“Nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz”
Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.” ifadesini kullandı.
Türkiye Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığını ziyaret ederek, inceleme ve denetlemelerde bulundu.
Burada görevli askerlerle akşam yemeğinde bir araya gelen Bakan Güler, kardeş KKTC’de ve Ada’nın güvenliğine yönelik önemli bir fonksiyon üstlenen 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Bölgede ve dünyada çok boyutlu gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik paradigmalarının sürekli değiştiği kritik bir süreçten geçildiğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:
“Bu süreçte jeopolitik ehemmiyeti yüksek bir coğrafyada bulunan ülkemizin de tüm bu tehdit ve tehlikelere karşı, daima güçlü ve uyanık bulunması bir zorunluluk haline geliyor. Dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığı olarak bizler de ülkemizin bekası, asil milletimizin güvenlik ve huzuru için son bir asrın en yoğun ve en etkin faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda şanlı ordumuz, yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonlar ile terörle mücadelede büyük başarılar elde ediyor. Kahraman Mehmetçiklerimiz, son teröristi de etkisiz hale getirme kararlılığıyla mücadelesini büyük bir gayretle sürdürüyor.
Operasyonlarımızla eş zamanlı olarak hudutlarımızın emniyetini de en yoğun ve etkili tedbirlerle sağlarken, Mavi ve Gök Vatan’ımızda hak ve menfaatlerimizi de tereddütsüz ve tavizsiz koruyoruz. Milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak antlaşmaları kapsamında bulunurken, güvenlik ve barışın korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de siz kahraman silah arkadaşlarımın büyük fedakarlıklarıyla başarıyla yerine getiriyoruz.”
– “Asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır”
Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ortaya çıktığı ilk andan itibaren, konuya uluslararası hukuk temelinde hakkaniyet esasıyla yaklaştığını kaydeden Güler, diplomasiyi önceleyerek ve ilgili taraflarla görüşerek sürece çözüm bulmak için yoğun gayret sarf edildiğini dile getirdi.
Güler, tüm bu çabalara rağmen Kıbrıs’taki soydaşlara karşı artan baskı ve hatta katliama dönüşen eylemlerin, garantör devlet olarak Türkiye’nin barışın tesisi ile soydaşların korunmasına yönelik adım atmasını gerekli kıldığını vurguladı.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 1974’te büyük bir başarıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada’ya barış ve huzur getirdiğini hatırlatan Güler, “Şurası muhakkaktır ki, o süreçte asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır.” dedi.
Kıbrıs Barış Harekatı’na verilen güçlü desteğin, Türk milletinin sarsılmaz birlik ve dayanışma ruhuna yeni bir örnek teşkil ettiğini belirten Güler, bu sene 50’nci yıl dönümü idrak edilen harekat sayesinde soydaşların Ada’daki varlığının güvence altına alındığını ve KKTC’nin kuruluşuna giden yolun açıldığını kaydetti.
O tarihten itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ada’daki varlığının, barış ile güvenliğin teminatı ve huzur ortamının devamı için en büyük güvence olduğuna değinen Güler, “Bugün burada görev yapan siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımın varlığı da barışın ve istikrarın korunması bakımından son derece kıymetlidir, hayatidir.” ifadesini kullandı.
Kıbrıs’ın sahip olduğu stratejik konumun, sadece Ada’nın değil bölgedeki genel güvenlik ve istikrarın devamı bakımından da kritik önem taşıdığına dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla böylesine tarihi bir görevi Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile büyük bir özveri içerisinde icra ettiğiniz için her birinizi tebrik ediyor, sizleri gözlerinizden öpüyorum. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki, nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.”
– “KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz”
Şu anda, Ada’da tamamen uluslararası meşruiyeti haiz olarak bulunan Türkiye’nin varlığını sorgulayan zihniyete, Türkiye’nin garantör devlet olma vasfını ve bölgeyle tarihi bağlarını bir kez daha hatırlatmak istediğini aktaran Güler, “Ayrıca Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Muhatapları, miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya, bunun yerine tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul, mantıklı şekilde çözüme yönelmeye davet ettiklerini belirten Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hem Kıbrıslı Türkler hem de Rum komşularımızın müreffeh geleceği ve Ada’da kalıcı huzur ve barış iklimi için, en doğru yolun bu şekilde olacağı muhakkaktır. Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da garantör devlet olarak güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz.”
– “Faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz”
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar attığını vurgulayan Güler, Erdoğan’ın diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaştığını ifade etti.
Bakan Güler, Türkiye’nin çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer aldığına dikkati çekti.
Gerginliklerin yayılmasını engellemeye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok kapsamlı girişimlerde bulunulduğunu aktaran Güler, şunları kaydetti:
“Bu kapsamda, güney coğrafyamızdaki çatışmaların sonlandırılması ve krizlerin çözümünden Kafkaslar’da kalıcı barışın sağlanmasına, Karadeniz’deki güvenlik ortamının sürdürülmesinden Balkanlar’daki huzur ortamının korunmasına, Kuzey Afrika ve Akdeniz’de güvenliğe sağladığımız katkılardan Somali ve çevresinde istikrarın tesisine yönelik üstlendiğimiz inisiyatiflere kadar faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz. Tüm bu girişimler, Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü, uluslararası güvenlik mimarisinin ve müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır.”
– “KKTC’nin yanında olmayı sürdüreceğiz”
Güler, başta terörle mücadele olmak üzere elde edilen tüm başarıların devam etmesi ve ülkenin uluslararası alandaki güçlü konumunu sürdürebilmesinin en önemli şartlarından birinin de yerli ve milli savunma sanayisi olduğunu vurguladı.
Yerli, milli ve modern savunma sanayisinin son yıllarda ulaştığı üstün seviye ile her platformda ihtiyaçları karşıladığını belirten Güler, ürünlerin pek çok ülkeye ihraç edilerek ekonomiye de güç verdiğini dile getirdi.
Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda çalışmayı sürdüreceklerini bildiren Güler, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için var gücümüzle çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz. Aynı şekilde ‘İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Bu vesileyle, Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Ayrıca Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, aziz şehitlerimizi, Kıbrıslı mücahitleri ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, görevlerinizde üstün başarılar diliyorum.”