Kuzey Kıbrıs’ta şimdiye kadar 10’dan fazla bombalama oldu… Bu bombaların hedefi olanlar siyasi yaşamlarına olduğu gibi devam etmeyi seçtiler…
Tehdit denilen şey zaten vaka-i adiyeden sayılır. Hele de şimdiki facebook çağında… Biri klavye başına oturup sövüp sayabiliyor; araba bir-iki tehdit de cabası…
Akıncı ve arkadaşları bunu memleketin başlıca gündemi haline getirebilmek için çırpınıp duruyorlar. Varlığından bile kuşkulu duymamız gereken bir sosyal medya kullanıcısı yüzünden bizi Akıncı’nın peşine takmaya uğraşıyorlar.
Hükümettekiler ayrı alem: İmar planı yüzünden birbirlerine girdiler ama bu plan konusundaki farklılıklarının ne olduğunu bile öğrenemedik.
“İmar planı; ne olacak!” diyerek küçümsemek istemiyorum ama oldukça teknik olan bir konuda bile anlaşamayacak olduktan sonra neden ortak hükümet kurmuşlardı, o da anlaşılmaz hale geldi şimdi.
ÜST KADEMEDE GÜNDEM
Cumhurbaşkanlığı ve hükümet… Bu ülkeyi böylesi bir salgın ortamında yönetmesi gereken kurumlar bunlar… Bunların gündemi ise, sadece kendileri!
Bu arada, Türkiye-Yunanistan savaşını Almanya Başbakanı Merkel’in engellediğine ilişkin haberler var…
Bu arada, yurtdışından gelişler nedeni ila giderek artış gösteren Covid-19 vakaları saptanıyor.
Gündemde savaş var; bizim adımıza söz söylemesi, buna karşı önlem alması gerekenlerin umurunda değil! Yurtdışına çıkmak, Kıbrıslı Türklerin görüşlerini dile getirmek gerekmez mi? Gerekmez tabii; bizim kendi seçimimiz var! Bizim başkana sosyal medya üzerinden yöneltilen tehditleri savuşturalım hele; denizlerdeki savaşı ondan sonra düşünürüz!
Salgın devam ediyor: Sağlık önlemlerinin artırılması; ekonomik hayatın ise sürdürülmesi gerekiyor… Hükümet, özel sektör çalışanlarına kuru bir ekmek bile sağlayamadı ama önemli değildir! Bu hükümet işini halledelim hele; sıra elbette açlıktan ölmemiş olanlara da gelecek!
KKTC BUDUR İŞTE!
Bizimkilerin gündemi işte böyle belirlenmektedir.
- Denizlerdeki durum bir savaşa yol açacaksa, KKTC’nin ve KKTC yurttaşlarının nasıl korunacağını Türkiye hükümeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri düşünecektir. Bu çatışma Ada’ya da yayılır mı? Yayılırsa ne olur? Ekonomi durursa insanlar nasıl beslenir; nasıl korunur? Bu soruların yanıtları elbette bizimkileri ilgilendirmemektedir!
- Salgın artış gösterirse ne yapılacak? Yeniden kapanacak mıyız; yoksa bu vakaları izole edebileceğimiz yeni bir hastane mi ‘icat’ edeceğiz? Yeniden tam kapanmak zorunda kalırsak, insanlar ne yiyip, ne içecekler? KKTC’de bununla ilgilenen de yoktur! Bütün bu işler Allah’a havale edilmiş olmalıdır!
Bu durumda bu devlete ne ihtiyaç var söyler misiniz?
Ben söyleyim: KKTC, birilerine maaş ve bol maaşlı emeklilik kazandırmak için yaşatılmalıdır. İşte KKTC budur; işlevi de bunlardır!
Başka bir şey beklemek boşunadır!