Konuyla ilgili GİAD’tan yapılan açıklamada “Ailelerimizin, kendimizin, hergün ışıksız, bariyersiz, eski, delik deşik, çağdışı kalmış tehlikeli yollarda, tabiri caizse ‘kelle koltukta’ trafiğe çıkıyor olmamız artık bizleri isyan noktasına getirmiştir. Toplanan vergi yollara harcanmamakla birlikte, her yıl seyrüsefer ve sigorta maliyetleri de artmaktadır. Yollardaki risklerin bedeli, yine halka ödetilmektedir” ifadelerine yer verildi.
Ülkede nüfusun ölümlü kazalara oranının AB’nin üç katına yakın olduğu dile getirilen açıklama şöyle devam etti:
“Ülkemiz nüfusu günden güne artmakta ve genç nüfus çoğalmaktadır. Gerek kiralık, gerek özel, trafikte dikkatsizce seyreden araçlar artık her gün hepimizin karşılaştığı bir durum haline gelmiştir. Büyüyen nüfusa endeksli altyapı, yol, teknoloji yatırımı zamanında yapılmazsa, bunun sonu felakettir ve maalesef felaketin başlangıcına şahit olduğumuz günlerden geçmekteyiz. Bu sorun, bugün ortaya çıkan bir sorun değil, yıllar süren sorumsuzluğun bir sonucudur.
Araç Kayıt Dairesi vasıtası ile toplanan seyrüsefer harçları, araç kayıt harçları, muayene harçları ve trafik dolayısıyla elde edilen diğer gelirlerin, hayatımıza neden yansımadığını merak ediyoruz. Ölümlü kaza olan noktalara ertesi gün apar topar bariyer takılması maalesef ölenleri geri getirmeyecektir.
Otoban olması gereken yolların köy yolu gibi yapılması, planlamanın en başından felakete davetiye çıkarır şekilde yapıldığının göstergesidir. Avrupa da Türkiye de burnumuzun dibindedir, her ikisinde de görülebilir ki ‘otoban’ denilen çevreyolları, hiçbir şekilde kavşak barındırmayacak şekilde, exit-entry sistemi ile, orta bariyerleri ile, servis yolları ve anayola giriş ve çıkış olmayacak şekilde tasarlanıp hem trafik kazalarını minimuma indiren, hem de trafiği aksatmayan yollardır. Ülkemizde yapılan çevreyolları, çevreyolu değildir. Köylere giden yollar, karanlık, dar ve çağdışıdır. Acilen trafik seferberliği başlatılmazsa, felaketin boyutu git gide büyüyecektir”.