ilk tepkilerine de yer verdi ve DİKO, EDEK, Ekologlar ve Vatandaşlar İttifakı’nın raporun içeriğinden memnun kalmadıklarını yazdı.
DİKO, açıklamasında “Guterres’in Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’indeki Türk yasadışılıklarına müsamaha göstermesini kışkırtıcı bulduğunu” iddia ederken, EDEK ise açıklamasında “hoşnutsuzluğun esasında, Kıbrıs sorununun uluslararası bir yasadışı istila, devam eden işgal ve etnik temizlik problemi olan gerçek doğasıyla ilgili faaliyet ve kararlara atıfta bulunulmamasıyla” başladığını ileri sürdü.
Vatandaşlar İttifakı açıklamasında “Kıbrıs sorununun çözüm perspektifleri konusunda Guterres açısından var olan karamsarlığı kayda geçirirken, Ekologlar Hareketi ise “Guterres’in gerçeği söylemek ve BM kararlarının uygulanmasında ısrar edecek kararlılığa sahip olmadığını” öne sürdü.
Rapor, Haravgi gazetesinde ise “Guterres Bu Kez Farklı Diyor- Guterres: Perspektifler Belirsiz- Genel Sekreter Söylemleri Konusunda İki Lidere Sorumluluk Yüklüyor” başlıklarıyla yer buldu.
LİDERLER, BM’YE GÖNDERDİKLERİ NOTLARINDA NE YAZDI
Öte yandan, Fileleftheros, “Anayasa, Güvenlik ve Doğal Gaz Konusunda Farklı Yaklaşımlar- Anastasiadis ile Akıncı BM Genel Sekreterine Yönelik Notlarında Ne Yazdılar” başlıklarıyla yer verdiği bir haberinde ise, iki liderin BM Güvenlik Konseyi’nin talebi üzerine, BM Genel Sekreteri’ne gönderdikleri ve rapora da iliştirilen notlarına da yer verdi.
Gazete, Akıncı ile Anastasiadis’in BM’ye yönelik belge-notlarında, Kıbrıs sorunundaki faaliyetleri ve tezlerini ayrıntılı bir şekilde kayda geçirdiklerini yazdı. Gazete, liderlerin notlarında yazdıkları şeyler temelinde (ki bunlar kamuoyunda ifade ettikleri görüşleri aynı zamanda müzakerelerde ortaya koydukları önerilerini yansıtıyor) federal bir devletin işleyişi aynı zamanda güvenlik meselelerinde geniş ve farklı yaklaşımlar yelpazesi var olduğuna işaret etti.
Gazeteye göre, Rum lider, belge-notunda “Kıbrıs sorununda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında da belirlendiği üzere siyasi eşitliğe sahip olacak olan iki kesimli iki toplumlu bir federasyona dönüşmesine yol açacak çözüme varılmasının, Kıbrıs Rum kesimi için mutlak bir öncelik teşkil etmeyi sürdürdüğünü” öne sürüyor.
Anastasiadis ayrıca “Kıbrıs’ın tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet ve tek vatandaşlıkla birlikte, çağdaş, işlevsel bir Avrupa devleti olarak yeniden birleşmesi için tarafların 2014 yılında vardığı mutabakata da” işaret ediyor.
Gazete, Anastasiadis’in belge-notunda “bütün konuların ve öncelikle de Kıbrıslıların topraklarındaki yabancı askeri birliklerin, aynı zamanda şiddet tehdidi veya kullanımı olmadan bağımsız bir ülkede yaşama arayışlarının da masada olduğu; Crans Montana konferansında ne olup bittiğini kayda geçirdiğini” de aktardı.
Belgeye göre Anastasiadis “güvenlik ve garantiler başlığındaki ilerlemenin, kapsamlı bir anlaşmaya varılmasının, aynı zamanda iki toplum arasında güven tesis edilmesinin temel bir bileşen teşkil ettiğini” de vurguladı.
Anastasiadis belgede, Rum kesiminin gerek Crans Montana konferansı, gerekse özlü müzakereler gerçekleştirilmesi için bugüne kadar takip eden şeylerle ilgili çaba ve niyetlerini de kayda geçirdi.
Gazeteye göre, Anastasiadis belge-notunda şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Lute’un Kıbrıs’a gerçekleştireceği ziyaret ve liderlerin Berlin’de BM Genel Sekreteriyle yapacakları görüşmenin bekleyişi içerisinde, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde bir anlaşmaya varılmasına ilişkin güçlü taahhüdümü; bütünlüklü ve özlü müzakerelerle ilgili detaylar konusunda bir mutabakata varılması için, Crans Montana konferansı formunda gayri resmi bir konferansa katılmaya hazır olduğumu yineliyorum.”
Anastasiadis, son olarak, BM Genel Sekreteri ile BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerini, BM ilke ve değerleriyle uluslararası hukukun koruyucusu olarak Türkiye’ye “yasadışı faaliyetlerine son vermesi ve kışkırtıcı faaliyetten uzak durması” çağrısında bulundu. Rum lider ayrıca, Türkiye’nin müzakerece sürecinin iki toplumlu boyutlarıyla ilgili olumsuz müdahalelerde bulunduğunu iddia ederek, bunun son vermesi için güçlü bir tutum benimsenmesini istedi.
Gazete Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ise kendi belge-notunda “Crans Montana’daki başarısızlık konusunda Rum kesimini suçladığını ve tarihi bir fırsatın kaçırıldığına işaret ettiğini” yazdı.
Gazeteye göre, Cumhurbaşkanı Akıncı belge-notunda, garantiler-güvenlik aynı zamanda hidrokarbonlarla ilgili ortak komite kurulması konusundaki “bilindik tezlerine” de atıfta bulundu.
BM’DEN RAPOR KONUSUNDA AÇIKLAMA
Habere göre, “BM merkezindeki üst düzey bir diplomatik kaynak” ise BM Genel Sekreteri’nin raporu konusunda gazeteye yaptığı açıklamada “bunun, raporun ele alındığı zaman zarfı içerisinde meydana gelen kısıtlı gelişmelerin kayda geçirildiği açıklayıcı bir rapordan ibaret olduğunu” belirtti.
Gazete ayrıca şunları da yazdı: “Tahmin edildiği üzere, çabanın devam etmesine ilişkin olumlu bir işaret de veriliyor ve bu çok önemlidir. Aynı kaynak son olarak, BM Genel Sekreterinin, liderlerin rapora iliştirilen belge-notlarından ortaya çıkan meselelere ise karışmaktan kaçınıyor.”