Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından 26 Mart 2021 tarihinde yayımlanan Covid-19 Seyahat Protokolü’ne göre turistlerin ülkeye girişinden çıkışına kadar olan tüm tatil süresi boyunca adım adım uygulanacak Covid-19 seyahat önlemleri belirlemiştir. Kuzey Kıbrıs ekonomisi gibi Güney Kıbrıs ekonomisi de büyük ölçüde turizm faaliyetlerine bağlıdır. Bu nedenle 2021 turizm sezonunun kaybedilememesi için 1 Nisan 2021 tarihinde turizm faaliyetlerini harekete geçirecek olan Kıbrıs Rum tarafı, bu çalışma ile hem ekonominin çarklarını döndürmeye hem de turist ve yerli halkın sağlık önceliklerini ön planda tutmaya çalışmaktadır. Protokol kapsamında turistlerin ve yerli halkın gerçekleştireceği turistik faaliyetlerde kullanılabilecek tüm aktivitelere yönelik bir dizi sağlık önlemi detaylandırılarak belirtilmiştir.
Protokolün ana başlıkları şöyle:
*Uçuş esnasında uygulanacak olan protokoller
*Havalimanında uygulanacak olan protokoller
*Otobüs/Kiralık Araç/Taxi/Safari Jeep/Dalış araçlarında uygulanacak olan protokoller
*Yüzme Havuzu/Plaj/Su Parkında uygulanacak olan protokoller
*Konaklama tesislerinde uygulanacak olan protokoller
*Restaurant/Cafe/Bar/Pub gibi eğlence mekanlarında uygulanacak olan protokoller
*Müze ve Ören Yeri/Tema Parkları/Yat Gezisi/Dalış Alanları/Su Sporları gibi aktivitelerin yapıldığı alanlarda uygulanacak olan protokoller
Tüm bunların yanısıra Güney Kıbrıs’a girişler 4 farklı katagoride değerlendirilecektir. Ülkelerin karagorilere ayrılması ve kuralların belirlenmesi, belirsizlikleri ortadan kaldırmakta ve bu ülkelerde çalışan tur operatörlerine çalışma alanı açmaktadır.
Ekonomik olarak Kuzey Kıbrıs’a oranla çok daha iyi durumda olan Güney Kıbrıs, günlük ortalama 400 yerel vakaya sahiptir. Buna rağmen Kıbrıs Rum Yönetimi, salgın yönetimi hususunda sağlık ve ekonomiyi bir harmoni içersinde sürdürdürmektedir. Güney Kıbrıs’ın atmış olduğu bu adımların meyvelerini çok kısa bir sürede toplayacağı beklenmektedir.
Elmanın diğer yarısına bakacak olursak, günlük ortalama 35 yerel vakanın bulunduğu Kuzey Kıbrıs’ta, turizm sektöründe aşılanmanın dahi henüz başlamaması, sektörel planlama eksiklikleri, açılım sürecindeki siyasi belirsizlikler, halkın açılım hususunda teşviklendirilmemesi ve siyasi iradenin bu hususlarda yetersiz kaldığı bir ortamda Kıbrıs Türk Halkı büyük bir ekonomik yıkıma doğru sürüklenmektedir.
Ekonominin yeninden canlandırılması için turizmde atağa kalkan Güney Kıbrıs, Covid-19 pandemisini gerekçe göstererek 3’ncü ülke vatandaşı ve AB vatandaşlarının kara sınır kapılarından Kuzey Kıbrıs’a geçişlerine yönelik olarak uyguladığı ambargo ile de Kıbrıs Türk ekonomisinde süregelen yıkımı daha da derinleştirmek istemektedir. KKTC makamlarının bu hususta derin bir sessizlik içersinde olması ise son derece endişe verici bir durumdur.
Tüm bu gerçekler ışığında Güney ile Kuzey arasındaki ekonomik farkın çok kısa bir süre içinde daha da derinleşeceği tartışılmaz bir gerçektir. KKTC’de uygulanan yetersiz salgın yönetimi nedeniyle halk nezdinde ortaya çıkan olumsuz ekonomik sonuçlara Başbakan Sayın Saner’in bugünkü cevabı, “Pandeminin yalnızca KKTC’de değil tüm dünyada süregeldiği” şeklindedir. Bakalım dengeli bir salgın yönetimi sergileyen Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs gibi yakın komşularımızın katedeceği ekonomik mesafeyi Sayın Saner halka yarın nasıl izah edecektir?
İzleyip göreceğiz!