Birisi bana anlatsın lütfen! Sağlık Bakanı ne iş yapıyor?
Sondan başlamak isterim…
Aşı planı: Yabancı haber sitelerine bakarsanız, çok daha güzel örnekleri vardır. Ne zaman, nerede kime aşı yapılacağı belirlenmedikten sonra belli grupları sıralamayı hepimiz yapabilecek durumdayız artık.
Virüsün izlenmesi: KKTC’de rastlanan Covid-19 virüsünün nasıl bir şey olduğuna ilişkin açıklamayı Yakın Doğu Üniversitesi yaptı. İlk vakanın kimde olduğunu da yine bu üniversitenin açıklamasından öğrendik. Sağlık Bakanı bize, herkesin görebileceklerini söylüyor; virüs bilimsel olarak izlenemiyor.
Sağlık personeli: Sağlık personeli yeterli değil ama Sağlık Bakanı personel takviyesi konusunda herhangi bir şey yapamadı. Topu, Kamu Hizmeti Komisyonu’na atıp duruyor. Özel sektördeki hastane, doktor ve hemşirelerden yararlanmayı ise bir türlü beceremedi.
Yasadışı davranıyor: Yaptıklarının tümü de yasadışıdır. Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nı bir defa okumak bile bunu anlamak için yeterlidir. İlgili komiteler kurulmadı, gerekli tedbirler alınmadı.
İletişim: Aradan bunca zaman geçti ama “bir okumada anlaşılacak açıklamalar” yapmayı bile beceremedi.
YAPILANLAR DA VAR!
Sağlık Bakanı’ndan şimdiye kadar sadece “evlerinize kapanın” çağrısı duyduk. Üstelik bunu da ikna edici bir şekilde yapamadı. Zaman oldu, virüsün gerçek bir tehlike olduğunu bile unuttuk.
Bir de “maske, mesafe ve hijyen” var tabii; bu çağrılar da halkı bezdirme noktasına geldi!
Mart-2020’den bu yana yaşamakta olduğumuz salgın sürecinde sağlık servislerine yapılan takviyelerin başında Acil Durum Hastanesi geliyor… Olabilecek en kötü şekilde yapıldığını inkar edecek tek bir kişi var mı?
Hastaneye sağlanan belli sayıda solunum cihazı da yapılan diğer bir “iş” olarak çizelgeye eklenebilir. Bu cihazları temin etmek için Sağlık Bakanlığı’na ihtiyacımız olmadığı ise daha o günlerden ortaya çıkmıştı zaten.
BAKANIN GÖREVİ
KKTC’de sadece 10 (on) tane bakan vardır. Bunların görevli oldukları alanda “siyaset yapmaları” beklenir. Siyaset yapacaklar ki, diğer bakanları da ikna edebilsinler ve hükümet ilgili konuya bir bütün olarak eğilebilsin; kamunun kapasitesi neyse bütün olarak harekete geçirilebilsin…
Bakan dediğin siyaset yapacak ki muhalefet partileri de ona destek vermek zorunda kalsın…
Siyaset yapacaksınız ki meslek örgütleri ve diğer ilgili sivil toplum örgütleri sizin kervanınızın birer parçası haline gelsin…
Sağlık Bakanı, anlatmaya çalıştığım gibi bir “siyasetçi” değildir; bize uygun, tam KKTC’ye layık bir siyaset ustasıdır. Meclis kürsüne çıkıp “siyaset yapmayı” bilmediğini ilan ederek siyasetin hasını yapmaktadır. Hükümetteki arkadaşlarını ikna etmeye çalışmak yerine, onları halkın tepkisi ile tehdit eden “usta bir siyasetçidir”. “Gücünüz yeterse beni görevden alın” yaklaşımı, bilinen en acımasız tehdit değilse, nedir? KKTC siyasetinde en geçerli araç da bu değil mi?
Bugünkü hükümetin en büyük sorunu, Pilli’nin oluşturduğu tehdittir. İş birliğine yanaşmayan, sorunlara akıl yolu çözüm aramayı reddeden, buna karşın salgının daha büyük yıkıma neden olması olasılığını başbakanın başında Demokles’in kılıcı gibi sallandırmayı beceren bir bakan ile karşı karşıyayız. Görevden alınır ve salgının daha kötüye gittiği algısı ortaya çıkarsa Saner’in başbakan kalmasının zorlaşacağını bilmekte, kararı ateşten bir top olarak Başbakan’ın kucağına atmaktadır.Ne işbirliği yapıyor; ne de istifa ediyor! Gerçekten de tam bir tehlike haline gelmiştir!